-Final-

325 19 93
                                    

Kaçan beşli olabildiğince hızlı bir şekilde ormana girdi. Ağaçların ve çalıların arasında hızlıca kamptan uzaklaşıyorlardı.

Öte yandan iki büyük helikopter kampa yaklaşmış ve büyük meydana inişe geçmişlerdi. Telsizden Hoseok'un sesi duyuldu.

"Paketleri indirin."

Kapaklar açılmış ve kamp alanına halatlar atılmıştı. Asker üniformalı ve başlarında siyah maskeler olan on beş kadar işi aşağıya inmişti. Yanlarında da çocuklar vardı.

Ağaçların içinden çıkan Taehyung endişeyle diğerlerine baktı.

"Onları kurtarmalıyız! Öylece bırakamayız!"

Cevap Key'den gecikmedi.

"Çocuklar bir yeşil kadar zeki değil ama haklı. Gitmeliyiz."

"Jungkook'u bırakalım. O gelemez."

Jungkook başını kaldırıp diğerlerine baktı.

"Gelebilirim. Sizin kadar yeteneklerim üstünde usta değilim ama hiç yoktan yardımım dokunacak. Ben de geliyorum."

Jungkook'un lafının bitirmesiyle hemen meydana koştular. 

Helikopterden inen askerler yere bıraktıkları çocukların başlarındaki bezleri çektiler.

O esnada Hoseok çoktan meydana gelmiş ve açıklık alandaki çocuklara doğru yürümeye başlamıştı. Olan biteni merakla bekliyordu.

Başlarındaki bezler çıkan çocuklar etrafı süzdüler. Kıpkırmızı olan gözleriyle beraber yanakları da yavaş yavaş kırmızılaşıyordu.

Tam bu esnada Jackson'ın arkadaşı bağırdı.

"Kırmızılar!"

Bağırmasıyla beraber çocuklar ağızlarını açmış ve alev dalgaları kampı kasıp kavurmaya başlamıştı.

Jackson dörtlünün önüne geçip kendini siper ederken kaçmaları için bağırdı.

Kırmızıların her ağızlarını açışı ile bir çadır yok oluyor ve bir sürü çocuk yanarak ölüyordu. Saniyeler içerisinde bir sürü çocuk ölmüştü. Silah sesleri, alevler, ölen ve yaralı olan çocuklar... Meydan adeta cehennem alanına dönmüştü.

Birden bire duyulan sesle kaçmaya çalışan tüm çocuklar yere çöktü. Askerler beyaz gürültüyü kullanıyordu. 

Gözleri tupturuncu olan Hoseok diğerlerine yürürken aynı zamanda üç kırmızı da Taehyung ve diğerlerini nişan almıştı. Eş zamanlı olan Jungkook'un turuncu olan gözleriyle bir tanesi başka bir yöne dönerken Jackson da öne atlayıp bir depoyu önlerine çekmişti. Alevler kendilerine ulaşamamıştı. Ani bir hareketle koca depoyu ittirmiş ve depo üç kırmızının ölmesine neden olmuştu.

Beyaz gürültüye yakalanan çocuklar aniden Hoseok'un yürüdüğü yerde diz çökmüşlerdi. Hoseok sanki bir geçit töreninde gibi aralarından yürüyordu. Gözleri ise dimdik Taehyung'a bakıyordu.

Taehyung diğerlerine döndü. Hepsine gülümsedi. 

"Çocuklar, kaçın."

Jungkook hemen itiraz etti.

"Seni burada bırakmıyorum."

"Onunla savaşamazsın. Ama ben yapabilirim."

Sunmi bu esnada ağlayarak Taehyung'a sarılıyordu. Taehyung inatla diğerlerini göndermeye çalışıyordu.

"Sunmi, Jungkook ile beraber git. Hadi koş."

Key ve Jackson Jungkook'u tutuyordu. Bıraksalar her an kaçabilirmiş gibi bir hali vardı.

ORANGE - TAEKOOKHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin