"Zorunluluk"

3.1K 39 2
                                    

Oyuncular

Kerem Bursin: Kerem SAYER.
Gökçe Yanardağ: Aynur SAYER.
Emre Kınay: Ahmet SAYER.

Hande Doğandemir: Zeynep YILMAZ.
Yasemin Allen: Aslı YILMAZ.
Hasan Şahintürk: Mehmet YILMAZ.
Simay Küçük: Sevgi YILMAZ.

ŞÜKRAN OVALI: DERYA ÖZKAN.

Zeynep...

"4 yıl ne çabuk geçmişti öyle.. Daha dün gibi hatırlıyorum üniversiteye başladığım ilk günü. Kimseye selam vermezdim. Neyseki bitti diplomamı aldım, artık iş kadını olmama sayılı günler kaldı. Ben bunları düşünürken odamı toplamış olduğumun farkına varıyor ve banyoya gidip elimi yüzümü yıkıyorum. O sırada sesler duyuyorum ev ahalisi uyandı sonunda :) Ablamı görüp sırıtıyorum;
"Günaydın sarışın bomba, mezuniyet alış verişimi ne zaman yapıyoruz? :) " diyorum daha ablam kendine gelmeden ve cevabımı alıyorum..
"Zeynep, sana da günaydın ablacım.. Bi elimi yüzümü yıkasaydım. Sabah sabah ne bu enerji ya :("
Gülerek banyodan çıkıp sırayı ablama verdim. Hemen mutfağa gidip çayı koydum kahvaltılıkları çıkardım. Annemin mutfağa girmesiyle irkildim ve boynuna sarılıp öpücük kondurdum.
"Günaydın sultanım yumurtanızı nasıl alırsınız? Rafadan, haşlanmış, omlet..." diye sayarken annem lafımı kesiyor.
"Kızım sakin ol dur bakalım :) deli kızım benim evimin neşesi sen geç kahvaltılıkları sofraya götür ben güzel bi kahvaltı hazırlarım :)"
Kahvaltı işini anneme devrettikten sonra kahvaltiliklari tepsiye koyup salondaki masaya dizerken babamin kalktigini gordum.
"Günaydın" diyip öptükten sonra bu kez soru yağmuruna ben tutuluyorum.
"Kızım işin hazır dimi bak" diye soruyor babam bilmem kaçıncı kez..
"Hazır babacım hazır. Sende beni iyice iş bilmez yaptın. Ben yaş tahtaya basar mıyım? Kimin kızıyım?" diyip babamın içini rahatlatıyorum bir nebze. Sanırım bir daha sormaz bu soruyu. Moda tasarımı okuduğum için kaygılı. İşsiz kalıcam sanıyo ama işim çoktan hazırdı bile.
Annem elinde yumurta tavasiyla salona girip nihalenin ustune birakiveriyor tavayi bende demligi getiriyorum mutfaga gidip. Prensesimiz tesrif ediyor sonunda kahvaltiya. Takilmadan edemiyorum. :)
"Boya küpü, ölüceksin bu boyaların içinde bir gun :)"
Annem baslamayin yine diye mirildaniyor..
"İşe başla görücez senide Zeyno Hanım" diyor ablam. Ama ben işe başlasam da boya küpü olmam ki. Kahvaltımı edip kalkıyorum. Ablamın sorusuyla arkamı dönüyorum...
"Hangi magazaya gidelim aklında bir yer var mı?"
Mezuniyet kıyafetim içindi sanırım, ayıkmış olmalı ki cevabımı yeni alıyorum :)
"Farketmez ablacığım." diyorum sevimli kız haline bürünerek :)
"O zaman hadi hazırlan ben seni nereye götüreceğimi biliyorum" Nereye diye düşünmeden hemen hazırlanıp çıkıyoruz evden. Ablam şirketi arayıp 2 saatliğine izin alıyor canım benim ya :)
Taksiye atlayıp yarım saat süren yolculuktan sonra magazada oluyoruz. Merakıma yenik duserek soruyorum.
"Abla burası neresi böyle çok pahalıdır." diyorum magazaya bakarak. Ablamdan yanıt alamıyorum kolumdan cekistiriyor beni magazaya dogru. Magazaya girdigimde hangi elbiseye bakacagimi sasiriyorum birbirinden guzel ve pahalilar tabiki :(
Sorumu degisik bir bicimde yineliyorum.
"Abla cok pahali ne isimiz var burada?"
Kaslarini catip bana donerek cevapladi;
"Üzümünü ye bağını sorma."
Gözlerimi dikerek ona baktım.
"Canım maaşımı yeni aldım işte"
Bu söylediği mantıksız ne kadar maaş alıyor bu kız, yine zengin koca adayı bulmus anlasilan neyse uzumunu yiyip bagini sormuyorum ve elime kirmizi bir elbise aliyorum denemek icin kabine giriyorum... Ablamin bana "Hadi çık artık Zeynep" demesinden sonra kabinden cikiyorum ablam begenmis olacakki bastan asagi suzuyordu beni...
"Muhtesem gorunuyosun canim benim"
Alış veriş en nefret ettigim seydi bana kalsa bu kırmızı dar derin sırt dekolteli mini elbiseyi alip cikardim ama magazada denemedigim elbise kalmadi ablam sayesinde... Sonunda karar kildik. Hemde ilk denedigim elbisede! O kadar seyi bosuna mi denemistim ben simdi! Elbiseyi alip cikiyoruz. Ablam taksiye binip sirkete geciyor bende bi taksiye atlayip evimin yolunu tutuyorum... Evime biraz uzaktaki sahilde inip yurumeyi tercih ettim. Taksiden inmemle sert bi duvara carpmam bir oldu. Hah cok guzel.. Birazcik sahilde yuruyup enerjime enerji katiyim dedim butun negatifler beni bulur iyi mi!
"Dikkat etsene öküz!" diyorum beyfendiye bak ozur dilemeden gecip gidiyor birde, durup arkasina bakti sonunda...
"Banami dediniz?"
"Senden baska okuz mu var etrafta?" diyorum alayli bir sekilde ama o kadar sakin ki sasiyorum...
"Ah pardon ben dalgindim cok ozur dilerim farkinda bile degilim. İyi misiniz?"
Yok artik o kadar hakaret ettik kibarliktan beli kirilicak. Gerci takim elbisesi ve havali olusuyla zengin bir zubbe oldugu anlasilmiyor degil, arabasina dogru gidiyordu heralde ohh hayat onlara guzel valla... Neyse cevabini veriyim su zengin zubbesine. Yumusama Zeynep boyleleri pislik olur!
"Size ne?!" diyip arkami dönüp gidiyorum. Salak yumusayacagimi sandi o yakisikliligina aldanip...
Birden duraksadim. Yakışıklı mı dedim ben? Evet fazla yakışıklıydı.. Ah Zeynep asıl öküz sensin o kadar sert cikiscak ne vardi? O nasil bi mahcubiyetti kibarligi bakislari... Ay kendine gel Zeyno sen en dogrusunu yaptin...

Kerem...

Aslı'yı bekledim sahilde ama gelmedi arabaya binip sirkete dogru yol aldim. Az onceki kiz neydi oyle, tam bi ukala... Neyseki sakinligimi koruyabildim okuzu gosterirdim ben ona... Aman neyse ne Aslı'yı arayım bakalım beni ekmesinin mantikli bir aciklamasi.vardir umarim.
"Aslı nerdesin?" dememle "Hay Allah" demesi bir oluyor...
"Kerem cok ozur dilerim tamamen unutmusum!"
Alismistim zaten hep işi cikiyordu bu seferde unutmustu.
" Şirkette gorusuruz Aslı Hanım." diyorum soguk bir tavirla ve kapatiyorum.
Şirkete girdigimde babamin beni odasina cagirdigini soyluyor sekreter ve solugu babamin odasinda aliyorum.
"Buyrun Ahmet Bey" diyorum sırıtarak.
"Kes zevzekliği Kerem, hafta sonu Hiltona gitmen lazim. Adami ikna et o Hilton bizim olmali"
Baska ne icin cagirirdiki beni odasina, yine is! Lanet olsun!
"Okey, is bende" diyip cikiyorum. Aslı'nın odasina yoneliyorum, kapiyi iki kez tiklattiktan sonra iceri giriyorum. Her zaman ki gibi cok guzel...
"Telafi edicem söz." diyor yanima gelerek ve gulumsuyor. Kizamiyorum bu tatlılığı gorunce hemen yumusayip;
"Nasıl?" diyorum.
"Akşam yemeğine ne dersin?" diyor gozlerimin icine bakarak, tam firsatiydi. İyi degerlendirmem lazimdi.
"Tamam ama benim goturdugum yere..." yanagini oksayarak. O da onayliyor yanagima opucuk kondurarak. "Gorusuruz" diyip odasindan cikiyorum. Hemen hazirliklara basliyorum odama gecip. Bir kac yerle gorustukten sonra dosyalara yoneliyorum ki kapidan iceri, kardesim dedigim "Can" giriyor.
"Abicim, naber? Bu gece nerde takiliyoruz?"
Ah Can, gece hayatindan hic bikmamisti...
"Valla dostum bu aksam kardesin bekarliga veda ediyor." diyorum ve bekledigim gibi Can anlamsiz bir surat ifadesiyle bana bakiyor aciklama beklercesine.
"Sacmalama Kerem, kim bu kiz peki?"
"Aslı tabiki."
"Aşık degilsin ki oglum, ne yapmaya calisiyorsun sen?"
Can'ın soyledikleri karsisinda bir an duraksadim. Hakliydi. Ama benimde hakli sebeplerim vardi.
"İşim var her şeyim var Can. Bugune kadar hep denedim. Aşk diye bir sey yok! Hem evlenince severim Aslı'yı belki. Cok guzel saf bi kiz."
"Bu mu abi yani saf ve guzel."
"Evet abi bu! Neyse kapatalim konuyu inan bana dogrusu bu Can, bu aksam evlenme teklif edicem. Kardesinin yaninda olursan sevinirim."
"Kardesin olarak her zaman yanindayim zaten ama yanlis yapiyorsu bunu soylemekte benim gorevim. Neyse ben kactim dostum" diyerek odadan cikiyor. Sinek pisligi mide bulandirir... Can'ın soyledikleri beynimi kurcaliyordu ki telefonumun calmasiyla beynimdeki dusunceler ucusup gitti nihayet...
"Aynur Sultan." diyorum anneme sevimli bir halde.
"Oğlum aksam yemegine gelicek misin?"
"Ha yok anne gelemiycem." dememle soylenmesi bir oluyor.
"Ne zaman geldin ki oglum zaten anneni yalniz birak sen."
"Sen yalniz kalma diye sana gelin getirmek icin bu aksam yemekte yokum Aynur Sultan" diyip siritiyorum, annem saskin tabi :)
"Ay yoksa Aslı mı?"
"Evet anne :)"
Cok seviniyor annem Asli diyince. Asli'yi cok seviyor haliyle..
"Tamam oglum sen bana bakma zaten bos alinganlik ediyorum işte gelinime selam soyle :) " diyor buyuk mutlulukla. "tamam" diyip kapatiyorum telefonu. Saate bakiyorum. Ovvvv! Gec olmustu. Hemen odamdan cikip Aslı'nın yanina gidiyorum gulumseyerek "Hadi" diyorum cunku odasina girdigimde makyajini tazeliyordu ve ekledim.
"Her halinle guzelsin :)" dedim..
Cantasini aldi ve cikiyoruz sirketten... Meraklim, yol boyunca nereya gidecegimizi sordu cevap vermedim... Allah'tan gelmistik :).
"Neden bizden baska kimse yok?" diyor Aslı ışık saçan gozleriyle.
"Seni benden baska kimse gormesin diye" Aslı'nin yanaklari kipkirmizi oluyor. Utanmisti sanirim. Mekan kirmizi gullerle doluydu etrafta yanan mumlar, kemancilar... Biz etrafi incelerken garson elinde agzi kapali olan kocaman bir servisle masanin yanina geliyor. Kapagi aciyorum ve icindeki kirmizi yuzuk kutusunu alip Aslı'ya dönüyorum. Kutuyu açıp;
"Benimle evlenir misin?"

-------------------------------------------
Arkadaslar siteye yeni uye oldum :) hatalarim varsa soyleyin lutfen..:)

"İçimden Seviyorum Seni"Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin