1.0 ☆

748 98 39
                                    

Jaehyun bakışlarını hastasına çevirdi. Acıyla kıvranan pembe saçlı oğlanı süzmüş, hemşireye dönmüştü.

"Test istiyorum, zehirlenmiş olabilir. Midesini yıkamamız gerekebilir ilgilenin."

Hemşire onayladığında, doktor adımlarını acilin çıkışına çevirdi.

Taeyong tereddüt dolu adımlarla Jaehyun'u takip etmiş, usulca kolundan tutarak adımlarını durdurmuştu.

"Konuşabilir miyiz?"

Doktor sinirliydi. Kolunu çekerken, "Ne konuşacağız?" diye sordu alayla. "Beni nasıl kandırıp ağına nasıl düşürdüğünü mü?"

Taeyong yutkundu, boğazındaki yumru onu rahatsız ediyordu.

"Ben üzgünüm... konuşmak istiyorum."

Jaehyun derin bir nefes aldı, sessiz kalmış adımlarını odasına çıkan merdivenlere çevirmişti.

Taeyong bu sessizliği olumlu kabul etti ve o da adımlarını doktorun odasına çevirdi.

Jaehyun odaya girdiğinde derin bir nefes aldı.  "Meşgulüm..."

Taeyong kafa salladı. "Ben sadece özür dilemek istiyorum Jaehyun. Yemin ederim bundan büyük pişmanlık duyuyorum."

Jaehyun'un dudaklarından alaycı bir ses yükseldi. "Tanrı bilir böyle kaç kişiyi daha dolandırdın?"

Taeyong yutkundu. Islak gözleri, kendini alaycı bir ifadeyle süzen gözlerde dolaştı.

"Seni şikayet edebilirim." dedi Jaehyun acımasızca. "Eminim dolandırılan diğer insanlarda bundan çok memnun kalırlar."

Taeyong gözlerini yumdu bir an.

"Özgürsün, beni şikayet edebilirsin."

Jaehyun güldü, neşeden yoksun bir gülüştü bu.

"Bu kadar ucuz birinden etkilenmiş olmam mide bulandırıcı."

Taeyong'un boğazındaki yumru büyürken, midesine saplanan ağrı bacaklarının bağını çözmüştü adeta. Her an yere yığılabilir, bağırarak ağlamaya başlayabilirdi.

"Sen..." dedi Jaehyun öfkeyle, sözünü yarıda kesmiş kaşlarını çatmıştı. "İsmini bile bilmiyorum, tanrım..."

Taeyong yutkunurken, yerdeki bakışlarını Jaehyun'a çevirdi.

"Taeyong..." dedi usulca "Lee Taeyong."

Doktor duraksadı, tek kaşı havalandı duyduğu bu isimle.

"Lee Taeyong mu? Sakın bana randevuya gelen kişinin sen olduğunu söyleme."

Sesi sertti, bakışları da. Çenesini öfkeyle sıkmış alacağı cevabı bekliyordu merakla.

"Bendim." dedi Taeyong tereddüt etmeden. "Senin için endişelendim bu yüzden geldim yanına."

"Siktir git!" diye bağırdı doktor öfkeyle. "Sürekli kandırıp, dalgaya alabileceğin biri gibi mi görünüyorum?"

Taeyong duyduğu öfkeli sesle korkuyla kapadı gözlerini. Yüzüne fırlatılan kötü sözleri sineye çekmeye razıydı çünkü hepsini hak etmişti.

"Özür dilerim. Seni kötü hissettirmek değildi amacım. Partide iyi gözükmüyordun o yüzden endişelendim."

Jaehyun kaşlarını çatabildiği kadar çattı.

"Parti mi, ne partisi?"

Taeyong dudağını ısırdı gergince, kendini her seferinde biraz daha dibe çekiyordu.

"Jeno'nun doğum günü partisi."

Jaehyun dişlerini sıktı. Adımlarını Taeyong'un önünde durdururken, sertçe kavradı ince bileği.

"Sen benim evime de mi girdin, Jeno'yu nereden tanıyorsun?"

Taeyong bileğinin acısıyla suratını buruşturdu. "Jaemin... Jaemin ile arkadaşlar."

Jaehyun'un yüzü gevşerken, sıktığı bileği bıraktı. Öfkesini kontrol etmek ister gibi derin bir nefes almış şakaklarını ovmuştu.

"Jaehyun ben çok üzgünüm... bir daha böyle bir şey yapmayacağım söz veriyorum."

Doktor koyu gözlerini güzel suratta dolaştırdı. Dudakları alayla kıvrılırken, "Bir daha istesen de yapamayacaksın zaten." demişti tok bir sesle. "Seni şikayet edeceğim Lee Taeyong."

***
Jaehyun bu bölüm çok kabaydı inanmıyorum

***Jaehyun bu bölüm çok kabaydı inanmıyorum

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
breaking point // jaeyongHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin