Hani derler ya hayat güzeldir, yaşamak sevinç verir. Ben buna hiçbir zaman katılmadım. Beni hiçbir zaman hayata sevinçle bakmadım! Bakamadım! Hiçbir şey beni yaşamaya teşvik etmedi.Biri dışında "Ece".Benim çocukluk arkadaşım.Hep yanımdaydı.Ömür boyu.
Hayatta bir tek onunla mutlu oldum. Bir tek onunla yaşadığımı hissettim. Bilmiyorum. O bana hep güven verdi.
Sabah saatin o sinir sesiyle uyandım. Her sabah bunu duymak zorunda mıyım? Annem ben çok küçükken ölmüş. Babam? Tanımıyorum. Hemen dolabımı açıp kıyafetlerimi aldım. Pantolon her zaman favorim. Siyah dar pantolon, siyah şapka, beyaz spor bir ayakkabı... Hiç bir zaman şık olmadım. Saçlarımıda maşa yapıp salık bıraktım. Her zaman ki gibi. Aniden kapı çaldı. Ve tahmin edin kim geldi?"Ece"!
-"Selam canım!", sanırım o anda gülmüştüm.
-"Selam, hadi gidelim!", dedi o şirin sesiyle.
Yolda hiç konuşmamıştık. Okula geldiğimizde bir an yüzüme yine o saçma gülümseme yayıldı. Neden bilmiyorum. Bir sesle irkildim.
-"Masal? Sen çok değişmissin.", dedi biri.
-"Pardon, ama tanışıyor muyuz?"
-"Ya nasıl unutursun, beni Güven'i".
-"Güven?", birden şaşırmıştım. O o benim ilk aşkım. (Ama o bilmiyorum! )
-"Canım ya"
Ece bize şaşkın şaşkın bakıyordu. Sonra onları tanıştırdım.
Güven benim lise aşkım. Okuldaki en iyi dostumdu. Ama sonra ona karşı duygularım değişmişti.
Ona aşık olmuştum. İlk kez birine aşık oldum.
Sonra ben başka okula geçtim. Meğer Güven de bu okulda okuyormuş.
Ne mutlu bana..
Güven gerçekten çok yakışıklıydı. Şimdi sevgilisi yokmuş.
Yanlış anlamayın ben gerçekten ona bütün her şeyimi anlatırdım.
Bir aralar o da benden hoşlanıyormuş. Benim bildiğim kadarıyla....
Ben pek iyi bir hayat yaşamamıştım. Hala da öyle. Güzel olmak bir işe yaramıyor.