Yazardan
GEÇMİŞ
Genç çocuk her zaman ki gibi ona yapılan şeylere karşı sessizliğini koruyordu. Hoş zaten istese de onlara karşı gelmiyordu. Çünkü korkuyordu. Onlara karşı gelecek cesareti kendinde bulamıyordu. Okul hayatı hiç bir zaman iyi olmamıştı. Pısırık biriydi. Ona yapılan şeylere her zaman boyun eğerdi. Ona en çok şey hoşlandığı kızında öyle davranması. Bu zamana kadar yapılan her şeye sessiz kalmıştı. Kimileri onu hizmetçi gibi kullanır. Kimileri ise ona şaka yaparak onu sınıfın önünde küçük düşürür. Buna rağmen sessiz kalmıştı. Yine okula gelerek en arka sıraya oturdu. Her zaman ki gibi. Bir süre sonra sınıf dolmaya başladı. Kapıdan gülüşme sesleri gelmesiyle genç çocuk kafasını kaldırarak kapıya baktı. İşte o giriyordu, hoşlandığı kız Yasemin. Onu gördüğünde gözleri parlamıştı. Ama Yasemin onu gördüğünde yüzünü buruşturarak yerine oturdu. Genç çocuk ise utançla başını yere eğdi. Bugün de diğer günler gibi olacağına emindi. Fakat hoşlandığı kızın Yasemin'in ona yapacağı şeyden habersizdi. Okul çıkışı Yasemin eline mikrofon alarak merdivenlere çıktı. Elinde ise genç çocuğun günlüğü vardı.
Yasemin
- Sevgili arkadaşlar beni biraz dinler misiniz? Bu elimde gördüğünüz defter bizim sınıfın pısırığına ait. İçinde neler olduğuna inanamazsınız.Genç çocuk günlük lafını duyunca onu almaya çalıştı ama iki erkek öğrenci onu tuttu. Yasemin de bu sırada kahkaha atıyordu.
Genç çocuk
- Hayır, hayır yapma, lütfen yapma
diyordu Yasemin ise acımasızca gülüyordu.- Bakalımm burada ne yazıyor? Okuldan nefret ediyorum,insanlardan nefret ediyorum. Onlara karşı gelemiyorum. Aaaa bak ayıp ediyorsun bizden neden nefret ediyorsun ki hahahah
Yasemin böyle kahkaha atarken genç çocuk gözyaşlarıyla duruyordu. Her seferinde yapmamalarını söylüyordu ama onu kimse dinlemiyordu.
- Ondan çok hoşlanıyorum. Aa bizim pısırık birinden hoşlanıyormuş ne kadar tatlı. Hahah. Hm bakalım kimmiş bu şanssız kız. Ondan çok hoşlanıyorum ama oda diğerleri gibi beni aşağılıyor. Keşke bu kadar pısırık olmasam o zaman belki Yasemin ile bir şansım olurdu. Ne sen benden mi hoşlanıyordun? Senin gibi bir eziğe bakacağımı mı sanıyordun yani. Hayal dünyanda sana iyi yaşamalar ama orada da böyle olmaya mahkumsun. Yaşamın boyunca böyle olacaksın Ezik!!
Herkes kahkaha atıyordu. Ona karşı ezik diye bağlıyorlardı. Genç çocuğu bıraktılar. Günlüğünü ve çantasını aldı ve okuldan koşarak çıktı. Arkasında bile bakmadı. Gözyaşları durmuyordu. Etrafına bakmadan koşarak gidiyordu. Bu yüzden ona doğru gelen arabayı fark etmedi bile. Araba son anda frene basarak durmuştu. Ama genç çocuk bunu bile umursamadı. Koşarak eve gitti. Kapıyı çaldı. Biricik annesi yine onu gülümseyerek karşıladı. Ama oğlunun yüzünü görünce çok endişelendi.
- Oğlum, yavrum ne oldu? Neden ağlıyorsun?
Annesine her şeyi anlattı. Babası onları terk edince annesi onun her şeyi olmuştu. Bu hayatta yaşıyorsa sırf annesi için yaşıyordu. Annesi olayları öğrenince hemen okula giderek oğlunun kaydını oradan aldırdı. Başka bir okula kaydını yaptıracaktı. Oğluna onları yapanlardan nefret ediyordu. Kaydını yaptırdığı okuldan eve geldi. Oğlu için her şeyi yapardı.
- Oğlum, Mithat'ım ben geldim.
- Hoşgeldin anne
- Hoşbuldum oğlum. Artık o okula gitmeyeceksin. Kaydını başka bir okula aldırdım.
- Tamam anne, o zaman ben odama çıkıyorum.
- Tamam oğlumÇocuk az da olsa üzülmüştü. Ama bir daha onların yüzünü görmeyeceği için mutluydu. Ertesi gün yeni okuluna gitmek için hazırlandı. Okulun kapısına gelince içinden"umarım burası öncekilere göre iyi olur" diye geçirdi. İlk adımını attı.
6 ay sonra
Mithat bu okulda önceki okullara göre mutluydu. Ama bu mutluluk kısa sürdü. Bir gün okula geldiğinde Yasemin'i gördü. Yasemin ve ailesi okula yakın bir yere taşındığı için kaydını bu okula aldırmış. Gelir gelmez yine ona hayatını zindan ediyordu. Bugün ne yapacağını bilmiyordu.okuldan içeri girdi. Tüm okul bahçedeydi. Bı anda üstüne su döküldü herkes ona bakarak kahkaha atıyordu. Suyun üstüne de un döktüler. Koşarak okuldan çıktı ve eve gitti. Temizlendi. Bir daha okula gitmeyecekti. Annesi eve girince yemek yemek için mutfağa geçtiler. Sessizce yemeklerini yerken kapı çaldı. Açtıklarında üstlerinde doktor önlükleri olan birileri girdi. İçlerinden birisi konuşmaya başladı
- Merhabalar efendim. Sizi rahatsız ediyoruz. Biz bir araştırma hastanesinden geliyoruz. Bir anket yapıyoruz o yüzden de size bir kaç soru sormak istiyoruz tabi sizde isterseniz.
- Ah kusura bakmayın ama ilgilenmiyoruz
İçlerinden orta yaşlı olan gülümsedi ama gülümsemesi çok rahatsız ediciydi.
- Ah sorun değil hanımefendi rahatsız ettik. İyi günler.
- İyi günler
Kadın içeriye geçerek yemeğine geri döndü. Yemeklerini yerken birisi cami kırdı. Çıkan sesten dolayı irkilmişlerdi. Bir anda evi sis sardı. Duman yüzünden nefes alamıyorlar dı. Her yer dönüyordu. Sonunda direnmeyi bırakıp yere düştüklerinde içeriye giren adamları gördüler.
Mithat uyandığında elleri bağlı bir şekilde sedyede yatıyordu. Kurtulmak için çabalasada kendine zarar vermekten başka bir şey yapmıyordu. Yorulunca durdu. Aynı zamanda daha önce fark etmediği kapıdan birileri girdi.
- Uyanmışsın
- Sende kimsin ve annem nerede?
- Hiç merak etme Mithat bizim işimiz seninle annenle değil. Annen evde büyük ihtimalle kendi kanında boğuluyor dur.
Adamın yüzünde pis bir sırıtış vardı. Mithat önce anlamadı
- N-ne? Dur bı dakika? Anneme zarar verdiyseniz eğer sizi öldürürüm. DUYDUN MU? SİZİ ÖLDÜRÜRÜM!
Adam onu hiç dinlemeden arkasını dönüp odadan çıktı. Kısa süre sonra odaya 5-6 kişi girdi. Kendi aralarında konuşuyorlardı. Mithat'ın anladığı tek şey ise "Bu çocuk son denek, dikkatli olun başka biri olmayacak."
İçlerinden biri elinde şırınga ile geldi, içinde çok farklı bir sıvı vardı. Adam hiç bir şey demeden şırıngayı çocuğun boynuna sapladı. Çocuk çırpınıyor çığlık atıyordu. İşte o zaman emin olmuştu annesinin öldüğünü.
- SİZİ ÖLDÜRÜCEM, BANA YALVARACAKSINIZ. ÇIĞLIKLARINI ZEVKLE DİNLİYECEĞİM SİZDEN VE BENİMLE DALGA GEÇEN HERKESTEN İNTİKAMIMI ALACAĞIM. YEMİN EDERİM YAPACAĞIM.2 hafta sonra
Adamlar iki hafta boyunca her gün aynı sıvıyı çocuğa enjekte ediyorlardı. Her testten sonra kanını alarak inceliyorlar. Bir anda etrafta kırmızı ışıklar yanmaya başladı. Adamlar aceleyle odadan çıktılar. Işıklar yanıp sönüyor alarm yüksek sesle ötüyordu. Sonra bir kırılma sesi ve çığlık sesleri duyulmaya başlandı. Tüm doktorlar kapının önünde toplanmıştı ama kapı kilitli idi. Kapıyı yumrukluyorlardı. Çocuk intikam yeminini gerçekleştiriyordu önüne gelen herkesi öldürüyordu. Kırmızı gözlerini ona bunu yapan doktora çevirdi. Korkunç hırıltılı sesiyle
- Sana söylemiştim sende öleceksin ama o kadar kolay olmayacak
diyerek adamın kolunu kökten kopardı. Kırmızı gözlü yaratık yani Mithat adamın çığlıklarını zevkle dinledi. Bir süre sonra adam kan kaybından öldü.
- Sana söz veriyorum anne. Artık kimse beni ezemiyecek bu orman artık benim inim ve inime girenler ölmeyi hakediyor
Kırmızı gözlü yaratığın kim olduğunu öğrendik
Beğenip yorum yapmayı unutmayınız
Seviliyorsunuz 😊
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Cinayet Ormanı (Tamamlandı)
Mystery / ThrillerArkadaşlar bu benim ilk kitabım kusurlarım varsa affola 😊 DÜZENLENECEK