Yoğun kan kokusu ve harap olan bir sevgili.

788 63 131
                                    

Küçük bir öneri; medyada ki şarkıyla beraber okuyabilirsiniz.
NF - CLOUDS

*

*

*

Yoğun kan kokusu ve harap olan bir sevgili

Bölüm 1

Min Yoongi;

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Min Yoongi;

Ömrümü al ömrüne koy dediğiniz insanın, her gün kollarınızın arasında 'beni öldürmek istiyorlar, yalvarırım yardım et.' diye aglayışlarının nasıl hissettirdiğini, kimse yaşamadan bilemezdi. İçim parçalanırdı gögsümün üzerinde minicik kalan bedenini her görüşümde, ıslak saçlarını güç vermek istercesine mütemadiyen okşayışımda, şiş gözlerini incitmemeye özen göstererek öptüğümde. Ruhum kalırdı parmak uçlarında, fark etmeden bulaştırırdın yanaklarına.

Şimdi sen karşımda, eşsiz mırıldanışlarınla şarkılar söylerken, ve daha bu sabah birlikte yaptığımız kahvaltının biten parçalarını yıkıyorken, dizlerimin üzerine çökmemek için kendimi çok zor tutuyordum. Tanrıya deli gibi yalvarmak geliyordu içimden. Bana eşimi geri kazandırdığı için askerlik yıllarından beri ağzıma almadığım isminin dudaklarımın arasından yuvarlanması saniyelerimi almıştı belki de. "Geçti sonunda." Demiştim onun mırıldanışlarını asla bastırma girişiminde bulunmadan, sessiz sessiz kapının tahta pervazına doğru yaslanırken. kendisini yaptığı işe öylesine kaptırmıştı ki, sadece küçücük bir an başını kaldırıp karşısında ki camdan dışarıya baksa, yansımamın varlığıyla önce şaşırır, ardındansa kocaman bir tebessümle köpüklü ellerini umursamadan üzerime doğru atılırdı. Tutardım Jimin. İnan ben seni düşme ihtimalin olmasa dahi sıkıca kavrar, göğsümde saklardım.

Dakikalar geçti. Hastaneden öğle molası adı altında aldığım kısa süreli izin neredeyse bitmek üzereydi, ve ben ağzıma tek bir lokmayı dahi sokmadığımı yeni yeni fark edebiliyordum. Aç değildim. Belki de bu yüzden dakikalardır eşimi izlediğim gerçeğinden asla gocunamıyordum. Aniden duraganlaşan parmaklarının, yüzümde ki tebessümü silmesine izin veremedim. Belki de su soğumuştu, veyahutsa istemeyeceği kadar sıcaktı. Dolgunluklarının arasından firar eden mırıldanışlarını kesmemiştin ya, nasıl olur da senin yerine soldurabilirdim ki gülüşlerini? 'Sus.' belli belirsiz yükselttiğin sesine rağmen, melodi hala orada bir yerde, dilinin altındaydı belli ki. elinde ki siyah tabaga baktın, lavabonun giderine odaklandın, ve belki de deli gibi titremeye başladığını fark edemeden sana ait olan şarkıyı biraz daha sesli hala getirdin. Bağıra bağıra üzerinde ki bütün lekenin alınmış olduğunu başından beri bildiğin tabağı çitelerken, elim ayagım birbirine dolanmış bir vaziyette öylece duruyordum jimin. İlk kez ne yapmam gerektiğini bilemedim. sen aniden şarkıyı yarı da kesip 'sus artık!' diye bağırmasan, ve var gücünle parmaklarının arasında duran tabağı fayans zemine fırlatmasan aceleyle öne doğru atılamazdım belki de.

Grave Of The Living ° YoonMinHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin