Bursluluk sınavları... Yüzlerce mahkûm, alından akan
ecel terleri ve başına dikilen öğretmenler. Daha kötüsü
olamaz. Hoca lafını tamamladıktan sonra kimse dikkate
almadı ve uğultular yükseldi. "Çocuklar sessizlik. Bakın bu
sınav hayatınızı değiştirebilir" Bana bakarak söylemişti.
Yerimden kalktım ve bir kahkaha attım. "Hocam eğer o
kolejde en kral halı saha varsa girerim."
Sınıftan gülme sesleri yükselirken, arkamda oturan
Huso'ya çak yaptım. Melda Hoca gözlerini devirerek bana
baktı. "Ben de tam onu diyecektim Asya." Bir kez daha
güldüm. Bu kadar zeki olamazdı.
"Halı saha mı hocam?" sınıf bir anda koptu, hoca devam
etti. "Hayır Okul birincimiz olarak senin o sınava girmeni
diyecektim." Bir anda ciddileştim. Olduğum yerde kaldım.
Bozulmuştum. Evet, doğruydu üç senedir okul birincisi
oluyordum. Ama böyle bir şey yapabilir miydim? "Hocam
zorunlu değildir herhalde?" dedim Hüso' ya göz kırparak,
"Sana zorunlu, çünkü okul birincileri katılmak zorunda."
Aradığınız kişiye şu anda ulaşılamıyor özelliğim açılmıştı
bile. Devrelerim bir bir yanarken ağzımdan çıkan cümle çok
hoş olmuştu. "Yok devenin nalı!" Hocanın gözlerindeki
alevleri görebiliyordum tipkı müdürün odası gibiydi. "Kızım
devenin nal nedir?" İçimden yok artık kaç yaşına gelmişsin
hala bunu bilmiyor musun?' demek geçti ama dıştan
söylemek yemedi. "Hocam yani devenin ayakkabısı gibi bir şey " İçimden bir kahkaha daha attım "Allah'ım sen bana
sabır ver"
Müdürümüz iyi bir insandı, daha bu hafta gelmişti. Bizim
okula müdür dayanmazdı da
"Veline mesaj gidecek kızım. Ve sen de o sinava
gireceksin. Şimdi defol." Hızla kapıya yöneldim ve kendimi
dışarı zor attım. "Volono mosoj godocok" gözlerimi
devirdim. Artık bu tür yaramazlıklara alıştıkları için dikkate
almadım. Keşke dikkate alsaydım.
Abimden rüşvet olarak aldığım Beşiktaş formami giyip,
beden dersine koştum. Bizim çocuklar maça başlamıştı bile
"Hüso geldim! At pasını!" Futbol bazısına göre sadece top
koşturmak olsa da benim hayat felsefemdi. Bizim okul bana
alışmıştı artık. Garip biri gibi görmüyorlardı beni.
1 gol ve 2 asist ile maçı bitirdik. Ama bizde bittik.
Terlemiştim. Hepimiz banklara oturmuş su içiyorduk.
Karşıdan Zeyno'nun seslendiğini duydum. Hemen yanına
koştum. "Ne oldu?"
"Baban gelmiş. Müdürün yanında." dedi Zeyno Şaşırdım
çünkü babam ilk defa benim için okula gelmişti. Normalde
abim gelirdi ama babam. İşte buna sevindim. Yine
muzipliğe vurdum "Beni bırak, sen git. " Hızla çantamı alıp
müdürün odasına koştum.
Babamın kaşları çatık oturmuş, pür dikkat bana
bakıyordu. "Hayırlı günleriniz olsun inşallah babacım."
sinirli insana şirin gözükmekte üstüme tanımam. "Pek hayırlı
değil Asya Öğretmenine küfür etmişsin." "Yuh!" Müdür
uyarı anlamında öksürdü. Babamda bana o tatlı ve sinirli
bakışını attı. "Ama bursluluğa girecek dimi babası?" babası ne ya? Bebek miyim ben? "Girecek, başka şansı yok." dedi
babam sert bir tavırla.
Babam ile birlikte arabaya bindik. Yol boyunca girmek
istemediğimi söylesem de babam, yok olmaz gibi olumsuz
cümleleri tekrar edip durdu. Çok mu zordu yani hepsini
atardım kafadan
Eve geldiğimizde gizli gizli odama çıkmaya çalışsam da
bu pek mümkün olmadı. Arkamdan biri beni yakaladı.
Akın abim... "Öğretmene küfür ha!"
"O şey öyle değil
. Hoca cahil kalmış espriyi anlamadı
ondan öyle şey oldu. Neyse benim çok ödevim var. Doruk
mu ağlıyor? Öptüm bay." Abimin bir şey demesine fırsat
vermeden hızla odama çıktım. Kendimi yatağıma attım.
Kapı bir anda açıldı. "Ya yeter küfür etmedim diyorum."
"Kalk bakalım." Bu ses... Babam. "Bu kâğıtlar giriş
belgelerin. Eğer o sinavı kazanamasan müdür seni atacağını
söyledi. Çok yaramazmışsın." Hemen babama sarıldım.
"Baba bir daha asla yapmam söz. Lütfen ya lütfen
girmeyeyim o sınava." Kendinden beni uzaklaştırdı. Kafasını
hayır anlamında salladı.
Başka şansım kalmamıştı sanırım...Bu günlük bu kadar ehehe.... Bi sonraki bölüm de görüşmek üzere bb....
