Ben geldimmm...
*
*
*
Umarım benim yorgunluğum, senin sonun olmaz.
Min Yoongi:
sıcak değildi.
Üşüyordum. cayır cayır yanan şömine, üzerimize örtülen pamuklu battaniyeler, ve hatta kollarımın arasında ki yumuşak ten dahi bir türlü ısıtmaya yetmemişti avuçlarımı.
Jimin... benim güzel sevgilim, nedendir bilinmez, artık eskisi kadar sıcak değildi.Göğüsümde duran siyah saçları, göz bebeklerimin tavanı seyre daldığı boş bir zaman diliminde, hafiften de olsa olduğu yerden kıpırdadı. Başını çevirdiğini fark ettim ve hızlıca eşimin baktığı yere doğru göz bebeklerimi yöneltmeden edemedim. ''İyi misin Jeongguk?" diye mırıldanmıştı iki burun deliğini de spançlarla kapatarak salona giren gence doğru. Eve yerleşeli Yaklaşık bir iki saat olmuştu, haliyle de Jeongguk eşinin kollarında dinlenmiş, toparlanmış, ve hafif göz kırpmasından da belli olabileceği şekilde nazlanma mooduna dahi geçmişti.
Nitekim karşımızda ki koltuğa oturmadan hemen önce, Tıpkı küçük bir çocuk misali tek elini havaya kaldırması ve parmaklarını araladığı gibi irice açtığı göz bebekleriyle söylenmesi, yalancı nazını şahlandırabilecek seviyedeydi.
"Resmen beş litre kan kaybettim hyung, nasıl iyi olabilirim?"
Sitemli değildi. Aksine yüzümüzde dolaşan kahveleri yorgun olmasının yanı sıra mutluydu da. Onu asla ciddeye almamızı istemiyormuşcasına tekrardan birkaç kez daha göz kırptığında, odağının mutfakta duran adamda olduğundan emindik. "Ah ayaklarım." Diye sesli bir şekilde hayıflandığındaysa sesini sadece Taehyung'a duyurmaya çalıştığı aşikardı.
Şimdiye kadar geçirdiğimiz iki saatte de olduğu gibi, eşini peşinde dolaştırmakta kararlı gibiydi.
"Ay başım da çok dönüyor. tansiyonum... siktir galiba kalp atışlarımı hissedemiyorum. Yoongi hyung bir baksana kulağımdan kan geliyor olabilir."
Tıpkı dolu bir un çuvalı misali koltuğa doğru devrilmesi, sevimliydi. Lakin eşimin yavaş yavaş da olsa kucağımdan kalkarak; gözlerini yarı açık tutup etrafı kolaçan eden, ve son nefesini veriyormuş gibi dilini çıkartarak bekleyen adama sinsi sinsi yaklaşması ise... işte o paha biçilemezdi.
''Jeongguk biliyor musun, ben acıktım." demişti yalandan nazlanan adama karşın. En son ne yediğimizi hatırlamıyordum ama Jiminden böylesi bir atak beklemediğimiz açıktı. İkimizde aynı anda yattığımız yerden doğrulduğumuzda, jeon şaşkın şaşkın burnunda ki gazlı bezleri çekiştirmekle meşguldü.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Grave Of The Living ° YoonMin
Mistério / Suspense"Yanından Bir cenaze arabası geçerken sakın gülümseme. Çünkü... Sıradaki kişi sen olabilirsin." *Paranormal *Biraz korku ve... Belki de birazcık gerilim?