Ece ile eve geri döndüğümüzde çok mutluydum. Yarın gidiyorduk. Hemen hazırlanmaya başladık. Her zaman ki gibi pantolon yoğunluktaydı. Tişört ve gömlek koymayı unutmadım. Gömlek pek giymem ama her zaman yanımda bulundururum. Giderken giymek için kıyafet aramaya başladım. Eteğim pek fazla yoktur. Giderken şort giymeye karar verdim. Üstüne ise bol rahat bir tişört. Yani her zamanki ben...
Tabiki Ece elbiseden vazgeçmedi. Sanki bir aylık gidiyoruz. Ya en az 15 tane elbise koydu.
Orda bir otelde kalacakmışız. İşte bu kötü oldu. Ben otelleri sevmem.
Güven hala ortada yok. Aradım ama açmadı. İnşallah kötü bir şey yoktur.
Akşama kadar Ece ile gezdik. Sinemaya falan gittik. Ece sinemada konuşmadan duramaz.
Canım o konuşsun ben dinlerim....
Akşam yattığımda saat 12' ye geliyordu. Yarın sabah uçuyoruz. Çok mutluyum.
Sabah geç yatmama rağmen erken kalktım. Çünkü hazırlanacağım.
Şık olacağım.... Kararlıyım.
Şortumu ve tişörtümü giyip aynanın karşısına geçtim. Hafif bir makyaj yaptım. Saçımı yukardan topladım. Çanta olarak biraz büyük ve salaş bir çanta seçtim.
Hazırım.
Telefonumu ve kulaklığımı alıp koltuğa geçtim.
Biraz sonra kapı çaldı. Gelen bizi havaalanına götürecek şöfördü. Arabada Ece de vardı.
-"O kızım ne bu şıklık,"diye seslendi Ece. (Alaycı bir ses tonuyla)
-"Tabi kızım bugünlük böyle,"
-"Pantolon bacağına yapıştı sanmıştım."
İkimiz birden güldük. O anda şöförün bize baktığını hissettim ve ciddi olmaya çalıştım. O anda ne kadar olabilirsem.
Havaalanına geldiğimizde biraz bekledik ve hareket ettik.
Uçakta uyuya kalmışım. Sonra Ece' nin sesiyle uyandım.
-"Masal uçak düşüyor!"
-"Ne! Acil çıkış kapısı nerde?"
O anda ne kadar gülünç durumdaydım bilmiyorum. Ama inince Ece' yi öldüreceğim kesin!
Ya bu nasıl şaka.... Kalbime inecekti.
Uçak indiğinde bizi bir araba karşıladı. Bizi otele götürecekmiş.
Otele geldiğimiz de gözlerime inanamadım. Çok büyük ve lükstü.
Sonra odalarımıza çıktık ve yerleştik. Ben üstümü değiştirip etek giydim. Altımada çizme saćlarımıda açtım.Yemek bölümünde buluşacaktık.
Öğle yemeğini yedikten sonra İngiltere' yi gezicektik.
Londra' ya daha önce gelmiştim. Ama İngiltere'ye hayır.
Yemekler tek kelime ile harikaydı. Bizim bütün masraflarımızı okul karşılayacaktı. O yüzden bol bol alışveriş yaptık.
Ben pantolon ve ayakkabı aldım. Ece ise tabi ki elbise...
Aldıklarımız süperdi. Çok iyi seçimler yaptık.
Otele döndüğümüzde çok yorgundum. Hemen yemek yiyip odama çıktım. 2 dk sonra uykuya dalmışım.
Sabah kalktığımda koltukta Ece oturuyordu.
-"Günaydın, uykucu."
-"Sanada günaydın. Saat kaç?"
-"09. 30"
Hemen kalkıp giyindim. Hazırlandım ve Ece ile aşağıya indik. Beraber kahvaltı yaptık. Sonra odalarımıza çıktık.
Ben yatakta müzik dinliyordum. Sonra Ece geldi. Dışarıda bir şeyler yapmayı önerdi ama benim canım istemiyordu. Yarın Londra 'ya gidecektik. O yüzden bugün dinlenecektim. Telefonumu alıp balkona çıktım ve müzik dinlemeye başladım....
Sonra manzaraya baktım ve anın tadını çıkarmaya başladım. Birkaç fotoğraf çektim anı olmasını istedim. (Belki Okuldaki lere hava atarım..)
Aşağıya baktım Ece yüzüyordu. Beni görünce el salladı ve benim gelmemi işaret etti. Ama hayır biçiminde kafamı salladım ve yine o eşsiz manzaranın tadını çıkarmaya devam ettim...
Akşam yemeğini yemek için aşağıya indim ve şaşkınlıktan dengemi kaybedip düştüm. Karşımda Güven duruyordu.
-"Senin burda ne işin var Masal" dedi bana bakarak.
Hemen kalkıp anlattım ve gitmem gerektiğini söyleyip gittim.
REZİL OLDUM!!!