…Tedirginlik hissi.
Tüm damarlarımda hissettiğim uyuşukluk hissi ve güvende değilim alarmı ile gözlerim aniden açıldı. Nefesim hızlanırken yattığım yerden fırladım ve hızlıca iki ayağımın üzerine dikildim. Gözlerim etrafı tararken tehlike hissinin neyden kaynaklandığını anlamaya çalışıyordum. Burası bizim evimizdi. Salondaki koltuğun üzerine yatırılmıştım ve mutfaktan tanımadığım insanların sesleri olmak üzere Leka ve Ukre ‘nin de sesi geliyordu. Bu neden kendi evimde tedirgin olduğumu açıklıyordu. Raj elindeki kupa ile mutfaktan çıktığında beni gördü ve gözleri belirgin bir şekilde büyüdü.“Millet o uyanmış ve hiç iyi bakmıyor!” dedi arkasına doğru.
Burası benim güvenli alanımdı. Pençelerimi sadece burada geri çekebiliyordum ve şimdi mutfağımdan bir avcı çıkıyordu. Tehlike hissi bu yüzden vardı. O yüzden gergin bir haldeydim. O mutfakta daha görmediğim kaç avcı vardı? Mutfaktan ilk çıkanlar Ukre ve Leka olmuştu. Onlar bana doğru gelirken Raj biraz daha şaşırmıştı. Saldırgan ve tehlikeli görünen bu varlığa kim hiçbir şey yokmuşçasına yaklaşabilirdi? Raj ‘ın bu yüzden merdivenlerin ucunda durmuş bize bön bakışlar atıyordu.“Seni kaybettim sandım.” diye bağıran Ukre yanıma geldiği gibi bana sarıldı. Kaslarım onların varlığı ile gevşerken Leka ‘da kollarını Ukre ile benim etrafıma sardı. İki yanda serbest kalmış ellerimi hareket ettirip ikisini kucakladım. Gözlerimdeki saldırgan ifade yok olurken Ukre ve Leka ‘nın rahatlamayla gelen nefesi dışarı verdiklerini duydum.
O sırada Urum mutfaktan çıktı ve Raj ‘ın koluna vurdu.
“Kıza her an patlayacakmış gibi bakma!”Raj kolunu kendine çekip ovdu ve kaşlarını çatarak Urum ‘a baktı. “Biraz şaşırdık ne var bunda?”
Raj isyanında tamamen haklıydı. Ona kızmak ya da kötü davranmak gibi bir niyetim yoktu. Ben olduğum şeyi biliyordum. Sahi en son… Olanlar zihnime doluşurken kızlardan bir anda ayrıldım ve bir adım geriye kaçtım. O şey hala tenimin altındaydı ve ben onu hissedebiliyordum. Elim omzumun arkasına giderken yutkundum. Buna önce benim bakmam gerekiyordu. Onun ne olduğunu bilmiyordum ama her ne olduysa önce ben öğrenmeliydim. Ayrıca o dili nasıl bilip konuştuğumu da anlamam gerekiyordu. O şeyi nasıl geri yolladığımı mesela? Ya da Rate ‘nin dediği gibi o şeyin neyi koruduğunu öğrenmem gerekiyordu. Olanların hepsi benimle ilgiliydi ve ben hiçbir şey bilmiyordum.
“İyi misin?” dedi Leka telaşlı halime bakarak. “Kendindesin değil mi?”
Tekrar kendimi kaybetmemden korktuklarını görebiliyordum ama sorun o değildi. “Kendimdeyim.”
Rate neredeydi? Artık onunla konuşmam gerekiyordu. Konuşacak çok fazla şey birikmişti ve bugün olanlarda onların içindeydi. En son beni tutanın o olduğunu hatırlıyordum. Şimdi neredeydi?
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ERA"Asil'in Hançeri"
Fantasy... Herkes gibi evine geliyor işine gidiyordu. Dikkat çekmiyor ve bir hayalet gibi yaşıyordu. Ve en önemlisi hayatta kalıyordu. Ta ki kafasında çığlıklar yükselene kadar. Avcı içgüdüleri onu göreve çağırıyordu. Ya içgüdülerini dinleyecekti ya d...