Sessizce elindeki kağıdı okuyordu genç kız.Sinirli bir yüz ifadesi vardı , aslına bakılırsa minnettardı.Ama bu belli etmek istediği son şeydi.Duygular önüne geçemeyeceğin bir duvar olsa da bu genç kız bir şekilde başarıyordu.Başarmak zorundaydı.Yorgun bakışlarla ela gözlerini karşısındaki avukata çevirdi."Neden böyle bir şey yapıyor?"
Ses tonundan birşey anlamak mümkün değildi.Sanki sinirliydi ama değildi merak ediyordu ama etmiyor gibiydi.Karışıktı yani hayatı gibi."Bilmiyorum"dedi avukat ısrarla.Bu kim bilir kaçıncı bilmiyorum değişiydi.Sıkıntıyla arkasına yaslandı."Neden sebeplerini araştırmak yerine sadece imzalamıyorsun?"dedi sıkılmış bir ifadeyle."Düşünmeliyim , altında farklı bi amaç yatmadığını nerden bilebilirim ?" dedi aynı sıkılmış ifadeyle.Gözleri hâlâ kağıttaki maddelerde dolaşıyordu."Yardım severin biri demek ki niye araştırıyorsun ki.Burdan çıkacaksın daha ne istiyorsun." şu kadın çenesini bi kapalı tutmayı öğrense süper olurdu genç kız için çünkü yaptığı tek şey başını ağrıtmaktı.Genç kız bu arada zaman kazanmaya çalışıyordu bunu kimin yaptığını öğrenmeliydi.İçinden bir ses Marlon diye haykırsa da bu imkansız bir şeydi.O da ailesinin yaptığı yanlışa düşmüş onu bu dipsiz kuyuda yalnız başına bırakmıştı."Bilmem farkında mısın ama beş haftadır düşünüyorsun?Artık bir karara varmalısın yoksa burada çürüyüp gideceksin ve kimse bunu bilmeyecek." Avukat acımasızca cümlelerini sıralarken bu işten en kolay şekilde sıyrılmak istiyordu.Genç kızın dolan gözleri umrumda bile değildi açıkçası.
Masadan aniden kalkan genç kız arkasını dönmeden "Haftaya kesin kararımı vereceğim " dedi çatallı çıkan kırık sesine aldırmadan.Elindeki kağıdı hırsla buruştururken uzun koridorda sessizce yürüyordu.Arkasından gelen gardiyanın sesli iç çekişleri kulaklarını doldururken midesi iğrenç bi sancıyla kasıldı.Elinden geldiğince hızlı bir şekilde odasına attı kendini demir kapılar sert bir şekilde kapanırken burda biraz daha güvende hissediyordu kendini.Daha doğrusu bir hapishanede ne kadar güvende olunabilirse o kadar.Özgürce göz yaşlarını serbest bırakırken rahatlamak istiyordu ama kâbuslarına konu olan o iğrenç sahneler gözünün önüne bir bir gelirken rahatlatmak imkansız bir şeydi onun için.Yatağına yatıp bu düşüncelerden arınmak istercesine hayallere daldı.Olacağına imkan dahi veremediği hayallerine.Göz yaşları hâlâ akarken aklına sevgilisi ve ailesi geldiği için biraz daha sakindi.Ama sonra birden o aptal gece geldiğinde sinirle açtı gözlerini.Bu kadardı işte en fazla on saniye hayal kurup sonrasını kabuslar alıyordu.Her ne kadar bu işkence onun için katlanılmaz olsa da yapabileceği en ufak bir şey bile yoktu.Belki onu burdan çıkarmak isteyen adama güvenmeliyim diye geçirirken içinden yine göz yaşları akıyordu.
Yatağının kenarına sıkıştırdığı kağıdı çıkardı ve belki de bininci kez okumaya başladı.
Bu sefer önemsiz maddeleri okumayı es geçti ve şu iki maddeye yoğunlaştı.
-Hapse her ne nedenden girdiysen herşeyi baştan sona anlatacak ve gerekirse psikolojik bir tedavi göreceksin
-Benim tarafımdan belirlenen bir restoranda garson veya aşçı yamağı olarak hapishaneden çıkman için verilen paranın miktarınca bu restoranda çalışılacak.Bu miktar bittiğinde tahminen sekiz sene sonra istediğin herşeyi yapabilecek fakat bu sekiz sene zarfında restorandan ayrılmayacaksın.
Bu adam bana seçme hakkı tanımıyor adeta beni yönetmek istiyor diye içinden geçirdi genç kız.Haklıydı zaten onu bu köhne hayattan kurtarmak isteyen adam seçme hakkı tanımıyordu.Eğer böyle bir şey yapsa kendini seçmeyeceğini çok iyi biliyordu çünkü.Haklıydı seçmezdi.Kalbi zaten başka bir adam için atıyordu bi tarafı hâlâ onun adını sayıklıyordu.Biliyordu adam ama o adam onu artık sevmiyor sevseydi beş sene boyunca onu yalnız bırakmaz
sürekli ziyaretine gelirdi diye düşünmeden edemiyordu.Ama hiç gelmemişti demek ki sevmeyi bıraktı diye kandırıyordu kendini.Artık geceleri uyuyamaz olmuştu her gece rüyalarına o soluk beyaz yüzü gelirken birazcık da olsa gülümsüyordu.Sonra niye beş haftadır bi cevap gelmedi diye içi içini yiyor komik de olsa kız kardeşine sinirleniyordu sırf hapishaneden çıktı diye.
Genç kadın ne yapacağını bilemez bir şekilde derince iç çekti ve uzun kahverengi saçlarını arkaya attı.Kabul etmeliydi ne olursa olsun o adam kim olursa olsun kabul etmeliydi.Kim olduğuna bu lanet yerden kurtulunca karar verebilirdi.Aslında şimdi güzel bir uyku çekip herşeyi yarına bırakmalı ve bir şeylerden zevk almaya başlamalıydı.Zordu tabi herşeyi sineye çekip uyumak.Unutmak isterdi bazen herşeyi tüm yaşamını hayal ederdi hep bi ilaç olsa içtikten sonra hiç birşey hatırlamasa.Aklına gelince yine gülümsedi.Sert zeminden poposunu kaldırdı ve pek de farkı bulunmayan yatağına oturdu.Birseyleri düşünmek bazen yorucu olabiliyordu.Şu anda tek istediği rahat bir uykuydu ve gözleri kapanmaya başlamıştı bile.Zordu bu yaşama tutunmak , bazen ölmek istersin arkandakileri düşünmeden bazense yaşamak istersin yanında kimsenin olmadığını bile bile.Genç kadın tam da böyle bir arafın ortasında ne yapacağını bilmeden hayatın yön vermesiyle devam ediyordu yaşamına.Artık yorgun bedeninin bir seçim yapması gerekiyordu yaşamak mı yoksa ölmek mi?Zor olan yaşamaktır herşeye rağmen genç kadının da zorluklara göğüs germekte üstüne yoktu doğrusu.Ama unuttuğu şöyle bir şey vardı ki her ne kadar yaşamayı seçse de o artık yaşayan bir ölüydü...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Be Free
General FictionKaranlık nasıldır?Boşluk mudur mesela?Yada yapboz parçaları gibi midir?Eğer bir yapboz parçasıysa karanlık eksik parçaları vardı.Değilse , yahut boşluksa birileri genç kadını bu boşluğa atmıştır. Bu boşluğun karanlığında , eksik parçaların yardımıyl...