vaftiz aile

220 15 6
                                    

Hogwarts Sirius Black'in Gryffindor erkekler yatakhanesine bıçakla girmesini konuşuyordu. Harry'nin buna ayıracak vakti yoktu, her gün dokuz zorlu quidditch maçından daha yorucu Ruh emici-savuşturma dersleri alıyordu. Bay ve bayan Lupin ile haftanın beş günü sandıktakinden daha korkunç olduğunu söyledikleri Ruh emici ile yüzyüze geliyordu. İşte o günlerden biri, Harry; Ron, Hermione ve Sophie'yi ortak salonda bırakmış, merdivenlerden aşağı inerken düşünüyordu: annesi ve babası nasıl biriydi acaba, onlarca kez şu cümleyi duymuştu "herşeyinle babana çok benziyorsun ama gözlerin, annene çekmiş" Bunu bu haftaki dersi verecek Lupin'e sormayı aklına not ettikten sonra kapıyı çaldı "gel" komutunu duyunca tokmağı çevirip içeride girdi.

Bu odaya bir kez daha girmişti, o zamanlar her yerde hareketli-hareketsiz bir sürü Gilderoy Lockhart resmi ile doluydu. Oysa şu an duvarlar takvim,çeşitli poster ve doğa resimleriyle doluydu.Amy ofisi ve yaşam alanını arkasındaydı, yani uyuyordu.Remus ise masasına oturuyor Hermione'nin beş parşömenlik hınzıpır ödevini okuyordu.

Harry'i görünce tebessüm ederek ayağa kalktı.Parşömeni ufak bir asa hareket ile çekmeceye girerken Harry'e babacan bir tavırla çikolata ikram ettikten sonra sandığı bolca ay ışığı alan odanın ortasına koydu.Harry,başladıklarından beri ilerleme kaydettiğini düşünüyordu. İlk başladıklarında sis gibi dağılıyor ve Harry hem koruyamayan hemde yoran bir patranus yaratıyordu

Ama bugünlerde nedensiz ve mutlulukla yaptığı için şekli belli olmayan, Harry daha fazla koruyan bir patronus yaratıyordu. Yine aynı şeyleri yaşadı :ruh emiciyi defetme, Remus'un tebriklerini sütlü çikolata seansları takip etti ve sorusunu sordu: "profesor, annemi tanıyor musunuz?" Remus iç çekti ve konuştu: "Amy'den sonra hep yanımda dururdu, çok zekiydi." Durdu gülümsedi "gözleri aynı..."

"Annem gibi " Remus'un açık şekilde ve hasta ki bir daha yüzüne kan geldi "çok duyuyorsun gerçekten ama çok benziyorsun. Ama bir yandan başı beladan kurtulmayan baban, James var. Duydum ki bu özelliği sana geçmiş" Harry gözlerini kaçırırken Remus kahkaha attı

**

"Nasıl ya-yaptılar?" Dedi Selenophie,Harry'e sarılmıştı, dehşet içinde yere düşen Şahgaga'nın başına bakıyordu. Hermione korkuyla ağzını elleriyle kapatmıştı.Ron ise faresi Scabbers'ı kontrol altına almaya çalışıyordu ama Scabbers deli gibi çırpınıyor,vıyaklıyor,Ron'un parmaklarını ısırıyordu. "Scabbers,uslu dur oğlu- AH!" Scabbers hızla Şamarcı söğüte koşmaya başladı,Ron da onun arkasından. Selenophie kesik kesik soludu "Ron bu-buraya gel!"

Üçü Ronun yanına ilerlediler. Ron sonunda Scabbers'ı sıkı sıkı tutmıştı. Gülümseyerek ayağa kalkacağı sırada yüzü dehşetle doldu,elini hızla kaldırıp Harry'nin arkasını gösterdi. Harry arkasını döndüğünde Ron'un neden korktuğunu anlattı. Kehanet dersinde, falına çıkan ecel dişlerini göstermiş yaklaşıyordu.

"Ecel ölüm alametidir." cümlesi kulaklarını sağır ederken eli asasına uzandı.Köpek koşarak Sophie,Harry ve Hermione'nin üstünden atlayıp Ron'un bacağını kavradı ve onu sürüklemeye başladı. Ron acıyla korku karışımıyla oluşan bir çığlık atarken köpek onu ağacın içindeki oluktan aşağı çekti ve gözden kayboldular.

Sophie etrafa baktı,uzun bir dal gördüğünde onu sıkı sıkı kavradı.Hermione ve Harry'e 'izleyin ve görün' bakışı attıktan sonra agresifleşmeye başlayan ağacın dallarından kurtularak ağacın yumrusunu dal yardımıyla dürttü.Dallar aniden durdu,hareket hızı yavaşladı.

Sophie önden,Harry ile Hermione arkasından oluktan içeri girdiler,sürüne sürüne yol aldıktan sonra oluyor nazlı genişledi, uzadı ve ayak kalktılar, gıcırdayan parkelerden geçip bir merdiven çıktılar, sonra bir odaya saptılar ve bacağını tutup inleyen Ron'u buldular. Hermionee koşarak rona yanına geldi "iyi misin,köpek nerede?" Ron sesi korkudan titrerken konuştu "o-o kö-köpek değil, an-animagus!"

3 çocuk Ron'un gösterdiği yere baktıklarında,gözleri parıldamazsa ölüden farksız;saçları birbirine karışmış ve keçeleşmiş, eti kafatasını yapışmıştı. Üstünde pijama gibi duran griyi çizgili tulumu yırtılmış ve yıpranmıştı seni dişlerini göstererek asasını çocuklara doğrulttu ve çatlak sesiyle büyü söyledi "expelliarmus!"

Hepsinin asalarını havada ustaca yakaladı. Ve yine çatlak sesiyle histerik bir ton daha şu kelimeler ağzını açıktı "korkmayın, bu gelir sadece bir kişi ölecek" Harry sinirine hakim olamadı. Azkaban'nın en azılı mahkum olduğunu da biliyordu, aslında elinde değildi ama öfke söz geçiren olmuş mu?

Koşarak ve kim boğazına davranarak onu yere düşürdü. Elinden kaptı alsaydı onun Boğazını tuttu. Black dişlerini göstererek sür etti "beni gerçekten öl..." "Patiayak!"Sophie sesin sahibini anlayınca başını kaldırdı. Babası kucağında bazı şeyleri kanla kaplanmış bir kurdu taşıyordu.

Kurdu yere bıraktı, Harry altındaki Black nereye gitti diye bakarken kurdun yanındaki siyah köpeğin ona dönüşmesini izledi.Sonra Kaşgöz yaparak arkaya geçmesi işaret etti Sirius'un önündeki kurt gözden kaybolmuş yerini yarı doğrulmuş, elinde asası şaşkınlıktan gözleri büyümüş Amy almıştı.

"Sen Azkaban da olman gerekiyordu Black" dedi Amy hızlı hızlı soluyarak. "Umutlarım zaten orada" dedi Sirius ağır ağır.Ve Sophie kördüğüm manzara ile midesi dürüm dürüm oldu. Yıllar önce Black'i yakaladığı için ikinci sınıf Merlin nişanım almış olan annesi Sirius Black'e sıkı sarılıyordu. Black ayağa kalktı ve babasınada sarıldı" na-nasıl yaparsınız?!" Dedi hermione tiz bir seste "size güvenmiştim!" "Hermione, anlıyorum ki her karışık geliyor ama dinle!"

Hermione Harry'nin önüne geçti "bay Lupin kurtadam Harry,Sirius Black'i onlar kaleye sızdırdı!" Remus cık-cık sesleri çıkararak eşinin yerine konuştu "yine standartını tutamadın Hermione, iki cümleden sadece biri doğru. Sirius'u kaleye ben almadım" sesi soğudu. " Ama kurtadam olduğum gerçeğini saklayamayacağım."

" Çok konuştun Remus,yeter artık öldürmek istiyorum..."

"Bekle"

"yeterince bekledim,hemde 12 yıl, hem de Azkaban da!"

"Tamam Black. Ama onların bilmeye hakkı var, Ron ona yıllarca baktı ve Harry'e hakikatı borçlusun!" Sirius göz devirdi,ama göz bebekleri ron'un kaçmaması için sıkı sıkı tuttuğu faresi scabbers'a odaklanmıştı. "Tamam ama hızlı olun."

***
Bu kadarını beklemiyordu çocuklar.Selenophie, Harry ile vaftiz kardeş olmanın şokunudayken, Harry Percificus Totalus ile dondurulmuş, yıllar önce ailesine ve arkadaşlarına ihanet etmiş Peter Pettigrew'ın bedenine bakıyordu,dışarı çıkmışlardı. Soğuk İskoçya rüzgârı yerdeki çimleri yalıyordu.Amy,Peter'in üstüne bir not bıraktıktan sonra asasının bir hareketi de küçük bir patlama sesiyle yok etti "profesör nasıl y-yaptınız?"dedi Hermione şaşkınlıkla

"Yalies Pirimion(yine ben uydurdum✨) büyüsü.Cisimlenmenin mümkün olmadığı yerlerde belli bir şeyi cisimleşmeye yarar." Dedi Black'e bakarak.Bu büyüyü o bulmuştu,Amy ile girdikleri "büyü yaratma" yarışmasında. Black göğüsünü gururla şişirmişti.

Amy'nin yüzü korkuyla kasıldı, bulutların arkasına saklanmış dolunay fikrini değiştirerek gökteki yerine geçmişti.Remus acıyla dizlerinin üstüne çöktü. "Kaçın,şatoya koşun ve buradan uzaklaşın" diye bağırdı Amy.Sirius çocukları uzaklaşmaya çalışıyordu,gözü Remus'a sıkı sıkı sarılan Amy'e kaydı.Onun kulağına kim bilir ne fısıldıyordu.Remus'un gözbebekleri büyümüş, omuzları kamburlaşmıştı.İksiri almıştı ama hepsini bitiremeden çapulcu haritasındaki detayı fark edip bağıran barakaya gelmişlerdi.

Remus acı dolu dönüşümü geçirdiğinde Black çocukları şatonun girişine getirmişti. Doğrulmuş kurtadam kollarını açarak Amy'i geriye,çalılara itti. Harry, az önce yanlarında olan Black nerede diye bakarken kocaman bir köpek, kurtla boğuşmaya başlamıştı.Amy'nin olduğu çalılardan Remus'un kanlar içinde getirdiği kurt olarak kavgaya katılmıştı. Kurt onu ormanın derinliklerine onun hemen peşinden köpek ve kurt adam.havanın farklı bir şekilde soğudunu olduğunu hissetti Harry.

Gözleri Gökle buluşunca anladı nedenini: yıldızlı gökyüzü Ruh emicilerin pelerinleriyle dolmuştu...

KbraKaya227939'a itlaf edildi

Amy Mia SnapeHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin