bir

1.4K 115 164
                                    




Helios, yunan mitolojisinde Güneş Tanrısı. Chan'ın tabirliyle de biricik aşkı Jeongin...

Güneşi, bebeği, özlemi, sevgilisi, ilk ve son aşkı. Her şeyi. Sahi, kaç yıl oluyordu onu görmeyeli? Beş, on? Zaman hızla geçmişti, ne onu unutabilmiş ne de aşkından vaz geçebilmişti.

Elindeki kitapları kitaplığa dizerken derin bir nefes aldı. Masasının üzerine koyduğu küçük metal kutuyu açtı. İçinde birkaç tane polarid fotoğraf vardı. İlkinde Chan, Jeongin'in omzuna kolunu atmış ve gözlerini kapatarak alnını ona yaslamıştı. Jeongin ise gülümsüyordu kameraya.

Eline aldığı başka bir polaridde ise Jeongin arkadan sarılmıştı ona. Başı biraz aşağıda kaldığı için çenesini omzuna koymuştu. Gamzesi çıkmıştı.

Gülümseyerek fotoğrafları eski yerine koydu ve kitaplığa yerleştirdi.

Onun yokluğunda bir kitap yazmıştı, ve tahmin ettiğinden daha fazla ilgi görmüştü. Kitabında ise Helios diye bahsetmişti Jeongin'den. Özlüyordu onu, her ne kadar geri dönmeyeceğini bilse de özlüyordu.

Çalan kapıyla, küçük evde, kapıya doğru yürüdü. Kapıyı açtığında evin sahibiyle karşılaşınca gülümsedi. "Merhaba canım, yerleşebildin mi?" Orta yaşlardaki kadın sevecen bir şekilde sordu. Chan başını sallayarak gülümsedi.

"Neredeyse yerleştim efendim. Eviniz gerçekten güzel."

Kadın gülümserken elindeki tabağı ona uzattı. Yeni yapılmış, üzerinde dumanı tüten pirinç keklerine göz gezidirdi. "Yazar olduğunu duydum. Bunları ye ki zihnin açılsın, ayrıca çokta yorma kendini."

Chan minnetle tabağı alırken gülümsedi ve başını eğdi. "Teşekkür ederim, afiyetle yiyeceğim. Endişeniz olmasın, bünyem buna alıştı." Kıkırtıyla gözleri kısılırken kadın da gülümsedi. Adımları geri geri giderken aşağı inmek için merdivene yöneldi.

"Bir ihtiyacın ya da bir sorun olursa aşağıdayız biliyorsun, çekinme." Kadın sevecenlikle konuştu ve gülümsedi. Kadının anaç gülümsemesi içini okşayıp geçti.

"Elbette, teşekkür ederim." Başını eğdi ve biraz da önünde eğildi. Kadının bir şey söylemeden aşağı inişini izledi daha sonra.

Uzun bir gün olacaktı. Kapıyı kapatarak hemen yanda olan mutfağa bıraktı elindeki tabağı. Eline bir tane alıp ağzına yolladı. Biraz sıcak olsa da yiyebilmişti. Bitki çayı yapmak için pressi hazırladıktan sonra suyun kaynaması için ısıtıcıyı açtı.

Su kaynarken odasında son değişiklikleri yapabilirdi.

***

"Bugün ölüm yıl dönümü." Chan kaşlarını kaldırıp önünde uzanan sahile baktı. Seungmin yanındaydı. Küçük olan bir şey demedi.

Chan başını yana sallayarak derin bir nefes aldı. "Tanrım..." Yutkundu ve bir kez daha denize baktı, sakin ve çarşaf gibiydi. Hafif bir şekilde meltem esiyordu. "...Onu ellerimle gömdüm."

Seungmin bir şey söylemedi. Yerdeki taşlara bakarken Chan saçlarını geriye doğru taradı ve kendini geriye attı. "Sekiz yıl, tam sekiz yıl onsuz geçti. İnanabiliyor musun Min?"

Seungmin ellerini geriye yaslayarak denizden çekmedi bakışlarını. "Ama onu yaşattın. İçindeki Jeongin'i yazıya döktün. Bu, her ne kadar onu geri getiremese de anılarını yaşattı hyung. Herkes biliyor, senin sonsuz sevgin yaşattı onu."

Chan kırgın bir şekilde gülümsedi ve omzunu silkti. "Ona sarılmayı özledim," Eli havaya kalktı ve masmavi gökyüzüne dokunmaya çalışır gibi uzandı. "Gülüşünü özledim, sesini," Derin bir iç çekti ve gözlerini kapattı.

"Onu özledim."

***

hen ve kahpe başlangıçlar KSNDJSJXJSKSM

kısa bir kurgu olur diye düşünüyorum yorumlarınızı alıyımmm💛

CHANIN'İN GARİP BİR AURASI VAR VE BEN BUNA AŞIK OLDUM😭🥳🥳

CHANIN'İN GARİP BİR AURASI VAR VE BEN BUNA AŞIK OLDUM😭🥳🥳

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

✨çok güzeller✨

helios | jeongchanHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin