ÖLÜM MELODİLERİYOU SHOULD SEE ME IN A CROWN
"J'aime leur façon de hurler tous."
Bir iki üç... tekrardan buradayım. Dört beş altı... yine burada dolanıyorum. Yedi sekiz dokuz... kendimi neden burada buluyorum. On onbir oniki ... deliriyorum. Onüç ondört onbeş... ben buraya mı aidim?
Yine buraya gelmiştim. İstemiyordum buraya gelmeyi. Şu anda herkes gibi yatağımda güzel düşler içinde olmalıydım ama ben buraya gelmiştim.
Bugün buraya gelişimin 13.günü ve gittikçe kendimi buraya ait hissediyorum. Burayı ezberlemiştim çünkü istemsizce gecenin bu saatinde kendimi burada buluyordum.
Ayaklarım benden bağımsız ilerlerken kolumdaki saate baktım. Saat 03.27ydi. Bu saatte bu kadar karanlık bir ormanda gezmem iyi değildi ama önemsemiyordum.
Hafif bir rüzgar esince bir ürperti geldi. Üstümde bir ceket yoktu. Sonbahardaydık ve hava soğuk olmasına rağmen üşümüyordum.
İlerlerken arkamdaki çalılardan ses geldiğini duydum fakat korktuğum için arkama dönemiyordum. Ben de daha da hızlı bir şekilde yürümeye başladım...
Ben hızlandıkça sesler artmaya başladı. Bu sesler hayvan sesleri değildi. Annemle sürekli bu ormana gelirdik. Hayvanlar hakkında çok bilgiliydi ve bana da bildiklerini anlatırdı. Bu sesler kesinlikle hayvanlardan gelmiyordu.
Birileri sanki bana fısıldıyormuş gibi hissediyordum.
Sürekli geldiğim bu orman bugün farklıydı. Neyin farklı olduğunu bilmiyorum ama bir şeylerin değiştiği çok barizdi. Ağaçlar mı çoğalmıştı? Belki bugün hava daha karanlık olduğu için bana öyle geliyordur. Sanki ilerledikçe orman daha da güzelleşiyordu. Şu anda içerisinde bulunduğum ormanın güzelliklerini incelerken ayağım taşa takıldı.
"Ah, lanet taş !" Üstümü silkeleyip ayağa kalktım. Karşımda ağaçlardan yapılmış, çiçeklerle süslenmiş bir ev vardı. Daha önce burada olsaydı fark ederdim. Nasıl fark edemedim ben bu kadar güzel bir evi?
Belki de yeni yapılmıştır. Bu daha büyük bir olasılıktı.
Evin önüne geldiğimde beni daha da büyülemişti. Çok güzeldi. Kırmızı çatılı tahtadan yapılmış bir evdi. Ama normal tahtadan yapılmış evlere benzemiyordu. Evin önü taşlarla çevrilmişti. Hayatımda daha önce görmediğim kadar güzeldi. Evin güzelliğine öyle çok dalmıştım ki dizimden akan kanı fark etmemiştim.
Evin içini aşırı merak ettiğim için merakıma yenik düşüp kapıyı çaldım. Birkaç kere çalmama rağmen kimse kapıyı açmamıştı. Ama ben ısrarla kapıyı çalmaya devam ediyorum. Kendime kimsenin kapıyı açmayacağına ikna ettiğimde arkamı döndüm.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ÖLÜM MELODİLERİ
FantasyBurası Obscure... Bir bilinmezlik ama tek gerçeklik. Issız ormanları, yersiz korkuları... Cadılar, büyücüler, melezler, kurtlar, vampirler... Ve hepsini koruyan 5 büyük Tanrıça "Bilinmeyene attığın her adım, çekiyor seni içeriye." Karanlıkt...