Söylediklerimden sonra Hyunjin, öküzün trene baktığı gibi yüzüme bakmaya başlamıştı. Ne dediğimi bende geç fark etmiştim ve kendime şaşırmıştım. Cidden kıskançlık bana bile böyle şeyler yaptırabiliyordu.
Doğruyu söylemek gerekirse onu seviyorum. Bunu ne kadar ona itiraf etmek istemesem de, onun başkası ile olma fikri gerçekten aklımı yitirmemi sağlıyordu. "Onu başkası ile görsem kalbim acır mıydı? Onu kıskanıyor muyum? Ona bağlandım mı? Ona aşık mıyım?" Buraya gelmeden önce kafamdan bu tarz sorular geçiyordu. Hyunjin'i o adamla gülüşürken gördüğümde ise emin olmuştum. Ben Hyunjin'e çoktan vurulmuştum. O saçma tavırlarına o cüretkar tavrına aşıktım.
Ben bu şeyleri düşünürken Hyunjin'in gözünden bir yaş düşmüştü. Siktir o yaş yanağına değil de sanki kalbime düşmüştü. Ani bir hareketle yakasından tutup kendime çektim ve dudaklarına yapıştım. İkimizin dudakları da hareket etmiyordu. İlk atağı o yapıp üst dudağımı emmeye başladı. Ben de ona ayak uydurdum ve onun alt dudağını emmeye başladım. Bu öpüşme işi hoşuma gitmişti.
İkimizin de nefesi azaldığı için dudaklarımızı ayırmıştık. Alınlarımızı birbirine dayayıp nefeslenmeye çalışıyorduk. Hyunjin arkasını geri dönüp o yanındaki adama bakıp bir şeyler söyledi. Ne dediğini tam anlamıyordum ama üzgün olduğunu filan söylüyordu galiba. Çocuk kafasını anlayışlı bir biçimde salladığında Hyunjin arkasını dönüp bana elini uzattı.
"Hm Felix? Tutmayacak mısın?" anlık şoktan çıkıp uzattığı elini tuttum ve gülümsedim. O da gülümsedi. "hadi evimize gidelim Lix" Tamam manasında kafamı salladım. Yine geçenki gibi üzerimde üstünlüğünü sağlamıştı. Bu ne kadar anormal gelse de hoşuma gitmiyor değildi.
Bir taxi çevirdiğinde içine yerleşmiştik hemen. Taxiciye evimin adresini verdikten sonra kafasını omzuma koymuş gözlerini kapatmıştı. Hala elimi tutuyordu ve bu güzeldi. Hoşuma kaçmıştı yani azcık.
Eve geldiğimiz zaman kafasını omzumdan kaldırmış taxiciye parayı vermişti. Birlikte arabadan inip el ele eve doğru ilerledik. Anahtar ile kapıyı açtığında elimi bırakmıştı. Elim boşluğa düşmüş gibi hissetmiştim. O kapıyı açar açmaz ben uzanıp onun elini tutmuştum. Gülümsemişti.
Birlikte içeri geçtiğimizde yavaşça koltuğa oturdu ve ağzından acı dolu bir inleme çıktı. Telaşlanıp hemen yanına oturup sırtını açmaya çalıştım ama o bana sırıtmış bir şekilde bakıyordu.
"Lix beni soymayı bu kadar çok istediğini bilmiyordum." şerefsiz herif ciddi bundan zevk alıyordu. Elimle kafasına serçe vurdum ve sinirle yüzüne baktım.
"Hyunjin beni çıldırtma sırtına krem sürmedin mi iyileşmesi ve iz kalmaması için sabah akşam sürmen gerekiyor bunu biliyorsun. Ayrıca şu parmağına bak kabataslak bi bant yapıştırmışsın."
"Artık hep birlikte olacağımıza göre Lix sen her şeyimle ilgilenirsin demi"
Biraz onunla uğraşmaktan zarar gelmezdi demi. "Hayır, Hyunjin ben senin bakıcın değilim. (yavaşça kulağına yaklaştım) hem Hoşlanıyorum derken de senden değil vüzündan bahsediyor-" ani bir haraketle beni altına aldı ve acayip öfkeli bir biçimde gözlerime bakmaya başladı. Evet şuan sıçmıştım.
"Lix seni her şeyden çok seviyorum. Hayatımın geri kalanında benimle olur musun?" bu dediklerini cidden beklemiyordum. Ben bana sinirlenecek sanmışken onun söylediği güzel sözler sayesinde kalbim twitch milleti tepiniyordu.
Yavaşça yaklaşıp dudağına minik bir buse kondurdum ve en güzel bakışımla ona bakarak konuşmaya başladım "Yakışıklı sevgilim benim, hadi üstümden kalk sırtına kremini sürelim ki izi kalmasın. Yoksa eve kim ekmek getirecek demi. Çocuklarımız aç mı kalsın?"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Streamer °Hyunlix° [Tamamlandı]
Fanfichyunlixie: Bence bir çay için @lixie @hwanghyunjin ↪hwanghyunjin: Bu kim? ↪hyunlixie: Bu çocuk senden hoşlanıyor ↪lixie: nE #1 fic #1 hyunlix w/wonscat