Tuvaletten çıkıp ellerimi yıkadıktan sonra mutfağa ilerledim. Kettleda ısıttığım suyu kahve kupama doldurup kahve paketini açtım ve sıcak suyun içine boşalttım. Çekmeceden bir kaşık çıkarıp kahve tozuyla suyu karıştırdım. Ardından kupayı da alıp çalışma odama geçtim. Burası sadece çalışma odası değil. Burası aynı zamanda benim yayın odam. Saat dokuza gelirken kahvemi masaya bırakıp siyah kırmızı detaylı oyuncu koltuğuma oturdum ve bilgisayarımı açtım.
Yaklaşık iki yıldır twitch de canlı yayınlar açıyorum. 20 yaşındayım. Hanguk Üniversitesine gidiyorum. Ailemden uzak kaldığım ilk yıllarda gelen yanlızlık hissi beni canlı yayınlara yönlendirmişti. İlk başlarda çok izlenmesem de yavaş yavaş büyüdüm ve şimdi 10000 lerde izleniyorum. Eh en azından iki yıllık çaba boşa gitmedi. Paramı da kazanıyorum. Yediğim önümde yemediğim arkamda. Daha güzel bir öğrencilik hayatı hayal edemezdim.
Bilgisayarın açıldığını farkedince hemen yayın öncesi hazırlıklarımı yaptım; obs: açık, discord: açık, steam: açık, twitch: açık. Tamam artık yayına hazırım. Yayını başlattım.
"Selamlar~ Hoşgeldiniz~ Umarım gününüz güzel geçmiştir! Geçmediyse Lixie'niz sizi neşelendirmeye geldi! Umarım bu yayın bi nebze olsun kötü gününüzü telafi eder! Nasılsınız bakalım? Neler yaptınız görüşmeyeli? " Aslında daha dün görüşmüştük ama neyse. Sağdaki ekranda açık olan chate baktım. Aradan seçebildiklerimi -genelde tanıdık olanlar- okumaya çalıştım. "Lix bugün bir kedi sahiplendim sence adı ne olmalı? Tıpkı Garfield'a benziyor ama Garfield koyarsam çok klasik olacağını düşündüm ve şimdi de karar veremiyorum." Elimi çeneme koyup bir süre düşündüm. "Garfield koymamakla iyi yapmışsın bence de çok klasik olurdu. Garfield gibi turuncuysa Cheddar olabilir! Ya da Cheetos. Ya da ya da Nacho! Ben niye sadece yiyecek ismi sayıyorum?" Ufak bir kahkahanın ardından aklıma gelen bir diğer ismi söyledim. "Nemo'ya ne dersin? Hem turuncu hem de yiyecek değil. Gerçi balık yiyoruz ama konumuz bu değil." Yine küçük bir kıkırtının ardından obs e dönüp aboneliklere ve gelen bağışlara baktım.
"çukulatlısüt 5 dolar göndermiş, 'Hoşgeldin Lixie~ Günün nasıl geçti?' demiş. Yani iyi sayılır. Kötü bir gün geçirdim diyemem ama çok da iyi de değildi." Ev arkadaşımla kavga etmiştim. Sinirle evden çıkıp gitti. Bir süre haber alamadım ama daha sonra endişelenmemem için bana bir süre ailesinin yanında kalacağını söyleyen bir mesaj attı. Ailesinin yanına gitmesi biraz garip. Çünkü bilirsiniz, evli çiftler kavga edince 'Ben anneme gidiyorum!' diye çekip giderler ya. Ondan... Garip biraz.
Tekrar soldaki ekrana yönelip bir sonraki bağışı okudum. "neko5306 10 dolar göndermiş 'Felix bence bu videoyu çok seveceksin!' ve bir link atmış. Ne ki bu?" linki açıp ana ekranıma sürükledim. Herhangi müstehcen bir şey olmadığından emin olduktan sonra ekranımı yayına verdim. Gülerken konuştum. "Neko bana neden Calvin Klein mankenlerinin çekim videosunu attın?"
Videoda üç manken vardı. Biri diğer ikisinden farklı olarak sarı ve uzun saçlıydı. E haliyle ilk o dikkatimi çekti. "Kim bunlar? Özellikle sarışın olan." Güldüm "Ne var lan taş gibi çocuk." ardından chate döndüm. Yorumlara göz gezdirdim. Mankenlere yürüyenler, o kadar da yakışıklı olmadıklarını söyleyenler ve galiba videodakilerin instagram hesaplarını atan insanlar vardı. Daha sonra aradan Jeongin in yorumunu gördüm; 'Lix, bu sarışın olan birkaç ay önce anlattığım çocuk. Diğer ikisi de arkadaşları.' Okuduğum gibi aklıma geldi. Jeongin birkaç ay önce hoşlandığı bir arkadaşından bahsetmişti. Ama manken olduğunu ve bu yüzden biraz kibirli biri olduğunu söylemişti. Jeongin çocuğa açılacağını söyleyip çıktığı eve reddedilmiş ve üzgün dönmüştü.
"Haa tamam Jeongin." diyip videoyu kapattım. Jeongin in daha fazla o çocuğu görmesini istemiyorum. Ardından chatte isyan bayrakları çekildi. Bana videoyu neden kapattığımı soruyorlardı. Görmezden gelip yayına devam ettim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Streamer °Hyunlix° [Tamamlandı]
Fanfictionhyunlixie: Bence bir çay için @lixie @hwanghyunjin ↪hwanghyunjin: Bu kim? ↪hyunlixie: Bu çocuk senden hoşlanıyor ↪lixie: nE #1 fic #1 hyunlix w/wonscat