Önemli not: Bu hikâyeyi isimlerinden tutun ırklara kadar hepsini ben uydurduğum için resimlere eklediğim haritaya bir baktıktan sonra okumaya başlamanızı öneririm. Bu arada onu da ben çizdim. İsteyenler isim uydurmada bana yardım edebilirler. Bazı kelimelerin yarısını aldım bazılarını kendimiz uydurduk. Mesela Sokrates isminden Rate 'yi aldım. Bunun gibi bulduğunuz isimlerin hikâyede olmasını istiyorsanız tam bu noktaya yazın. Kullanacağımdan emin olabilirsiniz. Çünkü isme ihtiyacım var.Zeyşan: Doğal avcı olan bir ırktır.
Pulsarlar: Şekil değiştirenler olarak bilinseler de onlar diğerlerinden ayrılırlar. Çünkü onlar beyaz aslanlardır.Mente: Elementlere dönüşebilenler. Bazıları iki elemente bürünebilirken bazıları tüm elementlerin suretine bürünebilir.
Rite: Hayvan ruhlarının temsilcileridir. Hayvanlar büyülü güçlerini kullanması için bir insanı seçer ve onlar temsilcilerdir.
Tus: Gerçek bedenleri sis gibidir ve genelde öz emerler.
Ölümün muhafızları: Öldürülemeyen ve çok tehlikeli olan yaratıkların tutulduğu hapishanenin koruyucularıdır.
...
Gıcırtı sesi.
Tahtanın üzerinde atılan adımlar. Bir ve ikinci adımdan sonra içgüdülerim tek bir şey için alarma geçti. Tehlike! Duyularım aniden keskinleşirken dönüşümüm tetiklendi. Gözlerim lacivertin en koyu tonuna bürünürken tırnaklarım uzamaya ve bir kuş pençesine benzemeye başlamıştı. Biliyordum bunlar bir avcının sahip olduğu fiziksel özelliklerdi ve benim kontrolüm dışında gelişen bir dönüşümdü. Elimdeki fincanı bırakmadan kafamı yan tarafıma çevirdim."Era!"
Köpek dişlerim uzamaya başladığı için ağzım hafif açılmıştı ve ev arkadaşım bana gözlerini kırpıştırarak bakıyordu. İnanamazmış gibi görünen yüzü kendime gelmemi ve dönüşümü geri çekmek için odaklanmam gerektiğini hatırlattı. Burası evdi. Burada güvendeydim. O benim arkadaşımdı ve bana zarar vermezdi. Yanlış alarm! Derin nefesler eşliğinde dönüşümümü geri çekerken ev arkadaşım Leka salondaki l koltuğa oturdu.
"Ne oluyor Era?"dedi diğer arkadaşım odaya girerken. Tamamı beyaz olan saçlarını açık bırakmıştı. Elinde iki tane kupa vardı. Kokusunu aldığım kadarıyla sakinleşmem için bana her zaman yaptığı o bitkilerden kaynatmıştı. Elimde ki soğuyan fincanı sehpaya bırakırken yanıma geldi.
"Sadece uyuyamıyorum." dedim umarsızca.
Kupanın birini bana uzattı. Kupayı elinden aldım ve Leka 'nın karşısına denk düşen tekli koltuğa oturdum. Ukre ise ayakta dikilmeye devam etti. Boşta kalan elimi alnıma götürüp ovdum. Bir gün daha uykusuz zaman geçirirsem bu benim için değil diğerleri için iyi olmayacaktı. Ben doğal bir avcıydım ve dalgın olmam dönüşümümü etkilemiyordu. Duyularım tehlike kararı aldığı an dönüşümüm tetikleniyordu. En azından kanatlarım çıkmadan kendime gelmiştim. Lacivert kanatların salonda yapacağı yıkımı düşünemiyordum. Yeni aldığımız koltuk takımı için üzücü olabilirdi. Bu takımı bulabilmek için çok fazla gezmiştik.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ERA"Asil'in Hançeri"
Fantasy... Herkes gibi evine geliyor işine gidiyordu. Dikkat çekmiyor ve bir hayalet gibi yaşıyordu. Ve en önemlisi hayatta kalıyordu. Ta ki kafasında çığlıklar yükselene kadar. Avcı içgüdüleri onu göreve çağırıyordu. Ya içgüdülerini dinleyecekti ya d...