8.Bölüm

23 4 0
                                    

Kusura bakmayın arkadaşlar bölüm biraz geç geldi şu sıralar telafi sınavlarına hazırlanıyorum diğer bölümler de geç gelebilir

Kusura bakmayın arkadaşlar bölüm biraz geç geldi şu sıralar telafi sınavlarına hazırlanıyorum diğer bölümler de geç gelebilir

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

____
  Yazardan
Kayıp öğrencilere ne olduğunu herkes öğrenmişti. Yıldız bulunmuştu. Ama isteseler de geri dönemiyorlardı. Otobüsü kullanacak şoför yoktu, polis arabasının motoru yoktu. Burak komiser,Sena,Cem,Kayla ve Yıldız otobüsün yanına geldiler ama sanki bir sıkıntı vardı. Diğerlerinin yanına varınca herkesin yerde baygın bir şekilde yattıklarını gördüler. Kayla,Sena Burak komiser onları uyandırmaya çalışıyordu,Cem ise Yıldız'a yardım ediyordu. Burak komiser fark ettiği şeyle sessizce bir küfür savurdu. Şule yoktu. Bekir hoca ayılınca çocukları orada bırakarak Şule'yi aramaya başladı Burak komiser. Ormanın içine girdi. Arkasından da Kayla girdi. Sena orada kaldı. Kayla Burak komiser e yetişmeği başardı.

Kayla'dan
Burak komiseri yetiştiğim de bana biraz kızdı.Onu dinlemediğim için.

- Allah aşkına Kayla, ben size orada durun dedim. Sen niye benim peşimden geliyorsun.
- Kusura bakmayın komiserim ama bence kimse tek kalmamalı. Eğer başınıza bir şey gelirse size yardım edebilirim.
- Off, Kayla, tamam. Sakın yanımdan ayrılma.
Onu kafamı sallayarak onayladım. Yavaşça yürümeye devam ettik. Açık alana geldik, yerde kan birikintisi vardı. Oraya odaklanmışken arkadan ses geldi. Hemen arkamı döndüm. Yine o kırmızı gözlü yaratığı gördüm. Burak komiser de benimle birlikte arkasını dönmüştü. Onu gördüğü an benim önüme geçti ama yinede o yaratığın ne yaptığını görebiliyordum. Kırmızı gözlü yaratık bir süre bize baktı. Sonra arkasını dönüp gitti. Bı 5 dakika kendimize gelmek için bekledik. Kendimize geldiğimizde Şule'yi aramaya devam ettik. Mola vermek için bu 2 dakika durduk. Yarın daha ileriye gidecektik. Hava kararmaya başlamıştı. Ağaca yaslandım. Sonra omzumda bir ıslaklık hissettim, kafamı kaldırıp baktığımda çığlık attım ve geri gittim. Takılıp düştüm. Gözyaşlarım benden izinsiz bir şekilde akıyordu. Burak komiser benim yanıma geldi. Ne olduğunu soruyordu ama ben cevap veremiyordum. Sadece parmağımla ağacın üstünü gösterdim. Şule yukarıda idi gözleri açıktı ve donuk bakıyordu. Vücudunun her yeri kanlıydı. B-bu çok korkunçtu. Burak komiser beni oradan uzaklaştırmaya çalıştı. Tepki veremedim. Sanki biri vücudumun kontrolünü ele geçirmişti. Burak komiser beni uzaklaştırınca kendime gelmem için oturttu. Bir süre sonra kendime geldim.

- Daha iyi misin?
- Ne kadar iyi olabilirsem o kadar iyiyim.
Kafasıyla onayladı beni.
- Geri dönmeliyiz
Ayağıya kalkarak Burak komiseri takip etmeye başladım. Otobüsün yanına vardığımızda herkes ayılmıştı. Yanlarına gittik. Herkes toplandığında onlara ne olduğunu sorduk.
Burak komiser
- Ne oldu? Niye hepiniz baygındınız.
Bekir hoca
- Ne olduğunu bizde bilmiyoruz. Bir anda çok uykumuz geldi. Uyandığımız da da siz vardınız. Şule'yi bulabildinizmi?
- Evet, ama.. oda ölmüş.
Burak komiser böyle söyleyince sessizlik oldu. Bende o sırada ormana bakıyordum. Bir saniye Sena'ya bakıp tekrar ormana döndüm. Ormanda yine o kırmızı gözleri gördüm. Sena'da benim baktığım yere baktı. Sadece oraya bakıyordum. Düşündüğüm şey şu bu kırmızı gözlü canavar, yaratık her ne ise bizden ne istiyor.
  Yazardan
Kayla ve Sena ormana bakmayı bırakıp birbirleriyle konuşmaya başladılar. Onlara bunu yapan şey yüzünden diken üstünde oturuyorlar. Resmen hayatları tehlikedeydi ama onlar ne yapacaklarını bilmiyorlardı.
  Beğenip yorum yapmayı unutmayınız
Seviliyorsunuz 😊

Cinayet Ormanı (Tamamlandı)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin