Geçmişin Rüyası

57 8 6
                                    

                                                                        🎼 Teoman-Sevgi Anlaşmak Değildir

Ailemle bir haftalık tatile gitmek için yola çıkmıştık. Arabanın içindeki herkes tatile çıkacağı için çok heyecanlıydı. Araba toprak zeminde sallanıyordu. Müziğin sesi son sesti. Ablam, annem ve babam kendi seslerini duyurmak için bağırarak konuşuyorlardı.  Ama bu anı daha önce yaşıyormuş gibiydim... Bir yerden hatırlıyordum sanki. Düşüncemden uzaklaşıp ön koltukta oturan annem ve babama baktım. Konuşuyorlardı ama sesleri gelmiyordu. Radyoda çalan şarkıda kulağıma gelmiyordu artık. Bir şeyler ters gidiyordu. Kafamı cama çevirdim ve başımı cama yasladım. Neden herkesin sesi aniden gitmişti ki ? Camdan dışarı baktığımda her yer simsiyahtı. Hayır, hayır yine olamaz... Bu yine olmamalıydı. Uzaktan gelen tırın farlarını gördüm. Ailemi uyarmak için bağırmaya çalıştım. Fakat sesim çıkmıyordu. Çırpınmaya çalıştım vücudumu hareket ettiremiyordum. O kaçınılmaz son yine gelmişti . Tır bize çarptığı an kendimi karanlık bir boşlukta buldum. Bu ay kaçıncı olmuştu bu?

Nefes nefese terler içinde uyandım. Etrafıma baktığımda her zamanki gibi kimseyi görememiştim. Yine aynı kabusu görmüştüm, artık sıkıcı hale gelmeye başlamıştı. 2 yıl önce yaşadığım kazadan sonra sesimi kaybetmemle birlikte çığlıklarımda gitmişti ama bu kabus görmemi arttırmış hatta ter içinde kalmamı sıklaştırmıştı. Yatağımın yan tarafında bulunan minik çalar saatimi elime aldığımda saatin 07.30 olduğunu gördüm. Okula gitmek için hazırlanma sürem kısalırken ayağa kalktım. Hemen duşa girdim, duştan çıktıktan sonra aynanın karşısına geçtim ve kendimi baştan sona incelemeye başladım. Hafif kambur duruyordum, bu da olduğumdan beni biraz kısa gösteriyordu. Islak saçlarım belime iniyor. Saçlarımın ucundan su damlaları yere damlıyordu. Yüzüme yapışmış kumral tutamları çektim ve yüzümü incelemeye koyuldum. Çillerim yanaklarıma serpiştirilmiş simler gibiydi. Yanaklarımdan başlayıp alnıma kadar ilerliyorlardı. Gözlerime baktım. Eski ışıltısı yoktu, gerçi olması için de bir sebep yoktu ki. Bal köpüğü rengindeki gözlerim göz altımdaki morluklarla buluşunca biraz garip bir görüntü oluşturmuştu. Aynanın yanındaki masadan fondöteni elime alıp göz altıma çillerimi kapatmayacak şekilde uygulamaya başladım. Bitirince kendime baktım. Dudaklarım da çatlamıştı. Fondöteni bırakıp nemlendiriciyi aldım ve dudaklarıma sürdüm. İşte şimdi olmuştum. Akşamdan hazırladığım kıyafetlerimi aceleyle üzerime geçirdim. Çantamın içerisine koyduğum eşyaları kontrol ettikten sonra ayakkabımı giyip yola çıktım. Okula gidiş saatinde ablam evde olmuyordu üniversite sona gittiği için çok çalışması gerekiyordu, tabii Murat Derinoğlu ile Kumru Derinoğlu'nun kızıydı. Annem ve babamı hatırlayınca yüzüm asıldı keşke onlarda yanımızda olsalardı. Okulum ile evim arası ulaşım süresi uzun sürdüğü için 10.00'da varmam gerekiyorsa 08.30'da evden çıkıyordum çünkü okula otobüs ile gitmeye kalktığım zamanlarda insanlar nereye gideceğimi soruyor, sohbet etmeye çalışıyorlardı ne kadar cevap vermek istesem de cevap veremiyordum bu yüzden evim ile okulum arasındaki yolu yürüyerek geçiyordum. 

Okula vardığımda öğretmen masasının önündeki sıraya geçtim. Dersin başlamasına yarım saatten fazla vardı galiba  hızlı gelmiş olabilirim. Eşyalarımı çıkarmaya başladığımda sınıfa  İlayda girdi. İlayda iki yıl önce tanıştığım arkadaşımdı ve en yakın arkadaşım. Tabi o zamanlar sesimi kaybetmemiştim de. Genelde okula birlikte gelip giderdik ama eskidendi şimdi tek yapabildiğimiz telefondan mesajlaşmaktı. Okulda öğretmenler dışında kimse benim kaza geçirdiğimi bilmiyordu biz de bu olayı herkesten saklamaya karar verdik yoksa bana acıyan gözlerle bakmaya başlayacaklardı. İlayda sınıfın boş olmasından yararlanıp yanıma oturdu. Sıramın üzerine yeni çıkardığım defterimin kapağını açıp yazmaya başladı. Bu arada o konuşabiliyordu sadece dışarıdan gelenlerin sesimizi pardon sesini duyup dikkati buraya çekmek istemiyordu.

- bugün sinemaya gidelim mi?

Sıradaki deftere yazdığını okuduktan sonra cevap verdim.

+olabilir bir işim yoksa gidebiliriz.

Kafasını tamam anlamında salladıktan sonra kendi sırasına geçip oturdu. Bugün Matematik dersinden sonraki ders beden olduğu için çantamdaki kıyafetlerimi kontrol edecekken onları evde unuttuğumu fark ettim. Hadi ama ya o kadar kontrol etmeme rağmen nasıl bu detayı kaçırabilirdim. Öğretmen kıyafetsiz gelenlere ceza veriyor derse girmeye izin vermiyordu anlayacağınız sert bir beden öğretmenimiz var. O adamla muhatap olmak istemiyordum.

 Matematik dersinin sonuna kadar ne yapacağımı düşünerek geçirdim dersin sonunda çantamı toplayıp koluma astım ve soyunma odasına doğru yürümeye başladım. Soyunma odasına varıp dolabıma doğru yürüdüm, dolabın kapağını açtığımda dolabın içerisinde duran poşeti gördüm en son hatırladığıma göre dolapta sadece spor ayakkabılarım vardı merakıma yenik düşüp poşeti açtığımda içerisindeki yeni olduğu belli olan beden kıyafetlerini gördüm. Bunlar benim olamazdı değil mi? Poşetin altında sıkışmış not vardı. Notta:

" azar yemeni istemem :) " yazıyor.

Biri bana şaka mı yapıyor bide sonuna gülücük koymuş hangi sapık  benim bedenimi ve dolabımı bilebilir ki... 

  23.02.2022    18.53

673 kelime

Sessiz RuhlarHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin