Ulzin Ülkesi... 14. yüzyılın ortalarında kurulmuş olan bu ülke 15. yüzyıla kadar elinde büyük bir güç tutuyordu.
Kraliçe 3. Maria Ulzin ve 4 arkadaşı sarayı, ülkeyi tüm sorunlar, savaşlar, diğer ülkelere rağmen çok iyi yönetiyorlardı. Ancak başları...
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Masamdan haritamı alıp toplantı odasına doğru ilerlemeye başladım. 2 haftaya yakın asya bölgesindeki ticaret alanlarımıza saldırı düzenleniyordu. Oraya asker göndermemiz hem büyük bir savaşın başlangıcı olurdu hem de göndersek bile yetişmeleri imkansızdı. Böyle bir durumda ne yapacağımı biliyor olmam lazımdı. Adımlarımı biraz daha hızlandırıp sonunda odaya gelmiştim.
"LEYDİ MADELEINE LIA!"
Kapının açılmasıyla kraliçe hariç herkesin geldiğini gördüm.
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Salondaki herkes beni selamladıktan sonra yerime geçtim. Birkaç dakika sonra kraliçe de geldi ve onu selamladık. Herkes hazır olunca haritamı masaya açtım.
"Biliyorsunuz ki 2 haftadır asya bölgesindeki ticaret alanlarımız saldırıya uğruyor. Şimdiden 50 ye yakın askerimiz öldü. Saldıranların kim olduğunu bilmiyoruz. O bölgede bize sıkıntı çıkarabilecek 3 ülke var. Çin, Moğol ve Japonya. Şimdi japonyayı neden araya kattığımı soracaksınız. Evet onlarla bir anlaşma imzaladık. Ancak unutmayın ki anlaşma imzalanmadan önce onlarla savaşlarımız oldu. Sonuç olarak ne yapmamız gerektiğine gelirsek... Benim fikrim Joseon Hanedanlığına bir mektup göndermek ve onlardan yardım istemek. Hepimiz biliyoruz ki Joseon hanedanlığı çok güçlü bir ülke. 9. kralları Seongjong un tahtta 1. yılı olabilir ancak babası Sejo bizimle güzel işbirlikler yapmıştı. Ayrıca kraliçemize güveni her zaman tamdı. İşte bu yüzünde hemen Joseon Hanedanlığına bir mektup gönderilmesini talep ediyorum." masada oturanlara baktığımda hepsi kafasını onaylar şekilde sallamıştı. Ancak Kont Marshall... Kendisinin önceliği her zaman para olmuştur. Zekası yoktu ama sinsi ve kurnazdı. Eline bir ülke verilse anında yıkama sürüklerdi. Çoğu karar alınırken laflarıyla diğer lordların aklını çalardı.
Yavaşça yerinden kalkan Kont Marshall masanın etrafında dolanmaya başladı.
"Leydi Madeleine ben bu fikrinize katılmıyorum. Japonlara güvenmiyorsak neden Joseon a güvenelim ki? Nede olsa hepsi aynı ırk değil mi? Hepsi çekik gözlü aptallar. Ayrıca yeni tahta çıkmış bir kralın ne kadar bilgisi ne kadar tecrübesi olabilir ki ha? Benim başka bir fikrim var. Düşmanımız olarak evet Çin ve Moğollar var. Ancak bundan emin değiliz. Hem Çin hem de Moğollara birkaç teklif sunup onlarla anlaşma yapabiliriz?"
