Hogwarts Town | Drarry

Bölüm 4

Şarkı Yok
İdare Edin (2021)

Bölüm 4

      Sirius, önceden planlanan teslimatın sorunsuz yapıldığını görmek için sabahın erken saatlerinde galeriye geçmişti. Londra'dan zengin bir iş adamının, baba parası yiyen oğlu gelecekti. Tonla para dökerek satın aldığı arabasını, tonla para dökerek geliştirmeye karar vermişti. Bir tanıdığı aracılığıyla da Sirius'a ulaşmıştı. Sirius da yurt dışından getirttiği parçalarla yarış arabasını bir canavara çevirmiş, teslimata hazır hâle getirmişti. Teslimatı çalışanlara bırakmak kendini toplum üçgeninin, baba parası yiyicilerin zirvesinde gören genç adamın canını sıkabilirdi. Sirius müşterileri memnun etmek zorundaydı. Paraya ihtiyacı olduğundan değildi; başkasının parasıyla en pahalı, en iyi parçaları almaya ve onları çalışır hâle getirmeye bayılıyordu.

      Söz konusu para yiyicigillerden Michael henüz gelmemişti. Onu beklerken yeni araba kataloglarını inceleyerek zaman geçiren Sirius, kapının açılma sesiyle kafasını kaldırdı. Hah, para kokusu alıcıgillerden Juan...

      "Vay, bizim karizmatik Sirius! Uzun zaman oldu!"

      Sirius kataloğu bırakıp ayağa kalkarken, "İnsan bir yüzü hiç mi özlemez?" dedi biraz alayla. Juan buna gülerek karşılık verdi. Sirius'un tarzına alışkındı.

      "Juan'ı herkes özler, adamım," dedi İspanyol aksanıyla. Sonra elini uzatıp Sirius'un havaya kalkan elini yakaladı, Sirius'a sarıldı ve sırtına sertçe vurdu.

      Sarılmasına karşılık verdikten sonra geri çekilirken, "Hayırdır?" diye sordu Sirius. "Buraya hangi rüzgâr attı seni?"

      "Benim bebeği getirdim, senin diğer tarafa bıraktım. Biraz bakım falan, anlarsın ya, ihtiyacı oluyor."

      Sirius onaylarcasına başını salladı. "İlgilenirim, merak etme."

      "Sağ ol, adamım. Bir ihtiyacı varsa hallet, hesaplaşırız."

      "Olur, bakarız."

      Kısa bir sessizlik oldu, Juan o sırada galeride biraz göz gezdirmişti. "Eee, artık hep burada mısın?" diye sordu. "Dönmeyeceğini duydum."

      Sirius umursamazca omuz silkti. "Doğru duymuşsun."

      "Vay be," dedi Juan inanamamış gibi. "Fazla dayanamazsın da dönersin sanmıştım. Pistler sensiz sıkıcı oluyor, dönmeyi düşünürsen-"

      "Yok, almayayım," diye sözünü kesti Sirius. Bu konu uzarsa ikna olmaktan endişelenmiyor değildi.

      "Sen bilirsin, adamım."

      O sırada kapı açıldı, Sirius'un refleks olarak kapıya dönen bakışları Remus'u buldu. Remus, Sirius'un müşterisiyle konuştuğunu gördüğü için direkt yaklaşmak yerine sessizce bir köşeye ilerledi.

      "Pekâlâ, seni gördüğüme sevindim kardeşim. Benim bebeği almaya geldiğimde görüşürüz."

      "Görüşürüz."

      "Bu arada, olur da fikir değiştirirsen önümüzdeki hafta Durmstrang tarafında özel bir yarış olacak," diye açıkladı Juan. "Seni dahil ederim."

      Sirius, Remus'un ters bakışlarıyla karşılaştı. "Yok," diyerek adama döndü. "Böyle iyi."

      "Emin misin? Bir düşün-"

      "Düşünmez," diye araya girdi Remus. Arkasındaki arabalardan birine yaslanmıştı.

      Juan, Remus'a bakıp merakla kaşlarını kaldırdı. "Seninle konuşmuyordum-"