"Unutabilir misin şimdi?" dedikten hemen sonra gazozumu, kağıt helvamı ve kutumu kucaklayıp olduğumuz alandan kaçtım. Gecenin geri kalan zamanında Alparslan fazlasıyla sessizdi. Enes'in katkılarıyla ben kendime hızlıca gelmiş, her zaman ki enerjimle çevremdeki insanları güldürmeyi başarmıştım. Gecenin sonundaysa odama kendimi zar zor atıp üzerimdeki kıyafetlerden ve makyajdan hızlıca arındım. Arındığım gibi de kendimi yatağıma atmıştım. Günün bütün yorgunluğuyla uyuya kalmıştım.
Sabah uyanır uyanmaz yüzümü yıkayıp daha suratımı silmeden aşağıdaki kaşık çatal sesleriyle aşağı inmiştim. Annemin mutfakta olduğunu fark edip masadaki dilimlenmiş peynirden hızlıca ağzıma bir kaç tane attım. Mutfak kapısında annemi gördüğüm anda hızlıca sandalyeye oturup peynirleri dilimin üzerinde bekleme mooduna aldım. Annem suratıma aval aval bir süre baktı ardından elindeki çaydanlığı masaya bırakıp her zaman ki yerine oturdu. "Suratından su akıyor Nilüfer!" dediğinde bakışlarımı ona çevirmeye üşendim. Peynirlerle ne kadar rahat konuşabilirsem o kadar rahatça "Olabilir." dedim. Kendi kendine bir şeyler mırıldanıp bakışlarını salondan gözüken televizyona çevirdi. Büyük bir rahatlama hissiyle nefes alıp hızlıca ağzımdaki peynirleri çiğnemeye başladım. O sırada merdivenlerdeki ses ile kafamı merdiven tarafına çevirdim.
"Anne! Hazır mısın?" diye deli danalar gibi bağıran Enes ile gözlerimi devirdim. "Neye hazır mıyım deli oğlan?" diyen annemle kıkırdamadan edemedim. Aynı benim gibi saniyeler önce gözlerini devirmişti. Enes son merdiven basamağında gözükürken zıplayarak o basamaktan da indi. "Tek kızın olmadığını anlamaya!" dediği sırada iki basamağı hızlıca inip Enes'in kafasına vuran ablam ile gözlerim yerlerinden çıkacak gibiydi. Sanmayın ki heyecandan! "O benim etiketini bile çıkarmaya kıyamadığım yeni kıyafetim mi yoksa benim gözlerim mi bozuldu?" diye sorduğumda Enes başını yere eğip şirin olduğunu sandığı fakat asla şirin olmayan gülümsemesi ile konuştu. "Evet." dediğinde ayağa kalkmam ile tekrardan konuştu. "Yani gözünün bozulduğuna evet ablacım." dediği gibi kalktığım sandalyeye geri oturdum. Sakinleşmek için derin bir nefes aldığım sırada annem fazlasıyla sevinçliydi.
"Sakinim. Tamam, sakinim. Nergis sana o elbisemi giydiğin için Çin işkencesi yapabilirdim ama yapmayacağım çünkü bu elbisenin bilmem kaç katı olan parayı bana sen zaten verirsin. Malum hem zenginsin, hem de bonkör bir zenginsin." dediğimde Enes çoktan sandalyesine oturmuştu. "Nilüfer'e para vermeni isteyeceğimi hiç düşünmezdim ama bu sefer vermezsen, sana sinirlenirim." diyen anneme şaşkın şaşkın bakarken masadaki yiyecekler gözüme çarptı. Deli miyim de bu konularla uğraşıyordum? Önümde böyle güzel bir kahvaltı masası varken hiçbir şey umurumda olmazdı. Enes ile gözlerimiz birbirine çarptığı gibi ikimizde kahvaltı yapmaya başlamamış, resmen gömülmüştük.
Doyduğum gibi de ablama odaklanmış, onu uzun uzun incelemiştim. Çayımdan büyük bir yudum alıp Enes'e döndüm. "Aferin çekirge, seni güzel yetiştirmişim." dediğimde Enes sağ elini yumruk yapıp sol tarafına iki kere vurdu. "Ne sandın reis?" dediğinde gözlerim anneme ve kanaldaki Müge Anlı'ya takıldı. Annem sürekli bir şeyler mırıldanırken içtiğim çay bana ekrandaki konuyla zehir olmasın diye ablamlara döndüm. Ablama gülümseyerek onu beğendiğimi söyledim. "Çok güzel olmuşsun. Sana bugün için bol şanslar ablacım." diyip çayımın son yudumunu da içtim. O sırada hızlıca anneme dönüp konuştum.
"Anne acil çıkmam lazım. Kızlarla bir yere gidecektik, haydi görüşürüz." diyip masadan kalktığım gibi evden dışarı çıktım. Karşı evin dış kapısında gördüğüm kişiler ile arkama geri döndüğümde duyduğum kahkaha beni dumura uğratmıştı çünkü tam şuan da anneme yalan söyleyerek dışarı çıktığım yetmiyormuş gibi üzerimde Jerry baskılı atlet ve şort pijama takımım vardı. Hatta bu da yetmiyormuş gibi gördüğüm kişiler Aysel abla, Alparslan ve Aysun'dan başkası değildi. Bir dakika! Aysun ne alakaydı? Kendime gelip hızlıca önüme geri döndüğüm sırada elimi arka tarafa doğru çevirip kapıyı çaldım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Bağrıma Gömülü Benlik *yeni
RomanceBileklerimde akan zaman beni konuştuklarımdan değil de sustuklarımdan anlayan bana yabancı olduğu kadar yakın olan adamı değiştirmişti. Bu sefer gerçekten iki yabancı olduğumuzu hissediyordum. Büyümek hayal ettiğim gibi değilmiş bunu onunla anladım...