*-*Bölüm3*-*KÜÇÜK KIYAMET

393 16 0
  • İtfaf edildi Sarmaşık Hatice Demir
                                    

20 MART 2014

SAAT: 22:25

(KÜÇÜK KIYAMET)

Saldırı gerçekleşmeden önce odasındaydı Mısra. Annesi Sanem hanımın yeni kurduğu yardım vakfı için intenet sitesi düzenliyordu. Vakıf yeni açılmış olmasına rağmen bir çok başarıya imza atmıştı. "Münevver Sayer Kimsesiz Çocuklar Yardım Vakfı" Sanem hanım, geçen yıl ölen annesinin adı vermişti vakfa. Annesinin yaptığı yardım çalışmalarına bu vakıfla devam edeceklerdi.

Sitenin anasayfasına anneannesinin resmini yerleştirmişti Mısra. Anısını yaşatmak istemişti. Hem bu sayede Münevver Sayer'i tanıyan bir çok üyesi olmuştu vakfın. İletişim bilgilerine annesinin istediği gibi telefon ve adresi yazdı. Daha dün akşam yapılan müzayedenin resimlerini ekledi albüme. Kazançlı bir müzayede olmuştu. Öğlen saatlerinde annesiyle birlikte kimsesiz çocuklar için bir çok hediye almışlardı sağlanan bu gelirle.

Kapısı tıklandığında bilgisayardan başını kaldırıp "Girin!" diye seslendi.

Babası Serdar Bayraktar başını uzattı kapıdan. "Müsait misin kızım?"

"Evet. Tabi ki de babacığım. Sen istersinde ben müsait olmaz mıyım?" gülümseyerek cevap verdi babasına.

Serdar tedirgin bir gülümseme gönderdi. "Konuşmamız gerekenler var." Dedi içeri girip yaklaşırken.

"Konuşalım." Yüzünde hala ışıltılı gülümsemesi vardı. "Bende vakıf için internet sitesi açmıştım. Annemden önce sana göstermeyi düşünüyordum." Hemen yanındaki koltuğu işaret etti. "Gel hadi. Göstereyim siteyi."

"Daha sonra bakabilirim. Eminim ki çok güzel olmuştur. Ama önce konuşmamız gereken önemli şeyler var." İkili koltuğa otururken yanına gelmesini işaret etti. "Yanıma gel." İçeri girdiğinde beri elinde sıkı sıkıya tuttuğu çantayı hemen yanına koydu.

Babasındaki bu tedirginliği anlayamadı Mısra. Merakla sandalyesinden kalkıp babasının yanına oturdu. "Bir sorun mu var baba? Kötü bir şey mi oldu?"

"Şimdi anlatacaklarımı iyi dinlemeni istiyorum kızım. Bir daha anlatmaya fırsat bulamayabilirim."

"Baba... korkmaya başlıyorum." Aklına türlü türlü şeyler geliyordu. Eğer babası anlatmaya başlamazsa daha korkunç şeyler düşünmeye başlayacaktı!

"Antalya da yapılan otel ihalesini biliyorsun." Diye başladı sözlerine. "İhaleyi almak bizim için çok önemli. Özelliklede benim için." Gülümsedi kızına. "İş hayatına atılman için iyi bir tecrübe olacak o otel senin için." Mısra babasının sözünü kesmeden dinliyordu. Serdar Bayraktar'ın yüzündeki gülümseme silinirken konuşmaya devam etti. "Her iş adamı gibi bende rakiplerimin kim olduğunu öğrenmek istedim. İhaledeki beş şirketi de araştırdım.

Bu süre içinde iki şirketin ihaleden çekildiğini de öğrendim. Nedenini de öğrendim çok geçmeden. Tehdit edilmişlerdi. İhaleden çekilmezlerse ailelerine zarar geleceği yönünde tehdit almışlardı. Son iki gündür o tehdit mesajlarını bende almaya başladım. Ama ihaleden çekilmek gibi bir niyetim yoktu." Gözlerindeki ifadeye çaresizlikte eklendi. "Kim olduklarını öğrendim. " Hemen yanına koyduğu çantayı alıp Mısra'ya uzattı. "Sende kalmalı. Kimsenin bulamayacağından emin olduğun bir yere sakla."

"Baba-" Mısra, babasının yüzündeki ifadeden dolayı daha da korkmaya başlamıştı. Gıcık bir karın ağrısına neden olacak kadar içini talan etmişti bu duygu.

"Benim için endişelenme tatlım. Ben iyi olacağım ve sizleri de koruyacağım. Bu gün annenden yeterince nutuk dinledim." Ne kadar gülümserse gülümsesin, gözlerindeki tedirginliği silip atamıyordu. "Her ihalede olduğu gibi yine  sorun çıkaran birileri çıktı işte."

*-*İKİZ YABANCI*-*Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin