Hiç denizin sonsuz olduğunu düşündünüz mü? İçinde kaybolmak istediğiniz bir sonsuz. Her türlü güzelliği barındırabilecek bir sonsuz. İçinde ölseniz bile huzurlu boğulabileceğiniz bir sonsuz.
Ben düşündüm tam şu an düşündüm, tenime değen rüzgarın soğuk esintisiyle, şırıl şırıl dalga seslerinde kaybolurken gördüğüm küçük tekneyle yaklaşmamla onu gördüğümde dedim ki "Deniz her türlü eşşizliği ve zarifliği barındırabilir." Kızıl saçlarına uyum sağlayan beyaz tenini süsleyen çilleriyle kurumuş dudakları, nefesimi keserken gözlerim sanki ömür boyu onu izlemek ister gibi dakikalarca kırpılmadan onu izlediler bedenim sanki onun yanında durmak için çırpındı ve kalbim ..... hani filmlerde diyorlar ya onu görünce kalbim yerinden çıkacakmış gibi atıyor hayır onu görünce kalbim durdu. Kalbimi durduran şey güzelliği değildi neydi bilmiyorum.
Sanırım evimi bulmuştum. Onun yanıydı.
Evet tekneyle denize açılmışken bir minik teknede onu görmemle aklımdan saniyeler içinde sadece bunlar geçti. Nedensizce ilk defa gördüğüm bu kızın yanında sanki yıllardır aradığım şeyi buldum sadece bir kaç saniyede aşık olabilir misiniz? Yıllardır ilk görüşte aşka inanmayan bir kızla yan yana bile gelmeye tenezzül etmeyen ben onun yanından ayrılmak istemedim sadece bir kaç saniyede hayatımın en güzel bir kaç saniyesinde...
Tüm bu düşüncelerden kurtulup tekrar ona baktığımda bir şey fark ettim. Perişan haldeydi. Sırılsıklam olmuş kıyafetleri, darmadağın kızıl saçları,soluk teni, susuzluktan paramparça olmuş dudakları ve titreyen bedeniyle denizin ortasında minik bi teknede yardıma muhtaçtı. Kendi teknemden inip yavaş ve tedbirli adımlarla onun bulunduğu tekneye geçtim yanına eğildim. Kendinde değildi bu belliydi elimi alnına doğru yönlendirdiğimde teninin tenine değmesiyle ateşler içinde yandığını fark ettim. Yavaşça ellerimle omuzlarını ve dizlerinin altını kavrayarak kucağıma aldım kafasını farkında olmasa da ısınmak için bana yasladı. Zorlukla da olsa tekneye çıktığımızda onu yerdeki minder yığının üzerine bıraktım ve içeri gidip bir örtü ve su şişesi kapıp geldim. Bıraktığım gibi kıpırdamadan titreyerek uzanıyordu elimdeki örtüyü üzerine örtüp yanına çömeldim ve elimdeki suyu kafasını doğrultarak içirdim kafasını yeniden mindere bırakmamla gözlerini hafif aralayıp bana baktı.
İlk defa gözlerini gözlerimde hissetmemle çarpıldığımı hissettim. O nasıl yeşil idi o nası acıydı?Gözlerine ilk baktığınızda ışıl ışıl parlayan yeşilininin ardındaki acıyı saklamıyordu. Dudaklarını konuşmak için araladı ama bunu yapacak gücü kendinde bulamadı ve beni tekrar gözlerinden mahrum bırakarak göz kapaklarını yumdu iyice örtünün altının içine sokulup kendini uykunun kollarına bıraktı.
Ben de tekneyi şehre doğru hareket ettirmeye başladım yaklaşık bir saat sonra İstanbul'a vardığımızda yanına gittim hala aynı şekilde kıvrılmış uyuyordu. Elimde olsa tüm gün onu böylece izleyebilirdim ama yardıma ihtiyacı vardı. Onu tekrar kucağıma alıp tekneden indirdim, limanda beni bekleyen babamın adamlarının beni sorguya tutmasına izin vermeden arabanın arka koltuğuna yatırdım. Gözlerini etrafa bakabilmek için arayabilse de hala kendinde değildi.
Arabanın anahtarını kapıp arabaya bindim ve en yakın hastaneye ilerlemeye başladık.
(2 saat sonra)
Yaklaşık iki saattir bi hastane odasında onun uyuyan halini izliyordum ama bi an için bile sıkılmamamıştım.
Güzel olduğu için mi seviyordum yoksa sevdiğim için mi güzeldi?
Ne diyorum ben ne sevmesi!? Gerçekten 2 saatir onu izlediğime inanamayarak kafamı toparlanmak istercesine salladım ve gözlerimi odada ondan başka her yerde gezdirmeye çalıştım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Sanırım...
RomanceBazı anlar vardır ne yapacağını bilemezsin, nası davranacağını, mutlu mu olmalısın, üzgün mü, şaşırmalı mısın, kızmalı mı, her türlü yol dardır engebelidir nereyi seçersen seç canın acır karar vermek zorlaşır emin olamazsın yani .... sanırım...