📸 4. BÖLÜM

3 0 0
                                    

Aslında sizinle bir araya gelmeyeli uzun zaman oldu. Ellerim heyecanla tekrar yazmaya odaklandı. Umarım duygularımı telafi edecek derece bir yakınlıkla yazmışımdır.

Tekrardan başladım ve geliyorum yavaş yavaş...

▌│█║▌║ 𝟜.𝔹𝕆̈𝕃𝕌̈𝕄 : 𝕀̇𝕃𝕂 𝔸𝔻𝕀𝕄𝕃𝔸ℝ ║ ▌║█│▌

Bunca zaman boyunca içe kapanıklılığım, bana çoğu duyguyu unutturmuştu. Farkında olmadan çekilen hislerim, beni bambaşka bir insan yapmıştı. Hayatı yaşamak için yaşayanlardandım şundan iki gün önce. Oysa beyaz bir dokunuşun insanı küle de, güle de dönüştürebildiğini aslında dün anlamıştım.

Kapıyı o açmıştı, girmek bana kalmıştı. Pişman olduğumu zannederek o kapıya girdiğim için kendime kızmıştım oysa ki pek de pişman değildim.

Hislerim var olduğunu onun rengarenk dünyasında anlamıştım.

Ve o kişi, bir erkekti. İçimde ki yeisi, beyaz dokunuşları ile dinginleyen bir erkekti. Yıllardır kendime hakaret saydığım için uzak durduğum karşı cinsten birisi çıkıp beni hayata bağlayan duyguları körükleyerek gösterdiğinde, aslında benim de bir bedenim ve duygularım olduğunu anlamam çok uzun sürmüştü. Benim duygularım vardı. Heyecanlanıyor, gülüyor, mutlu oluyordum...

Mefhum yaşamımda boğulan müteessir ruhumu, muhayyel beyaz beneklerle kara bulutlardan arındıran yabancı, bende ki beni hasıllaştırmıştı.

Berker Caner AKAR

Hiç ummadığım anda, hiç ummadığım yerde, hiç ummadığım kişilikle karışma çıkan bu adam, bende ki körüklediği duygularla hayatıma bomba gibi düşmüştü. Hoş! Ben mi onun hayatına o mu benim hayatıma düştü, tartışılır.

Arkasını dönüp bana doğru gelmeye başladığında elimde ki kamerayı indirdim. Onu çektiğimi fark etmemiştir değil mi?

Bir anda elimde sıcaklığını hissettiğimde kalbim göğüs kafesimi dövmeye başladı. "Sabaha kadar seni bekleyemem gurbetçi. Açım ve her an agresifliğim tutabilir. İnan o halimi görmek istemezsin" Asma köprüde hızlı hızlı yürümeye başladığında neredeyse korkudan ölecektim.

Kene gibi yapıştım koluna Caner' in. Evet, artık resmiyette ismi Caner' di. Her ne kadar kimliğini üç ay sonra alacak olsa bile.

"Ya ne yapıyorsun! Dur yavaş ol, korkuyorum."

"Yok sen cidden Adana' lı olamazsın. DNA' nı eksik vermişler senin."

Göz devirip durduğunda kaşlarımı çatarak ona baktım. Ben daha ne olduğunu kavrayamadan havada süzüldüğümde ağzımdan bir çığlık firar etti. Etrafta ki insanların şaşkın nidaları ile bize bakıyor oluşunu geçtim, gençlerin alkışları ve ıslık öttürmeleri iyiden iyiye utanmama neden oldu.

"Ne yaptığını sanıyorsun sen?!"

"Allah' ın Adana'sının meşhur asma köprüsünde seni kucağımda taşıyorum" Tek kaşını kaldırarak, bana umursamaz bir bakış attı. "Malum senin ilerleyeceğin yok."

Ağzımı açıp bir şey söyleyemedim. Dışarıdan ne kadar romantik duruyorduk Allah bilir, gelip bir de içeriden görseler keşke. Bu adamın ismini daha bir saat önce öğrenmiştim ve tabi ki yabancı diye hitap ettiğim adam bir saat önce yeni bir kimliğe büründüğünden bahsetmiyorum bile! 

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Apr 14 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

Tek Kare Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin