Kim bilir kaçıncı kez Tsukishima Kei utanarak yüzünü eliyle kapattı. Oda arkadaşları, Kuroo ve Bokuto onun son fotoğraf projesini öğrendiklerinden beri, onun modeli olmak için onu rahatsız ediyorlardı.
"Hadi ama Kei. Ben mükemmel bir modelim, değil mi? Kuroo pazılarını esnetmeye çalıştı, kaşlarını imalı bir şekilde oynattı, yan yan sırıtırken.
"Hayır." Tsukishima sert bir şekilde cevap verdi.
"Hey, hey, hey, peki ya ben? Ben mükemmelim, değil mi? Değil miyim Akaashi?" dedi Bokuto, kanepede gözle görülür bir şekilde hareketlendi.
"Evet, mükemmelsin Bokuto-san ama lütfen kendini utandırmaya bir son ver." dedi Bokuto'nun erkek arkadaşı Akaashi Keiji, Bokuto kollarını ona sararken kızardı. "Tamamdır, Akaashi öyle dedi!" yüzü sevinçle parladı baykuş çocuğun.
Tsukishima hayranlıkla baktı Akaashi'ye. Çünkü, tanrı aşkına Bokuto'yu nasıl kontrol edebiliyordu?
"Teşekkür ederim, Akaashi-san" kafasını öne eğerek söyledi. "Herneyse, ben bir süre yürüyüşe çıkacağım. Sonra görüşürüz çocuklar." dedi ve kapıya doğru yöneldi elinde tuttuğu kamerasıyla. Üçü ona veda etti.
Tsukishima Kei iyi planlanmış ve anlamlı fotoğraflarıyla bilinirdi. O daima onların bir fotoğraftan fazlası olduklarına inanırdı. Ama nedense sanat galerisi için olan final fotoğrafı için zihni bomboştu. Tamamen boşluk. Kelimenin tam anlamıyla aklında hiçbir şey yoktu. En ufak bir fikri dahi yoktu.
Biraz nefes almak için meditasyon parkına gitmeye karar verdi. Zihninin temizlenmesini ve tekrar çalışmasını umuyordu. Oturdu, hiçbir şeye bakmadan bir ağaca yaslandı, düşündü. Yavaşça nefes aldı, onu çevreleyen sakinliği içine çekmeye çalıştı.
Bir yerlerde, buna değer bir şey.
Bir yerlerde, gün batımı kadar huzur veren bir şey.
Bir yerlerde, insanların anılarına kazımak istediğim bir şey.Yavaşça gözlerini kırpıştırdı, bir şeye gözleri takılınca (ve kalbi) yürümeye başladı. Dağınık koyu kahve saçlar, yüzüne serpiştirilmiş çiller, büyüleyici yeşil gözler ve davetkar küçük dolgun dudaklar.
Tsukishima heteroseksüel olduğundan çok emindi. Ama artık değildi...
Düşünmeden kamerasını eline aldı ve fotoğrafını çekti.
Çok güzel.
Bilinmeyen çocuğu çevreleyen güneş ışığı, ağaçların gölgesinden gelen gölgeli arka planın aksine onun parlamasını sağladı. Çocuk bir şey bulmaya çalışıyor gibi etrafına bakıyordu. Tsukishima vücudundaki tüm kanın yüzüne hücum ettiğini hissetti ve yürüyerek parktan ayrıldı. Kalbi göğüs kafesinden çıkacak gibiydi.
Bir yerlerde, istediğim bir şey.
Author/Yazar: that_one_weird_fangirl (AO3)
__________________Oy verip destek olursanız çok sevinirim ❤️
Umarım hepinizin sınavları iyi geçmiştir. 💅🏻
ŞİMDİ OKUDUĞUN
The Art of Loving You / Tsukkiyama
FanfictionYamaguchi final projesi için çizecek bir şey bulamamıştı. Tsukishima'nın da sergi için bir fotoğraf çekmesi gerekiyordu. Translation of "The Art of Loving You" by that_one_weird_fangirl on AO3. 🥇 #1 - tsukkiyama