8~

665 28 29
                                    

[Killing Me Softly - Frank Sinatra]

Herkese merhaba.

Olayların temeline biraz daha yaklaştığımız bir bölüm oldu. Ve biraz uzun oldu umarım sıkılmazsınız.

İyi okumalar♡

▪▪▪

Kafamdaki sorular bir türlü cevap bulmuyordu. Saatlerce düşündüm, yazdım, çizdim, dinledim ama bir türlü bulamıyordum. Neden diye düşündüğüm sayılar artmıştı. Düşündükçe artıyordu.

Yataktan hiç olmadığım kadar yorgun bir şekilde kalktım. Üzerimde hissettiğim ağırlık, dünden kalan yorgunluk ve giderek ölüm gibi gelen baş ağrısı güne iğrenç bir şekilde uyanmamı sağlamıştı.

Belki de bir şeyler yersem geçeceğini düşündüm. Mutfağa giderken kedinin oturma odasındaki koltuğun üzerinde uyuduğunu gördüm. Akşam kaseye koyduğum ıslatılmış ekmek ve buzluktan çıkardığım balığın hepsini yemişti.

Mutfağa girdiğimde acıktığımı iyice anlamıştım. Karnımdaki grultular giderek artmıştı. Buzdolabının kapağını açmamla yere dolaptan damlayan kırmızı sıvı damlaları yeri kırmızıya boyamıştı. Nedenini bilmediğim korku gittikçe artmıştı. Yoğün koku midemi bulandırmıştı. Kafamı yukarı kaldırdığımda dolabın içine baktığımda karşımda gözleri açık bir şekilde duran domuz başıyla karşılaştım. Kalbim bir anda durma noktasına gelmişti. Hareket dahi edemiyordum. Dolabın içinde gözlerimi gezdirdiğimde içinin tamamen domuz kanıyla kaplandığını görmüştüm.

Dolap kapağından sarkan domuz bağırsakları mide bulantımı arttırmış oraya kusmamı sağlamıştı. Yoğun koku ve mide bulantısı giderek katlanılmaz bir boyuta çıktığında hızla mutfaktan çıkmıştım. Kendimi bahçeye attığımda gözlerim giderek bulanık görmeye başlıyordu. Başıma giren yoğun sancı yere yığılmamı sağlamıştı.

Kulaklarımdaki çınlama etraftan gelen sesleri susturmuştu. Kendime gelmek amacıyla yavaş bir şekilde ayağa kalkıp bahçedeki musluğu doğru yönelmiştim. Musluğu zorlukla açtıktan sonra hortumu yüzüme tutmuştum. Soğuk suyun yüzüme aniden vurmasıyla irkilsemde sorun etmeyerek musluğu daha çok açmıştım. 

Musluğu kapatıp ayağa doğru kalktığımda başımın dönmesi hâlâ geçmemişti. Kendime az da olsa gelerek etrafa bakmıştım. Bunu kim niye yapmıştı bilmiyordum. Dün yorgunluk yüzünden derin ve ağır bir uykuya dalmıştım. Eve giren çıkan olduğunu duymamıştım.

İçeri girme korkusu artmıştı. İçeride beni başka şeylerin bekleme olasılığı varken bunu yapabileceğimi düşünmüyordum.

Giderek kendime geldiğimde derin bir nefes alarak içeri girmiştim. Mutfağa girmek istemediğimden önünden hızla geçip oturma odasına girmiştim. Kedinin yerinde olmadığını görünce kalbimin hızı artmıştı.

Hızlı hızlı nefesler alarak etrafıma baktığımda kediyi bulamamıştım. İçimdeki ya içeride birileri varsa korkusu artmıştı. Hızla etrafıma bakındıktan sonra odadan çıkıp mutfak kapısından içeri bakmıştım. Yerdeki kanlar tekrar midemi bulandırırken oradan hızla ayrılıp diğer misafir odasına bakmıştım.

Etrafta gezdirdiğim gözlerim onu bulamam korkusu yüzünden hızla atan kalbim beni katlanılmaz bir boyuta sokmuştu. Düzensiz nefes alış verişlerim artmıştı.

Misafir odasında da bulamayınca hızla odadan çıkıp kendi odama doğru ilerledim. Kapıyı açmamla yerde uzanan kediyi görmemle rahat bir nefes vermiştim.

Fazla adrelaninden dolayı yorgunluğum artmıştı. Ayaklarım artık beni taşıyamazken kendimi kedinin yanına doğru atmıştım. Yerde bir ayağımı kendime çekerek diğerini de karnıma yaslayarak oturmuştum.

SAVE ME | taekookHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin