Keremin bir eli belimdeyken diğer eliyle yüzümü kavrıyor geri çekilemiyorum neden bilmiyorum ama çok istiyorum... Ben bunları düşünürken dudaklarımda Kerem'in dudaklarını buluyorum ve bir süre sonra bende karşılık veriyorum (multimedya*)
X-"ZEYNEP!"
(Zeynep'in ağzından)
Duyduğumuz sesle irkildik ve hızla birbirimizden uzaklaşıp mutfaktan çıktık. İçeri doğru gittiğimde içerde kıyafetleri inceleyen Hande gözüme çarpıyor. Kahretsin ne işi vardı burada? Kerem'de bir şey olduğu anlaşılmasın diye yanımda durdu ve gayet sakin davrandı.
H-"Oovv Kerem Bey sizde buradasınız demek... Zeynep'in yıllar önce sizinle çalıştığını duymuştum yeni bir işe mi başladınız yoksa?"
Kerem bir süre düşündükten sonra bana baktı yutkundu ve Hande'ye dönerek cevapladı.
K-"Evet ama henüz bunun üzerine konuşuyorduk. Neyse gidiyodum ben de zaten. İyi akşamlar."
H-"Aaa vallahi bırakmam hep beraber bize gidelim yemek yeriz."
Z-"İşi vardır Kerem Bey'in Handecim bıraksak mı gitse ne dersin?"
H-"Ayy kabasın Zeynep adamı kovdun resmen.. Siz Zeynep'in kusuruna bakmayın lütfen."
Hande sanki Kerem'e mi yürüyor ne dersiniz? Bu durum canımı sıkmaya başlamışti Kerem de anlamış olacak ki gülüyor uyuz... Neyse ki sözlere aldırış etmeden çıktı. Bakalım bu safozun geliş amacı neymiş. Buyurun cenaze namazına.
H-"Elbise için geldim bakma öyle."
Z-"Neden Paris'ten yeteri kadar kıyafet almadın mı?"
H-"Ah tatlım bana kıyafet yetmez ben her zaman daha fazlasını isterim ve daha sıra dışı. Sende de o var zaten. Değişiksin. Çizimlerinde etkileyici. Aynur Sayer'in kıyafetlerinin mimarı sendin dimi?"
Z-"Yani?"
H-"Benimkileri de çizmeni istiyorum. Belli bir miktar karşılığında tabii ki."
Z-"Bunu neden yapıyım Hande? Bak çok tasarımcı var tamam mı onlarla çalış benim işim bana yetiyo kusura bakma ama çizemem. He dersen ki önemli davetlerde falan olur.."
H-"Anlaştık o zaman."
Z-"Pekala.. Çıkalım mı?"
Hande başıyla beni onayladıktan sonra çıkıyoruz. Yolda bana kaçamak bakışlar atıyor sanki bir şey varmışta söylemeye çekiniyormuş gibi diycem ama Hande ve çekinmek kavramları tuhaf yani o direk ne olursa olsun söyler dimi?
H-"Kerem, çok iyi dimi?"
Z-"Ne demek istiyosun Hande?"
H-"Seninle fazla ilgileniyor gibime geldi de :) Ada'yı da benimsedi."
Z-"Olabilir. Sonuçta bi tanışıklığımız var o fazla ilgileniyo kısmına gelince de öyle bir şey yok sen yanlış görmüşsün ama senin ona fazla ilgin olduğu kesin."
H-"Ben evliyim Zeynep sen ne dediğinin farkında mısın?"
Z-"Ben bekarım dimi canım. Neyse sen iyice saçmalamaya başladın durdur inicem ben taksiyle geçerim eve seni dinleyemiycem daha fazla."
Böyle didişerek evin yolunu bulmuştuk yok biz kesinlikle ayrı eve çıkmalıyızz.. Hızla eve girdim ve yukarı çıktım Ada'nin ilk okul günüydü prensesimle ilgilenmem lazımdı. Ama yok! Aşağı iniyorum evdekilere Ada'yı soruyorumm..
