Uzun boylu şık kıyafetli kahverengi gözlü beyaz saçlı 50li yaşlarda olan bir adam bir odanın içine girdi. İçerisi çok lüks ve parlaktı burası bir mutfaktı ve burada 5 kişi çalışıyordu. İçerideki adamları iyice bir süzdü ve "Bu akşam hayatımızın en önemli akşamlarından birisi krallığımızı ve diğer krallıkları tehdit eden bir yaratık sürüsü geziniyor yemeklerinizi bu akşama yetiştirin hızlı olun ve bir hata istemiyorum!" Aşçılardan birisi döndü "Efendim yaratık dediğimiz nedir ona göre ailelerimize önlem alalım daha dikkatli davranalım ve bizden acele etmemizi istiyorsunuz sorun nedir acaba ?" yaşlı adam kaşlarını çattı sinirli olduğu yüzünden belli oluyordu. "Bugün önemli misafirlerimiz var Kuzey Nisaria 'dan Kral Vito, komşu krallığımız olan Nesterian 'dan Kral Joe bizlerle olacak ve bu nephilim sorunu için önlemler alacağız her krallıkta insanlar kayboluyor ve onları aramaya çıkanlar geri gelmiyor aileni etrafta pek gezdirmesen iyi olur işinin başına dön!" diyerek azarladı ve kapıyı kapatıp çıktı. Kendi kendine şu rezil insanlar işlerinde bu kadar başarılı olmasalar onları kovardım ama lazımlar diyerek homurdandı.
Çok görkemli bir kapıya doğru ilerledi başında 2 asker duruyordu askerler kapıya tıklattı ve yaşlı adam içeri girdi. Altınlarla parıldayan bir tahtta etrafında kadın hizmetçi dolu bir adam oturuyordu gençti 30lu yaşlarındaydı gözlerinden yaşamın kendisini görmüş ölmeyi bekleyen biri olduğu okunuyordu. Yaşlı adam kralın huzurunda eğildi "efendim rahatsız etmedim umarım" dedi. Kral adamın suratına baktı "Dostlarımızdan haber var mı elçi ?" diye kükredi Elçi "Yoldalar akşam olur olmaz burada olacaklarına eminiz kralım her şeyi ayarladım ve tıkırında gidiyor." dedi kral elçinin bu söylediğinden memnun olmuştu çıkabilirsin dedi ve elçi kapıların ardından kayboldu. Krallığın kuzeyinden 2 at arabası 4 atlı süvari geliyordu batısından ise 1 at arabası 3 atlı süvari geliyordu.
İki kralda aynı anda gelmeyi başarabilmişti ne şanstı ama sarayın önünde kral Edward tarafından karşılandılar Joe dostum ölümden bu kadar korktuğunu bilmiyordum dedi alay edercesine. Vito bir an duraksayıp "Nephilim sorunu sence bir şakadan ibaret mi?" dedi sert bir tavırla. Joe hadi ama takılıyorum dedi ve ciddi bir tavır alarak Edwarda sarıldı. Edward "Hoşgeldiniz dostlarım nephilim gerçekten önemli bir sorun ve bunun üstesinden gelmemizin zamanı geldi." dedi Vito sert ve ciddi bir adamdı. Edwardın elini sıktı ve saraydan içeri girdiler iki kralada sarayın içinde desenli rengarenk ve içinde sıcak küvet bulunan bir oda verdiler Krallar orada dinlendiler ve yemek odasına geçtiler.
Krallar sandalyelerine oturdular masanın üstünde tavuklar şaraplar meyveler çorba 10 aileyi doyuracak kadar yemek vardı. Edward çorbasını içmiyor düşünceler içinde çorbayı karıştırıyordu Joe ve Vito çorbalarını bitirmiş tavuğa iştahla bakıyorlardı bir dilenci gibiydiler aç ve muhtaç. Joe Edward'ın yemediğini fark etti "Ne düşünüyorsun kardeşim ? " diye sordu. Edward dalgındı dünyaya döndü Joe laf atmaya devam etti " hey orada mısın kardeşim bir sorun mu var ?" Edward kendine gelmişti hiç bir şey diye mırıldandı ve çorbasından ufak ufak yudumlar aldı. Vito ağzını silerek " Bu duruma bir çözümün var mı kardeşim topluca yok olmayı mı göze alacağız. " dedi ve ardından Joe girişti " Belki de bize bir demonslayer lazımdır." dedi Edward kaşlarını çattı büyüden ve büyüden doğan her hangi bir şeyden nefret eden bir insandı ki kardeşini "büyü ile hayatlarımızı daha iyi hale getirebileceğiz" demesinden dolayı infaz ettirmişti. Edward akıllı bir komutandı eksiği nefretine yenik düşerdi ve Joe 'ya bakarak "kardeşim söylediklerini kulakların da duysun biz büyüden beslenmez onları yok ederiz hayatlarımızı buna adadık büyüden doğanları da geldikleri yere göndereceğiz!"
Joe Edward'ın bu tavrı üzerine kendini ciddileştirdi rahat tavrı yoktu artık, olayların ciddiyetinin farkındaydı ama onu bu hayatta tek güldüren şey rahatlığıydı, o zaman kendini mutlu hissediyordu. Yemekten önce çok konuların konuşacağını düşünen Vito neredeyse ağzını bıçak açmamıştı ki Edward 'ın bu konuda ki hassaslığını ve düşüncelere dalmalarını anlamıştı, krallar iyi geceler dileyip sarayda onlara gösterilen odalarına çıktılar. Edward bu gecenin karanlığında etrafı kolaçan edemeyeceğini biliyordu tehlikeliydi askerlerinin de gitmesine razı olamazdı ama aklından hiç bir zaman çıkmıyordu, şimdi ne yapacaktı ve bu işin sonu gerçekten onun ölümüne mi gidecekti. Valentino kaleyi uzaktan görebiliyordu ama atı yorulmuştu ki kendisi de öyle ama kaleye varmasına az kalmıştı, atıyla yavaş yavaş ilerlerken bir ses duydu bu ses atının ayak sesi değildi ve biri boğazını temizliyormuş gibiydi.
Atından sakin adımlarla indi nephilimler etrafını çevirmişti kılıcını kınından çıkarttı üzerine koşan nephilimlerin kafasını bir bir koparıyordu ama bunların sayısı azalmıyor gibiydi nephilim Valentino 'nun kılıcını tuttu ve fırlattı çok güçlüydü dişleri kırmızıydı diğerlerine göre biraz daha büyüktü bu nephilimlerin lideriydi. Valentino adım adım geri yürümeye başladı nephilimler o sırada Valentino 'nun atını yemeye odaklanmıştı bunu fırsat bilip kılıcına doğru koştu ve kılıcını yerden kaptı sayıları gittikçe artıyordu, Valentino bunlarla baş edemeyeceğini bildiği için kaleye doğru koşmaya başladı. Nephilim lideri bunu fark etti ve peşinden koşmaya başladı sürüsü de peşinden geliyorlardı Valentino "nasıl bu kadar çabuk doyabildi bu pislikler" diye mırıldandı nephilim lideri diğerlerine göre daha hızlı koşuyordu ve Valentino ' ya iyice yaklaşmaya başladı kapıdaki askerler bu olayı görünce içeri girip kapıyı kapatmaya başladılar Valentino "durun bende insanım lütfen kapatmayın!" diye bağırıyordu ki kapı kapandı tamda vardığı sırada asker "Geber seni pislik" diye çıkıştı ve diğer kapıları da kapattı.
Valentino için her şeyin sonuna mı gelinmişti ve son çare olarak içinden geldiği gibi yaptı, demonslayer özelliğini çalıştırdı ve nephilim liderini ona varmadan yakalayıp nephilimlerin üzerine fırlattı nephilimler dona kalmıştı ne yapacaklarını bilmiyor gibiydiler o anda biri ona sesleniyor gibiydi ki bu ses çalıdan geliyordu "Buraya gel pıst" diye fısıldıyordu ses sese doğru koştu çalının içinde 1.60 boyunda esmer kahverengi gözlü demircide kirletilen eller ve yanaklara sahip bir kadın vardı.
"Önce demonslayer özelliğini kapat sonra beni takip et." dedi Valentino 'ya. Valentino da uygulayıp peşinden gitti aklında sorular oluşuyordu ama nephilimlerden kurtulmak için sessiz olması gerektiğini biliyordu. Bir tünele yaklaştılar lağım kokuyordu bu ne kadar hoşuna gitmediyse de ölmekten iyidir diye düşündü. Tünel bir sokağa çıkmıştı oradan bir meyhaneye girdiler kadın Valentino ' ya bira söyledi ve Valentino 'nun gözlerinin içine bakarak "Senin adın Valentino mu ?" dedi. Valentino afallamıştı adını nereden biliyordu ismi hiç gitmediği bir yerde yaşayan hiç tanımadığı biri tarafından biliniyordu. Heyecanla "ad adımı nereden biliyorsun?" dedi. Kadın gülümseyerek "İsmin civar köylerde biliniyor yaptıkların da ben Cassandra. Bir demircide çalışır babamdan kalan işlerini halleder gecede burada içki içerim." dedi Cassandra. Valentino duraksadı ve neden demonslayeri kap" cümlesini bitirmeden Cassandra "şşh sakın bunu buralarda yüksek sesle söyleyemezsin Kral Edward büyü ve büyüden var olan hiç bir şeyi sevmez kardeşini bu yüzden öldürmüştür"
Valentino korktu tek parmağı olmayışı onu insanlar arasında şüpheli yapacağını adı gibi biliyordu elini her zaman saklama gereğinde bulunacaktı zeki bir adamdı ama boş anlarında heyecanlı olabiliyor veya düşünmeden bir şeyler söyleyebiliyordu. İçkilerini bitirdiler Cassandra Valentino'nun yüzüne bakıp "Buraya ne için geldin kalacak bir yerin var mı ?" diye sordu ama Valentino 'nun boş ifadelerinden anladığı kadarıyla kalacak bir yeri yoktu. Valentino paralarını atıyla beraber kaybetmişti biraz mahçuptu ama ona karşılığını ödeyeceğini düşündü ve bir şey demeden Cassandra ' nın peşinden gitti. Sokakta hiç kimse yoktu herkes nephilimden dolayı evlerinde duruyordu ışıklar bile açılmıyordu ki
"Bu meyhane neden her gece açık ?" dedi kısık sesle. Cassandra "Oranın çalışanı başka hiç bir şeye sahip değil orayı açmaktan başka şansı yok ölse de kimsenin umrunda değil boktan bir mekana sahip içeriye kimse sığmaz o yüzden bende destek olma amaçlı her gün oradayım." dedi Valentino bu kadın için güzel düşünceler geçirmişti ki bu kadar kibar ve insanları önemseyen birinin yaşadığı düşüncesi onun içinde pek yoktu.
İnsanlar ya çok saftı ya da çok akıllı böylesine ilk defa rastlamış gibiydi ki bunları düşünürken Cassandra 'yı geçti Cassandra gülerek "Hey kahraman!! nereye ?" dedi Valentino farkında olmamıştı ki arkasına döndüğünde Cassandra bir kapının önünde duruyordu Cassandra' nın yanına giderek "Peki senin kaybedecek bir şeyin var mı ?" dedi. Cassandra 'nın surat ifadesi gülmekten hüzüntüye geçmişti cevap vermedi ve kapıyı açtı bu evde 3 oda vardı. Mutfağı göstererek "sana yer yatağı oluşturacağım burada uyuyacaksın benim odama girmek yok diğer odayı da karıştırmak yok sadece buradasın anlaştık ?
" Valentino başını salladı yatağını yaptı ve uyudu. Uyandığında Cassandra 'yı bulamadı diğer kapıları tıklatma kararı aldı neticede o odalara girme izni yoktu. Cassandra yasaklı odadan çıktı ve odayı pis bir koku kaplamıştı "Günaydın tembel hadi kalk gidiyoruz" dedi ve ayakkabılarını giyerek evden çıktı. Demirciye varmışlardı burası onun dükkanı gibiydi ki başka biri yoktu kılıçlar baltalar zırhlar ne ararsan vardı. Cassandra tedirgin bir suratla Valentino 'ya bakıyordu ondan yardım isteyecek bir hali vardı.
Cebinde ona verebileceği bir miktar para var mı diye sordu anlaşılan kılıcı kırılmıştı. Valentino biraz para uzatarak gözünü dışarıya çevirdi, çevreyi gezmek ve keşfetmek istiyordu ama buralarda yabancıydı eğer farkedilirse kovulacağını düşünüyordu. İnsanlar dün geceki saldırıyı konuşuyorlardı, bir yabancı bir sürü yaratıktan kaçıyordu askerler ise kapıyı suratına kapatmıştı. Cassandra "hadi gidelim" demişti ama Valentino duymamıştı bile kafasını çevirdiğinde Cassandra 'yı gördü peşine takıldı nephilimin can alma haberleri artmıştı insanlar korkuyordu bu sadece bir büyü olabilirdi ve bu büyüyü kimin yaptığı çok önemliydi nephilimler kendi başlarına var olamazlardı yani bu kadar çok var olamazlardı.
Etraf çok kalabalıktı pazar yerine benzer bir hali vardı bir anda Cassandra 'ya insanlar selam vermeye başladı bunlar arkadaşlarıydı, iri esmer 20li yaşlarında bir genc erkek ve 20li yaşlarında beyaz tenli sarı saçlı bir kızdı bunlar. İri çocuk Cassandra 'ya "bu moruk kim ?" diye sordu. Cassandra sessizce işaret parmağını dudağına götürdü ve tenha bir alana geçmek istediğini söyledi. Dar sokaklara girmişlerdi şehrin gürültüsü gitmişti ve etrafı büyük bir sessizlik kaplamıştı adeta.
Karanlık ve dökük bir eve girdiler. Cassandra söze girdi "Arkadaşım Valentino dün gece kale önünde nephilimler tarafından saldırıya uğrayan kişi ve bu arkadaşlarımda Jack ve Emma." dedi Jack atladı "deli misin sen kafayı falan mı yedin, kendini öldürtebilirdin, nephilimler kokunu almışlardır peşini bırakmayacaklar." diye çıkıştı ama Emma 'nın gözü Valentino 'nun üzerindeydi kim olduğunu anlamıştı "Sen demon slayersin" dedi ama bunu içinden söylediğini düşünmüştü. Jack şuanda karşısında duran yabancıya daha da çok nefret duyuyordu. Kılıcını kınından çıkardı ve Valentino 'nun boğazına dayadı
"Bu nephilimleri başımıza sen mi bela ettin senin yüzünden babamı kaybettim." dedi kimse ne olduğunu anlayamamıştı. Valentino sakinliğini korurken "kılıcını yerine geri koysan iyi olur ufaklık senin dırdırların için değil buradaki sorunu halledip paramı alıp gitmek istiyorum." Jack bir anda gülümsedi "Burası demon slayerlerin barınamayacağı bir yer seni ahmak insanların başına yaratık musallat ederek sorunları mı çözüyorsun pislik." dedi kısık sesle. Emma ve Cassandra arkadaşı Jack 'i tutmaya çalıştı ve yapma diye bağırdı ama Jack 'in gözü dönmüş gibi görünüyordu. Valentino eliyle kılıcı tuttu kılıç elini kesmişti "Benim adım Valentino ve uzun zamandır bu ve bunlar gibi yaratıklar avlarım, demon slayer olduğum için benden nefret edebilirsin ama bana bunu yaptığımı söylersen seni gözümü kırpmadan öldürebilirim ve bundan gram üzüntü duymam eğer bu konuda araştırma yapmama yardım edeceksen fikirlerin benim için önemli babanın intikamınıda almış olursun ama eğer etmeyeceksen karşıma bile çıkma genç adam." dedi sert bir tonla. Emma, Valentino 'nun halinden kararlı ve sert bir yapısı olduğunu tahmin ediyordu "Seni tanıyorum, ismin bu şehire kadar geldi." dedi, kısa bir süre sessizlik olmuştu odada, dışarıda kar yağmaya başlamıştı zaman noel zamanı gelmişti artık.
İnsanlar noel zamanı evlerinde güzel yemekler yiyorlar, anneler çocuklarına kazak ve şapka örüyordu. Jack, Emma, Cassandra ve Valentino kilisede toplanmışlardı büyük Chevalier kilisesi tıklım tıklım doluydu. Valentino kiliseye saygısızlık yapmamak için kılıcını Cassandra 'nın evinde bırakmıştı askerler ile tartışmak ve kılıcını kaptırmak bu yüzden sorun çıkmasını istemiyordu çünkü nephilimleri yaratan kimse onu yakalamak istiyordu. Papa ayinine başlamıştı ve koro eşlik ediyordu. Valentino, Jack'in gözlerinin içine baktığında gözlerinin içi parlıyordu. Bu yüksek sesin içinden farklı bir ses duyulmuştu bir bağırma kilisenin kapıları ardına kadar açılmıştı bir adam bağırarak kiliseye girdi papanın yanına kadar koştu ve önünde yüz üstü düştü.
İnsanlar panik olmuş çığlık çığlığaydı, herkes ayaklanıp kiliseden çıkmaya çalıştı ama içeriye bir nephilim sürüsü girmişti. Çıkan insanları birer birer öldürüp kilisenin içerisine fırlatıyordu Valentino ne yapacağını bilmiyordu. Papa kaçarken Cassandra papanın peşinden koşmaya başladı. Emma kargaşa sırasında ölen askerlerden kılıç kapmış Valentino ve Jack 'a getirmişti kendisi dövüşemiyordu ama kurnazlığı ve gizliliği ile kimse boy ölçüşemezdi. Valentino içeriye giren nephilimleri üzerine odaklandırdı ve Jack ' a bağırdı "Ben bunların icabına bakarım siz kaçın."
Jack biran duraksadı "Benim için fark etmez" diyip geriye bir adım attı, kolundan Emma tuttu "Burada onu yalnız bırakamayız onlar oyalanırken bizde kapıyı kapatmalıyız Cassandra nerede daha onu bilmiyoruz baştan kendimizi güvence altına almalıyız" dedi. Jack 'in inatçı huyu Emma üzerinde pek işlemiyordu Emma 'yı takip ederek kapıyı gizlice kapatırken bir kaç nephilim bunu gördü ve Emma 'nın üzerine saldırdı. Nephilim Emma 'nın üzerine çıkmıştı ki Jack daha kapıyı yeni kapatmıştı. Jack 'ın üzerine de bir nephilim atlamıştı, Jack 'in ayağı kaymış yere düşmüştü, Emma öleceğini düşünürken üzerindeki nephilim bir şekilde havaya uçmuştu neler oluyordu tanrı kendi evinde kuluna yardım mı ediyordu ? Nephilimin kafası kopmuştu Emma 'nın yanına yuvarlanmıştı.
Jack 'in üzerinde duran nephilim havaya uçmuş ve bir anda parçalara ayrılmıştı, ikisi aynı anda gözlerini Valentino 'ya çevirmişlerdi eli sipsiyahtı ve yüzük parmağı yerindeydi. Dışarıdan ses gelmiyordu nephilimler gitmişti Valentino Emma 'nın yanına gidip elinden tutup kaldırmıştı, elini Jack 'e uzattığında bir kibirle "Ben kalkarım gerek yok" dedi. Valentino "Cassandra nerede ? " diye sordu. Jack biraz düşünüp "Sanırım gene onları kaçırmayı başardı." dedi. O sırada Cassandra içeriye gelip selam verdi Valentino Cassandra 'nın üzerine bir göz gezdirdi belli etmeden, üzerinde bir yırtık veya ayakkabılarında bir çamur izi veya kan izi bulunmuyordu. Cassandra Valentino 'nun suratına bakıp "Beni çok mu özledin yoksa? " dedi gülümseyerek. Valentino alaylı bir şekilde "İnsanların hayatlarını sürekli bu şekilde kurtarır mısın ?" dedi. Emma lafa girerek "Her zaman böyledir bir süre ortalarda göremezsin sonra bir bakarsın, nephilimleri bulamazsın." dedi sırıtarak. O akşam Jack 'in evinde buluşacaklardı içkilerini içip sarhoş olmak gibi bir planları vardı ama Valentino 'nun içine bir kurt düşmüştü.
General askerlerinin sayılarına bakmıştı çoğu katledilmiş yarısını kaybetmişti, askerlerini kaybetmek generalin içerisinde bir korkuya da yol açmıştı. Elçi generalin yanına geldi "Bay Maximus Edward hazretleri sizi huzurunda görmek istiyor." General içinde bir huzursuzluk hissetmişti çünkü bugüne kadar savaş veya herhangi bir düello da mağlubiyeti yoktu ve bu yüzden Edward 'ın ona büyük bir saygısı vardı ama nephilimlerin üstesinden gelememek kendini öldürme düşüncesine kadar zihinsel sorunlara yol açmıştı. Gözünde her zaman muhteşem olan saray şuanda onun için bir huzursuzluk yuvası olmuştu devam etti kralın kapısındaydı iki tane koruma duruyordu.
Elçi onlara kralın emriyle burada olduklarını söyledi ve korumalar kapıyı açtı. Edward, Maximus içeri girerken saygın dostlarına "Dostlarım bu adam generalim Maximus. Bugüne kadar beni şaşırtmış ve yanılmamıştı ama son skandal karşısında onun ya bir korkak olduğunu ya da düşünceleri hakkında yanıldığını düşünüyorum peki ya sen ne düşünüyorsun Maximus ?" dedi Maximus içerisinden derin bir nefes aldı ve hatırlamaya çalıştı küçüklüğü bir rahibin yanında geçmişti ama bu rahip bir çeşit büyü işleriyle de uğraşıyordu çünkü bir büyü kitabı olduğunu görmüştü Maximus, rahip ayin yaptığı sırada eşyalarını karıştırıyordu ama pek bir şey hatırlamıyordu.
Edward 'ın büyü konusunda çok rahatsız olduğunu bildiği için pek bu konu hakkında konuşmak istemiyordu ama Edward 'ın elinden ölmek daha da şerefli gibi geldi. Biraz iç çekti ve "Efendim bu nephilimler sıradan yaratıklar değiller çünkü askerlerimiz ile onlara ne kadar karşı çıkmak istesek bile iki askerimiz bir nephilim ile zor başa çıkıyor bu onları diğer yaratıklar gibi normal yolla doğum değil tam tersine büyü ile yaratıldıklarını düşünüyorum."
Vito biraz öne doğruldu ve "Ben de öyle düşünüyordum, küçükken dedem ile babam onunla karşılaştığını ve bahsettikleri şekilden daha farklı ve daha vahşi duruyorlar diyebilirim." dedi Joe araya atlayarak Maximus 'un yanına gitti, omzuna elini koydu "bunların hakkından nasıl geleceğiz biliyor musun General ?" dedi. Maximus 'un kafasında bir şey olduğundan emindi ama bunu söylemek istemiyordu Edward 'ın huzurunda bunu söylemek pek hoş görünmüyordu, Edward generalin bir şey sakladığını anlamıştı "Kafanda bir şey varsa söyleyebilirsin sonumuzun gelmesi hiç birimiz için iyi olmayacak Maximus."
Vito o anı seyrederken şehrine dönmesinin ne kadar zor olduğunu düşündü gece saatleri yapmayacaktı. Maximus yumruğunu sıktı ve "Demon slayer." dedi. Joe duyduğunu anlamamış gibi generalin suratına baktı "Bize demon slayer lazım efendim." dedi ve Edward 'ın sinirlendiği yüz ifadesinden belliydi "Hayır bu kabul edilemez, bunu duymamış gibi davranacağım biz o iğrenç insan olmayan gibi yaratıklardan yardım almayı bırak 1 bardak su almayacağız. Benim ailem demon slayer adında iğrenç yaratıklara kurban gitti ve bu tarzda farklı yaratıkların yaşaması bizim için büyük bir utanç meselesidir konu kapanmıştır gidebilirsin Maximus ." Vito, Edward'a döndü
"Ben gitsem iyi olacak dostum ağırladığın için teşekkür ederim" diyerek elini sıktı, Joe 'de aynı karardaydı arabaları ayarlandı ve yola koyuldular. Elçi kralların arabasına bakarak "Dikkatli gidiniz efendim yollar bir o kadar tehlikeli. Tanrı sizi korusun!"
Şiddetli kar yağışı başlamıştı Joe şehrine varmak üzereydi, etrafından hırıltı sesleri geliyordu askerlere hızlı olmasını emretti, bir anda atın üzerine nephilim atlamıştı araba yuvarlanmaya başladı. Araba durdu etraf çok sessizleşmişti, Joe sessizce askerlerine seslendiğinde hiç bir karşılık alamadı arabanın içinden çıkıp kılıcını kınından çıkartmıştı. Onu koruyan diğer at arabaları neredeydi kim bilir diye geçirdi içinden. Hırıltı sesleri artmıştı Joe öleceğini düşünüyordu bir anda önüne fırladı kılıcı ile kafasını kesip bir tekme attı "Neyim ben beee!" diye haykırdı içinden ama bir sürü geliyordu biri nephilim ona doğru koşarken patlamıştı, ne oluyordu acaba patlama özellikleri mi var diye içinden geçirdi. Siyah elli bir adam hepsinin hakkından geliyordu elini üç nephilimin içinden delip geçmişti.
Nephilimler etrafa kaçmaya başlamıştı. "Marcehus tam zamanında olman gereken yerdesin her zamanki gibi." Marcheus kırmızı saçlıydı ve saçları gözlerini biraz kapatıyordu, sarı gözlü, beyaz tenli uzun boylu 30lu yaşlarında yakışıklı bir demon slayerdi. Kral Joe 'nin hizmetinde çalışır ve Joe 'de onu Edward 'dan gizlerdi. Peki beni önerdin mi diye sordu Marcheus, Joe dönüp "denemedim ama başka birisi denedi büyük ihtimal ben deneseydim kellem gidebilirdi. Bu adamın aptal tutumlarına itaat etmek çok sıkıcı bir hale geldi."
İnsanlar artık iş yapmak istemiyor, şehrin içinde bile korkuyorlar dedi Marcehus aklından bir şeyler geçiriyordu, şehre doğru yürümeye başladılar. Vito 'nun suratında bir sinir vardı "Bencilce çok bencilce" diye haykırdı. Veziri vardı yanında ne olduğunu sordu merakla Vito dönüp "Hiç bir şey olmuyor bir çözüm üretemiyoruz, demon slayer bulabildiniz mi ?" Vezirin suratındaki çaresizlik gözler ile okunabiliyordu, koridordan çığlık sesleri geliyordu sarayı nephilimler basmıştı.
Valentino, Jack'in evinden çıkmış Cassandra 'nın evine doğru gidiyordu, uzaktan Cassandra 'yı gördü evinin önünde yaşlı bir adamla konuşuyordu daha çok tartışıyormuş gibiydi. Konuşma bitince adam oradan ayrıldı peşine bir kaç asker takılmıştı. Cassandra ağlamaya başlamıştı göz yaşları dökülüyordu, Valentino yavaş yavaş yanına yaklaştı ona ne olduğunu sordu. Bir baloya zorla davet edildiğini ve bu baloda sevmediği bir adamla eşleştirildiğini söylemişti. Valentino 'ya umutlu gözlerle bakarak benimle baloya gelir misin senden tek isteğim budur dedi. Valentino "peki bu balo nerede olacak" diye sordu Cassandra kabul edeceği hissine kapıldı mutlu olmuştu "Sarayda olacak yüce kralın doğum günü zamanı" dedi Valentino kafasını evet şeklinde salladı ve yüz ifadesine biraz gülümseme verdi. Jack koşarak geldi.
"Size anlatacak çok fazla olayım var lütfen gelin." dedi Vito 'nun sarayının başına gelenleri anlattı Cassandra 'nın suratı düşmüş düşünüyordu, Valentino 'nun suratı EUREKA! diye bağırıyordu ama sessiz bir şekilde duruyordu lakin kendini o an düşüncelerinde kaybetmişti. Siz de Emma ile baloya gelecek misiniz diye sordu Jack 'e, Jack 'in suratı düşmüştü "her kesimden insan o partiye gelemiyor malesef siz gidiyor musunuz ?" demişti, Cassandra suratını evet dercesine onayladı ve bu konuyu kapatmak istedi.
Cassandra çok güzel bir kıyafet ayarlamıştı Valentino için, Valentino bunlar nedir surat ifadesiyle bakıyordu, "Bunlar ile gitmek zorundasın o kıyafetlerin ile almazlar ve soylu gibi görünmezsin." diyerek azarladı, Valentino kılıcını yanına aldı, Cassandra bununla mı gideceksin diye sorunca, Valentino soylular kurallardan üstündür, kendini koruması gereklidir ve önem arz eder. Cassandra bu sözden çok etkilendiği ortadaydı ve sarayın yolunu tuttular.
Koruma "isminiz ?" dedi Cassandra atılarak Cassandra Young ve Valentino Luxury dedi. Koruma kafasını onayladı ve içeri girdiler Valentino bu kadar müthiş bir saraya daha rastlamamıştı her yer parlıyor çok harika tablolar ve devasa boyutu onu etkilemişti ama her şeyin göz doyurucu bir etken olduğunu ve gelip geçici olduğunu biliyordu, bir nephilim sürüsü bu sarayı dağıtmasına ramak kalmıştı. Kapı açıldı ve içeriye girdi karşısına ilk Cassandra 'nın konustuğu yaşlı adamdı, yanlarına geldi "Hoş geldiniz genç çiftimiz, ben bu sarayın elçisi Logan Young size iyi eğlenceler diliyorum." dedi, bu yaşlı adam Cassandra 'nın babasıydı.
Kralın gözü yeni gelen adamdaydı ilk defa görmüştü tuhaf karşılamıştı asilden çok bir savaşçı gibi duruyordu Edward 'ın gözünde. Cassandra ve Valentino önce krala selam verdiler, yerlerine giderken Edward ayağa kalktı ve Valentino 'ya sol elini uzattı, Valentino istemeyerek sol elini uzattı, kral eline baktı parmağın ne oldu parmağına ? dedi eli inceleyerek. Valentino kendinden emin bir şekilde "nephilim saldırısı efendim" dedi ve elini çekti, kral gülümsedi "kötü olmuş, her yer onlardan kaynıyor, bir avcı bulamamamız kötü şans." diyince Valentino kendini bozuntuya vermeden.
"Yardıma ihtiyacınız olursa emrinizdeyim efendim size karşı olan bana da karşı olandır." diyerek Cassandra ile yerine doğru ilerledi. Kralın gözü Valentino 'nun üzerindeydi. Bütün konuklar toplanınca kral ayağa kalkarak "Hoşgeldiniz sevgili dostlarım, bugünün zor zamanlarında bile yanımda olduğunuz için çok mutlu olduğumu bildirmek durumundayım. Kısa bir süre önce yanımda bulunan 2 büyük kral buradan ayrıldıktan sonra büyük saldırılara maruz kaldılar zira biz de bu durumda olabilirdik olmadık, onlar da çok iyi durumdalar onların adına dua etmenizi istiyorum, parti başlasın!" dedi ve içeriye bir adam kafası dev pastanın içinde kanlı bir şekilde girdi. Herkes bağırmaya başladı, Valentino kılıcına doğruldu kalede çığlık sesleri yeni yeni geliyordu sorun içeride yeni başlamıştı ama kim ?
İçeriye küçük bir nephilim sürüsü gelmişti Valentino dövüşemeyen insanları bir yerde toplamanın daha doğru olacağını düşünmüştü savaşanlar önde olursa kazanabileceğini düşünüyordu çünkü topluluğu gören nephilimlerin dikkati dağılacak ve kılıca çabuk öleceklerdi. Savaşan dört kişiydiler Valentino topluluğa doğru koşan nephilimin kafasına kılıcını fırlatıp yarmıştı.
Kılıcını alırken iki kişinin öldüğünü gördü ve kalan son kişide zor direniyordu, yardıma giderken önüne bir nephilim atlamıştı kalan tek savaşçı artık Valentino 'ydu nephilimler adamın cesedini hızlıca eritmişlerdi. Kılıcını darbe yapmak için öne doğru ittirdi ama nephilim kılıcını tutup parçalara ayırdı son çaresi demon slayeri aktif etmekti artık dayanamayacaktı. Eli yavaş yavaş siyaha dönmeye başlamıştı, "הכוח המשמיד את הרוע נמצא ממש כאן." anlamsız sözler etrafta yankılanıyor odadaki nephilimler bir anda yanmaya başlamıştı, Valentino arkasına baktığında bu sözler Cassandra tarafından geliyordu gözleri beyaza dönmüştü, göğe yükseliyordu ve yakın çevredeki nephilim çığlıklarına kadar hepsi son buluyordu.
Cassandra bir anda yere düştü bayıldı kral "Bütün bunlara sebep olan bu lanet cadıyı geberteceğim tutun bunu burada ve eşi olan şu adamıda!" diye bağırdı, Valentino ayağa kalktı "efendim bu suçu yapan insanın kim olduğunu biliyorum ve size açıklayabilirim" demişti ve kendinden emindi JACK EMMA! diye bağırdı kollarının arasında elçi vardı elçi "bırakın beni aptal çocuklar sizi geberteceğim!" nefret saçıyordu etrafa.
Valentino krala dönerek "Efendim sizin önemli misafirlerinizi geçiren son kişi kimdir ?" dedi ve kral "Elçi ama ne alaka?" dedi, Valentino yaşlı elçinin yanına yaklaşarak "Joe hazretleri dışarıda saldırıya uğradı bu olasıdır lakin içerideki adamları öldürülmeden bu kadar zayıf düşemezdi ama dışarıda olduğu için varsayıyorum sıradan bu bir saldırı. Peki savunması ile ön planda olan efendi Vito nasıl sarayının içinde nephilim saldırısı nasıl olabiliyor. Sarayınızdan aldığım bilgilere göre en son gitmeden önce elçi kasalarının içine bir şeyler yerleştiriyor ve ilk nephilimler sandıkların konulduğu odadan çıkıyor."
Yaşlı elçi ellerini kollarını sallayıp kurtulmaya çalışıyor "Sen ve nefret edilesi hayatın Edward tamamen bir sürüngensin ve öldürüleceksin ailenin diğer üyeleri gibi katledileceksin!" Valentino adama bakarak "Peki neden? " elçi Valentino 'nun suratına bakıp ailem bu aptalın genç yaşındaki hareketleri yüzünden öldü, babası gayet nezih ve saygılı bir kraldı bunun bitmeyen tavrı " askerler içeriye doluşmuştu kral askerlerine bakarak "Al şu ihtiyarı ve kızını bu kadar rezalet bana yeterli." Valentino krala bakarak "Efendim o hayatımızı kurtardı neden o ?" dedi sinirli bir şekilde. Kral büyüyü sevmem yapanları ve yaptıranları cezası ağırdır diyerek geçiştirdi. Askerler Cassandra 'yı ve yaşlı elçiyi alıp götürmüşlerdi Jack, Emma ve Valentino birbirlerine bakıyorlardı, birlikte dışarıya doğru yürüdüler Jack asılacaklar diye mırıldandı, Emma kurtarmamız lazım ama babası büyük bir suçlu dedi. Hepsinde bir umutsuzluk vardı gün doğumunu beklediler. Kral herkesi büyük bir yere toplamıştı askerler Cassandra ve yaşlı elçiyi tutuyorlardı. Kral halkına bakıp "Sevgili halkım artık çektiğimiz zulümler, kötü günler son buldu arkada gördüğünüz iki hain büyü yaparak bize zor zamanlar yaşattılar ama unutmayın ki bu hayatta her kötülüğün bir bedeli vardır! Bu hainleri öldürmemi istiyor musunuz ?" Halktan büyük bir bağırma ile "İSTERİZ İSTERİZ!" sesleri duyuluyordu.
Askerler Cassandra ve yaşlı elçiyi ipe geçirdi Emma ağlıyordu Jack ve Valentino 'nun nerede olduğunu bulamamıştı ki iki at üzerinde geliyorlardı. Demon slayerini kullanarak uzaktan ipleri kesti Valentino Cassandra 'yı aldı Jack yaşlı elçiyi almıştı ve kaçıyorlardı Jack, Emma 'nın yanına hızlıca gelerek onu da ata bindirdi ve kaçmaya başladılar kapı kapanmadan son anda kalenin kapısı kapanmadan kaçtılar. Valentino çok mutluydu, uzun bir yol kat etti hiç konuşmadan bir ses gelmiyordu, arkasına baktığında kimseyi görememişti yanına baktığında bir at bulamamıştı, tek başına gidiyordu nerede diye bir süre aradı uzun yola baktığında bir şehir göremiyordu hiç var olmamış gibi. Anlamamıştı kafası çok karışmıştı yolunda eski bir tanıdık yüz belirmişti, bu Witzel 'di "Tebrikler sınavını geçmeyi başardın" Valentino elini demon slayera çevirip Witzel 'i tutmaya çalıştı ama tutamadığını fark etti "Bana bunları neden yaptın?" Witzel gülümsedi "Kendini kanıtlaman gerekiyordu içindeki insan sevgisini ne olursa olsun fark etmeyi başardın, kim olduğunu ve ne olduğunu gördün artık hazırsın."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Demon Slayer & Karanlık Sınav
FantasiaValentino'nun kendini keşfettiği ve yeni hayata attığı adımlar.