BELKİ KOMİK GELEBİLİR, İNANMAZSINIZ AMA BU TANIŞMA HİKAYESİ GERÇEK. 5 YIL ÖNCE ÇOK SEVDİĞİM BİRİYLE BU ŞEKİLDE TANIŞTIM, HİKAYENİN DEVAMINDA OLAN BİR KISIM DA AYNI. İLK AŞKIMDI, ŞU AN HAYATIMDA DEĞİL AMA ANISI KALSIN İSTEDİM. ONA GÖĞÜS KAFESİM DERDİM, BU YÜZDEN ADINI ÖYLE KOYDUM. UMARIM SEVERSİNİZ:)Takvimler 17 mayıs 2015'i gösteriyordu. Günlerden pazardı. Saat akşamüstü 4'ü gösteriyordu. Güneşli ve güzel bir gündü. Normalde çok evden çıkan eğlenceli bir insan değilimdir. O gün canım çok sıkılmıştı evde. Bir hava alayım diye dışarı çıkayım dedim, ve hazırlanıp dışarı çıktım. Acelem varmış gibi hızlı yürüyordum, halbuki gezmeye çıkmıştım. Kafam yere eğik yürümek en saçma huyumdur, yine öyle yürürken bir ayak sesi duydum. Kafamı hızla kaldırmamla birlikte birine çarptım. O sokağın köşesini dönüyormuş, bende yukarı çıkıyordum ama önüme bakmadığım için çarpıştık haliyle. Suçlu olan ben olduğum halde o özür diledi,ve masum masum güldü. Ben nedense özür dilemesine değil, gülüşüne takıldım. İç sesim beni kışkırtıyordu. (O da benim gibi bayağı dengesizdir.) "Tanışsana, ne kadar tatlı çocuk" diye. Bende iç sesime karşılık kendi kendime "haklı galiba, ne kadar güzel gülüyor" dedim. Tabi ki içimden... Bembeyaz dişleri, gamzeleri, küçülen gözleri... Harikaydı. 15 dakika saf saf sırıtmışım hiç farkında değilim. O konuşuyormuş, ben gülüyorum. Resmen rezillik. "iyi misiniz" dedi omzuma dokunarak. Sendeleyip kendime geldim. Kafamı salladım evet anlamında. "Affedersiniz; dikkat etmemişim, size çarptım. Kusura bakmayın" dedi ve gülümseyerek uzaklaştı. Kim olduğunu bilmiyordum, onu buralarda hiç görmemiştim. Bizim mahalle de otursa mutlaka görmüş olurdum. Düşündüm ama yok, daha önce hiç görmemiştim. O kadar afalladım ki ne yapacağımı unutup eve geri döndüm. O akşam hep onu düşündüm, adını da gülüşü güzel çocuk koydum. Nerden çıkmıştı da pat diye aklıma girivermişti bu çocuk? Sanki çarpmışmamış da tanışmışız gibi mutluydum o an, ve şaşkın... Kafamın içinde bir ses bu çarpışmanın tesadüf değil, ilahi bir şey olduğunu söylüyordu. Hani adına kader dediklerimizden... Böyle bir şey ilk defa başıma geliyordu. Odamın içinde kollarım birbirine bağlı bir sağa bir sola döndüm durdum. Sonra bir an da durdum aklıma bir şey gelmiş gibi. Aşk, bu aşk olabilir miydi? Gözlerim kocaman açıldı, kalbim hızla çarpmaya başladı. Ne olur olmasındı. Ben bu duyguyu bilmiyordum, öğrenmeye de niyetim yoktu. Ben bu duyguyu yalnızca okuduğum kitaplardan, izlediğim filmlerden biliyordum. Hiç hissetmeden, ezberlercesine... Biri birini seviyordu, adı aşk oluyordu. Fazla bir anlam katılmazdı buna. Şu an hissettiğim bu muydu? Hiç beklemediğin anda kalbini çalan davetsiz bir misafir...Ben böyle düşünüp dururken kafamın içinde ki çok sekmeli pencereden bir ses "höst" diye bağırdı bana. "Ne aşık olması, sen yalnızlığı seversin unuttun mu?" dedi. Haklıydı canım iç sesim. Ben aşkın ne olduğunu bilmezdim ve hissettiğim en ufak şeye aşk demek pek doğru olmazdı, Üstelik muhatabını hiç tanımıyorken. Sabaha kadar iç sesimle dertleştik, uyutmadı beni sağolsun. Ertesi güne moruk gözlerle uyandım. Annem güldü bana, sanırım komik gözüküyordum. Aynaya baktım ve çığlık atmamak için zor durdum. Kendimi hiç böyle görmemiştim aynada. Yeşil gözlerim kan kırmızı olmuştu. Kahvaltı yaptıktan sonra hem kafamı dağıtmak için hem de rutinim olan temizliği yaptım. Sonrasında ders çalışmak için girdiğim odamda 2 saat boyunca onu düşündüm, gülüşü güzel çocuğu. İyice bağımlılık yapmıştı bu bende. Kimdi bu gizemli çocuk? Bütün günü duvarları izleyerek, kitap okuyarak geçirdim. Artık ne kadar anladım, tartışılır. Sonra yine onu düşünme zamanı geldi. Gece oldu. Acaba adı neydi , nerede oturuyordur acaba,bir daha karşıma çıkar mıydı ki diye düşüne düşüne uyuyakalmışım.
✨✨✨✨✨✨✨✨✨✨✨✨✨✨✨✨✨
ŞİMDİ OKUDUĞUN
GÖĞÜS KAFESİM 💙
RomanceKüçük bir mahalle, sağlam dostluklar, gencecik bir kız ve ilk aşk. Murat ve Deniz için sevmek zamanı... ✨