ruh emici-böcürt

236 19 1
                                    

Babasının kitap okuduğu odaya çat diye girince babasının bakışları eskimiş kitaptan kapıya döndü ve kızını görünce hızla ayağa kalktı. "Sophie.." sözüne devam edecekken Amy ve abisi Severus'un içeriye karizma şekilde girdiler.Remus onları böyle görünce eski anılarını gördü:kimsenin ölmediği bir zaman,mutlu olduğu zamanlar...

"Bu baba-kız ilişkinizi bozmak zorundayız,dolunay var." dedi ipeksi bir ses tonuyla,gözünde saf nefret olan Severus.Kurtadam birer sandalye çekip oturduktan sonra bu süreci izlemeye başladılar.

Amy simsiyah asasını salladı ve kocaman bir kalaylı kazan odanın ortasında varoldu.Sophie bunu biliyordu,bu iksir profesörleri ve amcasının odasında bulunan kazandı bu.Severus bir şeyler mırıldandı ve birden havada bazı bitkiler belirmeye başladı. Amy  bunları asasının ucuyla dürterek kesilmelerinin ve altı alev almış kazana girmesiyle meşguldü

Bütün malzemeler kazana girince Amy bir kepçeyle kazanın içindeki sıvıyı saat yönünde çevirmeye başladı.Sıvı yavaş yavaş altın rengine bürünürken abisi küçük bir göz damlası şişesinde(daha güzel bir benzetme olamazdı LDÖEŞDKĞWKS) duran sıvıdan 2 damla damlattı.Sıvı anında renk değiştirdi ve kan kırmızısına dönüştü.(bu iksir yapımını tamamen ben uydurmuş bulunmaktayım,gerçekliğinin bilmiyorum.)

Bir kadeh oluşturdu Amy ve Severus ise sıvıyı kadehe koydu ve Remus'a uzattı.Amy abisinin yanına gelmeden önce bütün sıvıyı bir kavanoza boşaltmakla meşguldü. "İçsene,az sonra çıkacağız." diyerek durumun ciddiyetini hatırlatan Amy'i duyan remus hızla sıvıyı içmeye başladı.Tabi tadı güzel değildi

**
Amy ve remus ,bulutların arasından sızan dolunay ışığıyla ilerliyordu.Sonunda o hırçın ağacın yanına yaklaşıyorlardı.Amy kulaklarında James ve sirius'un sesini işitmeye başlamıştı. Artık dallarını sağ sola sallayan ağacın önüne geldiğinde derin bir nefes alıp gözünü kapattı.

Boyu yavaşça kısaldı,dal darbelerinden çevik hareketlerle kurtuldu ve ağacın üstündeki yumruya küçük patileriyle basınca ağaç dondu,böylece remusla içeri girdiler.

İçerisi tozlanmıştı.Her taraf gıcırdıyordu.Yukarı çıktılar.Bir odaya saptılar,odada piyano,döşekler ve yardım kiti dağılmıştı.Remus ayaklarının dibinde gezen beyaz kurda baktı. "Bir şey olmayacak değil mi?" diye sorunca kurt eşine kısık sesle uludu.Kendilerini rahat hissetmiyorlardı.Bir şeyler kötü gidecekmiş gibiydi.

Ve işte o an.Dışarıdaki kurtadamların uluması,dolunayın bulutların ardından yükselmişti.Çığlıklar evi inletmeye başladı.Amy'nin içi yanıyordu.Bu dönüşüm çok acı olmalıydı.Önlerinde belirmiş kurt adamın uluması kulaklarını çınlattı.Amy 4 ayak koşarak aşağı indi.Kurtadam da arkasından...

Dakikalar dakikaları kovalıyordu ama geceler uzamıştı artık,ne yapabilirdi ki Amy? Çok yorulunca insana döndü ve ağaca çıktı.Derin bir nefes alıp james,sirius ve eşi ile geçirdiği güzel anıları aklına getirip bir patronus yarattı.Yarattığı gümüş buluttan oluşmuş kurt gerçeğiyle oyalanmaya başladı..

Saatler tam olarak 7.05'i gösterdiğinde,dolunay yerini ufuktan başını uzatmış güneşe uzatırken,ormanı yine acı içinde uluyan seslerine bıraktı.Yorgunluktan ölmek üzere olan Amy yere indi,baraka'dan aldığı ilk yardım kitiyle eşine ilk yardımı yaptı,ellerini salladı ve eşini havada yükselip hastane kanadına yürüdüler.

"Sizi tekrar görmek büyük bir şeref,Amy" dedi içeri giren kişilere bakarken. "Çok harap oldu,birazcık ilk yardım yaptım ama,enfeksiyon kapmış olabilir?" şifacının gülümseyerek kafa sallamasını görünce gülümsedi ve odadan çıktı.

Bugün Slytherin ile ortak Karanlık sanatlara karşı savunma dersleri olan Gryfindor öğrencileri etrafa bakıyorlardı,profesörlerden birini görmeyi umut ediyormuş gibi.Elinde bir termosla içeri girdi tam o anda Amy.Gözlerinin altında mor halkalar vardı,gözleri etrafa ölümcül bakışlar bakıyordu.Dik bir şekilde yürüyüp sandalyesine çöktü.

"Şeey,profesör Lupin nerede efendim?" diye soran Hermione,Amy'nin acı şekilde gülümsediğini,ama bunun anlık olduğunu gördü. "Biraz halsiz hissediyormuş kendini.Bugün size ne yaptırsam?" diyip masanın üstündeki ders takvimine baktı.Kahvesinden bir yudum alıp ayağa kalktı.Asasını sallayıp bir dolabın odanın ortasına gelmesini sağladı,öğrenciler bir anda ayaklandı ve sıralar yokoldu.

"Eveeet.Bugün size böcürtler ile nasıl başa çıkmanızı göstermem gerekiyormuş,Hadi bakalım sıraya."

Sıranın önünde Neville vardı.Abisinin aynısını olan yürüyüşü ile Neville'a yaklaştı. "Evet,bay longbottom,sizi dünyada en çok ne korkutur?" Neville bir şeyler mırıldandı,kimse onu duyamadı,Amy dışında kimse

"Pekiii,o korkunuz bu dolaptan çıkınca ne yapmanız gerek?" Kendi uzmanlık alanı bitkibilim olması halimde şaşırtıcı bir şekilde cevapladı. "Sakinliğimi korumam,böcürt'ün komik bir şey olduğunu düşünmem ve riddikulus büyüsü yapmam gerek" bir anda el çırpmaya ve sıcacık gülümsemeye başladı Amy.

"Ağızına sağlık bay longbottom,annenizden gelen bir ezberleme yeteneğiniz var" deyince ilk kez gururla göğüsünü şişirdi,yanakları pembeleşti.Bunu ilk kez böyle görmüş olan Harry şaşkınlığını yüzünden okumak mümkündü.

Kapağı gıcırdayarak açıldı o eski dolabın.Kapıdan abisi çıkınca hafif şaşırdı Amy,gülümsedi ve neville'a baktı. "Yapabilirsin." dedi arkaya bir adım atarak.Neville hiç tereddüt etmedi Asasını salladı ve haykırdı "Riddiculus!"

Böcürt neville'in babaanesi gibi giyinince arkadaki sıra katıla katıla güldü.Hatta Neville bile özür dilercesine sırıttı.Amy eski derslerdeki gibi gülmedi,zihninde farklı şeyler vardı çünkü.Soğuk bir ifadeyle "aferin aferin şimdi sırada bay Weasley var" diye hızla geçiştirdi.

Plağın çalma ve takılma sesiyle ron öne geldi.Neville'in babaanesi gibi giyinen Snape ron ile göz göze geldi. Böcürt korkunç bir kırbaç sesiyle bir acrantula(büyük örümcek) dönüştü.Ron arkaya doğru sendeledi, Örümceklerden çok korkardı o. Hemen asasına davrandı. Ve haykırdı "Riddiculus" diye.

Örümceğin ayağında patenler belirince sınıfın tamamı katıla katıla güldü.Tek bay Malfoy ve çetesi gözden uzakta oturmuş bir şeyler konuşmakla meşguldüler. "Sırada ıhm,bay Potter var.Öne geçin lütfen."

Harry en büyük korkusunu düşünerek ileri çıktı.Annesini ve babasını öldürmüş lord voldemort mu? Yoksa trende gördüğü-

"Potter? Sıra sizde." Sesini tekrar duydu.Böcürt uzun uzun süzdü onu. Korkunç kırbaç sesi kulaklarda çınlarken, ruh emici-Böcürt Harry'e doğru siğilli ellerini uzattı.Amy koşarak harry'nin önüne geçti,karaağaçtan yapılmış asasının bir bilek hareketiyle tane tane söyledi büyülü sözleri "Expecto Patronum"

Asanın ucundan ilk cılız,sonra güçlü bir ışık huzmesi çıktı ve şekil alarak yavru bir kurta dönüştü. Yaklaştıkça etraftaki mutluluğu emen ruh emicinın etrafında iki turladı ve ruh emici toz oldu. Herkesi suspus görünce boğazını temizleyip konuştu "Şey, bunun için üzgünüm aslanlar ve yılanlar. Dersi iptal ediyorum bay Potter, burada bekler misiniz? Evet, iyi günler, çocuklar!''

Dedi sanki az önce ruh emici ile karşılaşmamış gibi. sınıfta dağılır geriye Harry kalınca tebessüm ederek konuşur " Potter, çok akıllıca, yani en büyük korkunun korkunun ta kendisi olması "Harry fazla anlamamıştı. Aklı kadını nereden tanıdındaydı... "Şey bana bu varlığı.."

 "Ruh emici" diye düzeltti Amy,bir öğretmen her zaman öğretmendir " Şu Ruh emicileri çok güzel kovuyorsunuz,efendim."

"Benden özel ders mi isteyeceksin,Harry?" dedi kıkırdayarak.Harry gözlerini kaçırdı. "Evet,rica etsem?" Amy açık camdan ayı görmek istermiş gibi dışarı baktı. "Maalesef profesör Remus benden daha iyi. Ona sorarım"ardından sırıtarak ekledi. "Düşündüğünden daha fazla babana benziyorsun"Harry' ve simsiyah bir toz onun içine aldı, toz dağının Amy'i göremedi, Harry'nin kulaklarında Hermione'nin sesi çınladı "Profesör Amy cisimlendi mi?! Nasıl olur ya,hogwarts'ta cisimleşemez veya buharlaşmazsın ki?!

***

Amy Mia SnapeHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin