0.5"Tuslar ve İblis"

20 4 16
                                    

…

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.


Şaşkınlık.
Bu sadece benim üzerimde olan bir şey değildi. Çocukta beni gördüğü an önce şaşırmış sonra kaşlarını çatmıştı. Yani tamamen bana benziyor sayılmazdı ama sivri çenesi ve beyaz teniyle biz birbirimize benziyorduk. Sadece onun saçlarındaki şey boyaydı. Birkaç ay önce yaptırmış olmalıydı. Sadece onun burnu yuvarlak benim burnum ise sivriydi. Saçlarını başka bir renge boyatsa evet bu benzerlik biraz ortadan kalkabilirdi.

“Sende kimsin?” diyen tusa hak vermemek elimde değildi. Ben kimdim ve onlara neden karışıyordum. Olayı tamamen yanlış anlamıştım. Sırtımdaki kabarıklık kendini hatırlatırcasına kaşındı. Onun hareket ettiğini hissettim. Tamam, vücudumda tamamen davetsiz bir misafir taşıyordum. Sadece hareket etmiyor yerde değiştiriyordu.

“Ben yanlış anladım.” dedim suçumu kabullenerek. Ellerim başımdaki kapüşonluya gitti. Başımdan attım ve kızıl saçlarımı ortaya çıkardım. Neden böyle bir tepki verdiğimi anlamaları uzun sürmedi ve kız çocuğun arkasından çıktı. “Ona saldıracağını sandım.”

“Nesin sen?” dedi kızıl saçlı kız. Havayı kokladı ve evet bu onun kesinlikle kusurlulardan olmadığını gösteriyordu. Yüzünü buruşturdu ve yanındaki tusa baktı. Tus kafasını iki yana salladı.

“Sen nesin? Neden kokunu almadım?” diye sordum kıza doğru. “Kusurlulardan değilsin.”

Kız gülümsedi. “İşe yarıyor.”

“Ne?” diyerek kaşlarımı çattığımda çocuk kızın önüne geçti.

“Bizden ne istiyorsun?” dediğinde gözlerinin simsiyah olduğunu gördüm. Her an dönüşebilirdi ve bu onun uyarı verme şekliydi ama neye bulaştığını henüz bilmiyordu. Ona zarar verme niyetimin olmaması onun şansınaydı. Burada beni ilgilendiren bir şey yoktu. Diğer zeyşanların aksine ben her tusu öldürmeye çalışmıyordum. Bana dokunmayan hiç kimse beni ilgilendirmiyordu.

“Hiçbir şey.” dedim. “Bu ara kızları kaçırıyorlar o yüzden senin ona zarar vereceğini düşündüm.”

“Sana söylemiştim!” diyen çocuk kıza kızmıştı. “Dışarı çıkmak tehlikeli!”

“Açlıktan mı ölseydik!” dedi kız bu defa. Gözlerim kızın elinden düşmüş olan paketlere takıldı. Yiyecek almak için mi yerinden çıkmıştı? Ben neden onlara dikkat etmemiştim? Sanırım tamamen başka bir şeye odaklanmıştım.

“Siz kimsiniz?” dediğimde ikisi de bana baktı. Tus kahverengi saçlıydı ve henüz çok genç görünüyordu. Onu öldürmek çok kolay olurdu. Genç tuslar güçlerinin tümüne kavuşmuş olmazlardı. O yüzden korunmaları gerekirdi. Bu her tür için geçerliydi ama onlar bu şeye uymuyordu. Onları koruyan biri yok muydu?

“Hiç kimse.” dedi çocuk ve kızın elinden tutup paketlerin olduğu yere doğru ilerledi. Benden uzak olacak bir şekilde yürüyor ve her an tetikte bekliyordu. Bu tus onları koruyordu ve ona karşı bir saldırma içgüdüsü taşımıyordum. Aksine onları koruma isteği ortaya çıkmıştı. Paketleri yerden aldılar ve kız önden yürümeye başladı. Çocuk ise olduğu yerde bana bakıyordu. Onları takip etmeyeceğimden emin olmaya çalıştığını fark ettim.

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Apr 06, 2021 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

ERA"Asil'in Hançeri"Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin