-7-

378 26 0
                                    

Jeon Jungkook

Gelen küçük kız çocuğuyla afallamıştı. Kız gerçekten küçük görünüyordu. En fazla yedi veya sekiz yaşındaydı. Kahverengi saçları beline kadar geliyordu. Ellerinde bir çift sarı eldiven vardı. 

Küçük kız Jungkook ve Taehyung'u gördüğü anda yavaşça birkaç adım gerilemişti. Sırtı bir içecek makinesi çarpınca durmuş, yavaşça sağ elindeki eldiveni çıkarmıştı. Elini birden arkasındaki makineye değdirince tavandaki ampuller patlamış, kırık cam parçaları yerlere saçılmıştı. Dükkanda bulunan ve elektrik ile çalışan bütün aletlerin camları patlamış ve etrafa kıvılcımlar saçmaya başlamıştı. 

Jungkook ani bir refleksle Taehyung'u kendine çekerek sarılmıştı. Bu küçük çocuğa zarar gelsin istemezdi. Neden yaptığını bilmiyordu ama o an sadece yapmak istemişti. 

Küçük kız altın sarısı rengi gözlerini ikiliden ayırmış  ve eldiveni eline takarak koşarak uzaklaşmaya başlamıştı. Arkasına bakmadan koşuyordu. Arka kapıdan çıkmıştı.

Jungkook kızın arkasından bakarken Taehyung onun elini tutmuş ve çekmişti. 

"Ne bekliyorsun?! Gitmeliyiz! Kaçmak için fırsatımız var. Sence bu birliğe güvenebilir miyiz? Bizi güçlerimiz için kullanmayacaklarını bilemeyiz. Bu yüzden saf saf bakınma ve koş!"

Jin ve Chanyeol içerideki olanları fark ettikleri anda içeriye doğru yaklaşmaya başlamışlardı. Chanyeol eline aldığı silahıyla doktoru arkasına çekmiş ve giriş kapısına yaklaşmıştı.

Tabi bu sırada Taehyung çoktan elini tuttuğu Jungkook'u arka kapıdan çıkarmış ve küçük kızın peşine düşmüştü. Küçük kız koşuyor, Taehyung ve elini tuttuğu Jungkook arkasından takip ediyordu.

"Hey! Küçük kız! Dur!" 

Taehyung durması için küçük kıza seslenmiş ama bir yanıt alamamıştı. Jungkook ise hala Taehyung'un cesaretine hayran bir şekilde bir yandan koşarken bir yandan da Taehyung'a bakıyordu. Yaşına göre oldukça cesur gelmişti gözüne.

Küçük kıza yetişemeden kız arka bagaj kapısı açık olan büyük bir arabaya binmiş ve kapıyı kapatmıştı. Hemen kapıdan uzaklaşmış ve kendisini minderlerin üzerine bırakmıştı. 

"Lütfen bizi içeri al. İkimiz de ortada kaldık. Birbirimizden başka güvenecek kimsemiz yok. Lütfen."

Taehyung yüzüne ağlar gibi bir ifade koyarak  arabanın camına vurmuştu. Jungkook onun neredeyse gerçekten ağlayacağını düşünecekti resmen. Yüzündeki ifade fazla gerçekçiydi. Sanki her an yere çöküp ağlayacak gibi duruyordu.

O sırada arkadan sesler gelmeye başladı. Seokjin yanındaki arkadaşı Chanyeol ile beraber dükkana girmiş ve ikiliyi aramaya başlamıştı. Dükkanda bulamayınca da isimlerini seslenerek etrafa bakınmaya başlamıştı. 

Jungkook o an panik yapmış ve bütün umudunu yanındaki Taehyung'a bağlamıştı. Taehyung ise bir kez daha cama vurmuş ve umutla küçük kıza bakmıştı. En sonunda işleri daha da ileriye götürmüş ve ağlamaya başlamıştı.

"Lütfen. Bizi öldürecekler galiba."

Taehyung arkasına bakıp iç çekmişti. Adım sesleri gittikçe yaklaşıyordu. Ve ikisinin de eli ayağına dolaşmıştı.

O sırada küçük kız kapıya yaklaşmış ikiliyi şaşırtarak açmıştı kapıyı. Taehyung ve Jungkook hemen içeriye geçmişlerdi. Jungkook sol köşeye geçerek sırtını yaslamış, Taehyung ise Jungkook'un yanına oturarak koluna sarılmış bir şekilde akan gözyaşlarını siliyordu. 

ORANGE - TAEKOOKHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin