1. BÖLÜM "RUH"

594 32 5
                                    

“Beyazda kaybolmuşken siyaha tutulanların hikayesi.''

Tek başıma olduğumdan emin olduğum ürkütücü otel odasında açtım gözlerimi. Kolumu yatağın sol tarafına attığımda hissettiğim soğukla, irkildim. Yataktan kalktığımda iğrenerek buruşmuş, ucuz otel çarşafına baktım. Ve bu şey yine yaşadığım hayattan nefret etmeme sebep oldu.

Sonra aynaya çevirdim gözlerimi. Parmaklarımı açık kumral ,uzun saçlarımın arasından geçirdim. Yavaşça banyoya ilerledim, içeri girdiğimde en son üzerimden çıkartılan elbiseyi hızlıca üzerime geçirdim. Küvetin dibinde duran çantayı alıp, içerisinden kırmızı rujumu çıkardım, yavaşça solgun dudaklarıma yedirdim. Yerden siyah platformumu alıp ayağıma geçirdim, yanağıma doğru süzülen göz yaşımı elimin tersiyle silip, banyodan ayrıldım.

Topuklunun asfaltın üzerinde çıkardığı tok ses hoşuma gidiyordu. Sokakta omuzlarımı dikleştirerek ilerlemeye başladım.

Bir lisenin çıkışına denk gelmiştim yavaşça ilerlemeye devam ettim. Lise son olduklarını tahmin ettiğim bir arkadaş grubu neşe içerisinde ilerliyordu. Onlara imrenerek baktım.

Adımlarımı hızlandırdım şimdi hüzünlenme zamanı değildi . İlerde yine bir arkadaş grubu dikkatimi çekmeyi başardı . İlk gördüğüm gruba göre fazla sert , fazla soğuklardı. En önde ilerleyen kız beni fark ettiğinde arkadaşlarına bir şeyler söyledi.

Tüm gözler bana dönmüştü!

İnsanların bana karşı olan bakışlarına alışıktım umursamadan bende onlara baktım. Gördüğüm suratla kalbimin paramparça oluşu ve benim hızlıca koşmaya başlamam eş zamanlı oldu.

2 SENE ÖNCE 

Atlasın boynuma kondurduğu öpücüklerle uyandım.

Onun yanında huzurluydum , mutluydum. Parmaklarımı çıplak göğsünde gezdirdim.

Sinsice gülümsedi, kollarını boynuma sardı.

 Gözlerine dün gece yüzünden bakamıyordum. Onun olduğumu hissetmek çok güzeldi ama nedense çok utanıyordum.

 ''Utanıyor musun sen benden Azra.'' Dedi Atlas yalancı bir kızgınlıkla.

Sadece gülümsedim.

 Dudaklarına yavaşça yaklaşıp minik bir öpücük kondurdum. Hızla öpüşüme karşılık verince kıkırdadım.

Öpüşmeye devam ettik.

Artık minikten çok tutkulu bir öpücüğe dönüşmüştü bu aldırmadım. Hep daha fazlasını isterdik biz. Ciğerlerimiz patlama derecesine gelene kadar öpüştüğümüzde pes eden taraf ben olup kendimi geri çektim.

----

Tüm hayatım bitmişti.

Hayatımın bittiği gibi, ailemin tek üyesi olan babam tarafından reddedilmiştim. Yaşadığım ilçede insanların faişe sıfatını yapıştırdığı biri haline gelmiştim.

Artık ağlamıyordum.

Umutlarım gibi göz yaşlarımda tükenmişti belki de. İnsanlara kolay kolay güvenilmeyeceğini biliyordum.

Ama Atlas normal bir insan değil gözümde.

Onu özel sanmıştım, ona güvenip sığınmıştım. Yaptığım şeyden hala pişman değildim, pişmanlığım Atlas’a güvenmekti.

 O özel değildi ve ben şimdi korumasızdım. Yanında hiç olmadığım kadar güvende hissettiğim adamın güveninde boğulmuştum. Tüm ilçede olduğunu zannettiğim videoların tüm ilde, tüm ülkede olduğunu anladığımda artık çok geçti.

Hayatım bir anda paramparça olmuştu.

Yaptığım şey doğru yanlış kimsenin umurunda değildi.İnsanlar edecek laf ,yapıştıracak etiket arıyorlardı ve hedefleri bendim.

O günün gecesi Ankara'dan ayrıldım. Olay her ne olursa olsun unutulacaktı ve zarar gören benim ruhum olarak kalacaktı. Şu andan sonra yapabileceğim iki şey vardı ya hayatıma son verecektim yada devam edecektim.

 Ruhum çoktan ölmüştü, ben sadece bedenimin yaşamasına izin verdim.

HİSSİZHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin