7

389 59 12
                                    


Yaklaşık bir haftadır hastane koridorlarında dip dibe oturuyoruz Minho. Jisung'u kurtarabilecek nakil daha çıkmadı. Dışarıda olursa ani bir hareketinde ölüm riski olabileceği için hastanede gün sayıyoruz. Sen her geçen gün mahvoluyorsun ben içim kan ağlarken seni izliyorum. Sen güçlü görünüyorsun ama değilsin. Gerçi sen ne istersen o olur hep; yani böyle sanıyorsun. Jisung'u kurtarabilme ihtimalin var olsun istiyorsun. Oysa ben seni deli gibi sevdiğim için istediğin her şeyin olmasına izin veriyorum. Sonra aklıma belki de yaşamım boyunca tek güzel ama seni maalesef mahvedecek bir fikir geliyor.

Senden bir kereliğine izin istiyorum, Jisung'u görmek için. Her gün aynı saatte 15 dakika mutlu oluyorsun ve ben bir kerelik de olsa elinden bu fırsatı alıyorum. Öyle kötü bir haldesin ki konuşabilecek halin kalmamış sana çok üzülüyorum, sen uyurken arkandan çok ağlıyorum ama boşuna. Bunların son bulmasını istediğimden çok eminim.

Jisung'un odasına giriyorum beni görünce diklenmeye çalışıyor yanına gelip elini tutuyorum 'Nasılsın?' Mutlu olmaya çalışarak bana iyiyim diyor. Birkaç dakika sonra göz yaşlarını tutamıyor ve bana 'öleceğim değil mi?' diye soruyor. Öleceğini bildiğim halde ona bir söz veriyorum 'Sana söz veriyorum Jisung, ölmeyeceksin bu yataktan kalkıp Minho ile mutlu günlerine devam edeceksin' bunu duyunca ister istemez gülümsüyor. 'Üzülmeyeyim diye yalan söylüyorsun değil mi?' Konuşmaya başlıyorum belki de son defa 'Ben ne zaman verdiğim sözü tutmadım Jisung?' başını öne eğiyor ve 'hiç' diyor. Gülümsemeye çalışıyorum 'iyi olacaksın şimdi lütfen dinlenmene bak' Arkamı dönüyorum ve odadan çıkıyorum.


° • ° • ° • °

LAVINIA  ፧  MINBIN (CHANGHO) Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin