|2|

164 18 0
                                    

Chan avucunu Felix'in dizine yasladı. Gözlerine hapsoldu. Pek çok yönden benzer olmalarına rağmen, ki bu kadar iyi anlaşmalarının sebebi buydu. Felix'in etrafında asla gitmeyen bir gizem havası vardı. Her ne kadar gece konuşmaları olsun, birlikte zaman geçirseler, Chan Felix'in büyümesini izlerse izlesin, gözlerinde okuyamadığı bir şey vardı.

"İyiyim." Chan açıkça cevap verdi. Felix gözlerini devirdi ve dizlerini göğsüne doğru çekti. Fiziksel teması kesmek biraz can sıkıcıydı.
Ama Felix hızla yanına kayarak ve sanki oraya aitmiş gibi başını Chan'ın omzuna koyduğunda Chan'ın endişelerini bastırdı. Kesinlikle öyle hissettirdi.

"Hayır, gerçekten. Bir şeyler oluyor değil mi?" Felix sorguladı. Chan kolumu Felix'e dayayıp onu daha da yakınlaştırdı.

••••••••••

"Tanrıya yemin ederim ki, göründüğü gibi değil! Kendiliğinden uyduruyorsun."

Chan'ın kalbi deli gibi atıyordu. Felix geride durarak başını utançla eğdi. Tüm zaman boyunca sessiz kalmasına rağmen, Chan ağladığını biliyordu. Felix böyle azarlanırken hep ağlardı.

"Bu profesyonelce değil. Kameralar heryerde. Her yerde çalışanlar var. Üyeler görebilirdi! Sadece ben olduğum için şanslısınız ve sizi kesin bir uyarıyla bırakıyorum."

Menejer gözlerini kıstı ve kollarını birleştirdi. Gördüğünü görmüştü. İnandığı şeye inanıyordu. Chan gözlerin kapatırken iç çekti. Bir araba dolusu laf işitebileceği onca şey varken, Felix'e karşı sevecen olmak utanç verici olandı.

"Tamam, anlaşıldı. Ama şunu açıklığa kavuşturmak istiyorum, onu kardeşim gibi seviyorum, biz bazen sadece- rahatlamak içi-"

"Bağışla"

••••••••••

Chan, tüm kariyerini sıfırdan inşa etmişti. Kendi kendini üreten grup, işler çığrından çıktığında şirketten kusursuz bir kaçma planıydı. Yükseliyordu, o kadar hızlı yükseliyordu ki bunu inanması güçtü. İçinde olamak için tehlikeli bir durumdu ve kalbinin ona tüm bunları Felix ile birlikle olma şansı için riske attığımı söylüyor olduğu gerçeğiydi.

Kalbim ne kadar basit olabilir

Beni dehşete düşürüyor.

"Sanırım bunu söyleyebilirsin." Chan gerginlikle Felix'in omzunu kavradığını kabul etti. Eğer gerçekten bunu yapıyorsa, gerçekten bu adımı atacak olsaydı, bunu geri alamazdı. Yalnızca kendini suçlayacak ve bunu geri almanın bir yolu olmayacaktı.

Yüreği çığlık atıyordu. O kadar yüksekti ki her şeyi bastırdı. Uzanıp Felix'in yüzünü kaldırdı, gözleri buluştu. Yüksek sesle söylemeye korkuğu duyguyu bakışlarıyla aktarmaya çalıştı. Yüksek sesle söyleyemedi. Her şeyi göz önüne alırsa, ima yaparak ilemek, daha güvenliydi. Henüz her şeyi üstelenmeye hazır olup olmadığını bilmiyordu.




holy water • chanlixHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin