Mesajlaşmanın ardından birkaç dakika geçerken Touro içeride büyük bir heyecanla hızla hazırlanmış ve bu heyecanını belli etmemeye çalışarak yavaş adımlarla evden çıkmıştı. Çıktığı anda da onu, sarılar içinde bir yüz ve sarının tezatı olan siyahlara bürünmüş giysilerle kaplanmış bir beden karşılamıştı. Bu görüntü yutkunmasana sebep olurken tek düşündüğüyse 'Nefes kesici.' olmuştu."Dökül!"
Keigo gülümseyerek karşısındaki utangaç bedene bakarken sözlerine takılmadı. Touro'yu bu kısa zamanda çözmüş gibi hissediyordu. Yanlış anlaşılan sevimli bir çocuktu ona göre Touro.
"Biraz yürüyelim önce."
Touro yerinde dikilirken Keigo onu kolundan tutmuş ve yürümeye zorlamıştı. Sessiz sakin bir yere geldiklerinde Keigo, bu ortamdan oldukça memnundu. Çevrede kimsecikler yoktu. Tek odağı karşısındaki mükemmel varlıktı ve o, nasıl olduğunu anlamadığı bir şekilde ona delicesine tutulmuştu.
"Biliyor musun Touro?"
Touro anlamsızca ona bakmaya başladığında beraber bir betonun üzerine oturmuşlardı. Bulundukları yer bir dağın zirvesi hissiyatı veriyordu ama değildi. Küçük bir ara girişin ucundaydılar. Karşılarında da önce ağaçlık bir alan, onun ardından da kendini belli eden mavilerle süslenmiş bir deniz vardı. Böylesine güzel bir manzaraya sahip bir yerin boş kalması, ilginçti.*
"Çok, çok..."
"Ne?"
Keigo derin bir nefes alıp karşısındaki mükemmel manzarayı kendi mükemmel manzarasına tercih edip yan tarafına döndü.
"Kalbimi feci yapıyorsun."
Touro'ysa Keigo'nun bakışları altında ezildiğini hissediyor onunla göz göze gelmemek için üstün bir çaba sarf ediyordu. Ama bunun mümkünatı yoktu. Keigo çoktan elini Touro'nun çenesine sarıp ona dönmesini sağlamıştı bile.
"Senin kalbin de aynı durumda değil mi?"
Keigo büyük bir umutla karşısındaki dehşet güzellikteki mavilere bakarken Touro yutkunmuş ve bakışlarını zor da olsa kaçırmaya çalışmıştı. Fakat tek yapabildiği hafifçe yere bakabilmekti. Çok da yorucuydu gözlerini aşağıda tutmak. Tam o sırada göğsünde bir el hissetmiş ve iyice artan kalp atışlarıyla göz bebeklerini yukarı kaldırmıştı.
Keigo hissettiği kalp atışlarıyla rahatlarken tarifi zor bakışlarıyla Touro'ya bakıyordu.
Touro kaçıncı kez olduğunu sayamadan bir kez daha yutkundu. Yutkunurken bu kez de kendi eline sarılan bir el ve hemen ardından da elinin altında kendi kalbinden bile hızlı atışları hissetmişti.
Şaşkınca Keigo'ya bakarken yüzünde bir gülümseme oluşmuştu. Touro sadece dokunmak değil, işitmek de istiyordu o atışları.
"Çok güzel."
O an farkında olmadan konuşurken gözlerinin odağı elinin olduğu göğüsteydi. Fark etmemişti bile düşüncelerini sesli ifade ettiğini.
"Senin sayende."
"Ha?"
Keigo, Touro'nun bu tepkisine gülüp kollarını beline doladı ve kendini Touro'nun göğsüne kilitledi.
"Beni gerçekten deli ediyorsun."
Touro içten içe katıldı sadece Keigo'ya. Onun için hislerini ifade etmek Keigo'dan daha zordu. Keigo da bunun farkındaydı zaten. Bu yüzden zorlamadı. O an için sözler değil de duyduğu atışlar yeterli gelmişti.

ŞİMDİ OKUDUĞUN
sen//dabihawks
Short Storytouro adım ne benim keiwks orospu sen touro küfür etmesene amk adımı sordum sadece keiwks sen işte amk touro sikerim ecdadını düzgünce isim versene oğlum *** 8 bölümlük, kısa tadımlık bir şey sadece 👻 not: touya yazmak nedense içimden gelmedi v...