Adı neydi..Ha aşk ,sanırım ona yakalandım

341 20 1
                                    

Ss konsere saatler kala bizim küçük prenses şikayet ediyordu yine "saç olmamış gibi sanki" çok konuşuyor ne yapacağım? Şirinlikle isteidiğini yaptırıyor nasıl beceriyor acaba?
Llama: Hşş ne yaparsan yap güzel olamayacaksın..
Jung: Kapa çeneni seni işe yaramaz!!
Llama: Güzel olmak benim suçum değil ayrıca fanlarım bunu ıspat ediyor..
Yine göz göze geldik tabii bana biraz beni dövecekmiş gibi bi sinyal verdi yüzümdeki şımarık bir gülüş yetti yumuşamasına otuz iki diş birden görününce dayanamadı yine yanaklarımı bebek sever gibi sıktı ve kafamı itti;
Jung: Tsh gıcık
Llama: Hımm küçük prensesimiz atar yapıyor
Jung: Kaşınıyormusun sen.?! Kafana yumruk yemek falanmı istiyorsun!
Bir çığlık geldi arkadan "SON 15DAKİKA" Krystal kendini toparladı bi süzdü beni;
Jung: Seni serseri toparlan çabuk..
İsteksiz bir şekilde ayağa kalktım gömleğimin yakası kalkmıştı ve ben saçlarımı düzeltmekten fark etmedim, yanıma yaklaştı kollarını uzattı ve yakamı düzeltti kafamı çevirdim hızlıca yüzümüzün değmesine bir iki milim vardı belkide ama göz göze geldiğimiz an dona kaldım yine aklımdan hiçbirşey geçmiyordu düşünemiyordum, oda kıpırdayamıyordu sadece göz bebekleri kocaman birazda titrek şekilde bana bakıyordu, bir yutkundum onu görünce içim çok başka oluyordu çok uzun zamandan beri beraberdik ama ben sanırım gülüşüne aşık oluyordum.. Arkadan Victoria geldi ve bizi dürttü "e sahne bekliyor siz kös kös birbirinize bakıyorsunuz" Krystal kendine gelip bir nefes aldı avuçlarını yumruk yapmıştı yumruklarını açarak "Başlayalım o zaman" dedi ve hızlıca ilerledi Victoria bana baktı kafamı eğdim kolunu omuzuma attı ve "endişelenme herşey iyi olacak diye huzur verici bir sesle saçlarımı dağılttı.
>>5gün sonra<<
Saat 09:00 olmuştu otobüste F(5) olarak tatil amaçlı kamp kurmaya karar vermiştik. İki haftalık bu süre bizi yeterince rahatlatacak diye düşündük.. Kamp yerine vardığımızda Krystal çantasını bana attı;
Jung:Şunları yerleştir ve etrafa bir göz atalım.
Gülümsedim ve çantasını çadırın önüne koydum eğilirken sırtıma atladı "ışh ayaklarım ağarıyor" dedi şımarık bir tavırla. Koşmaya başladım ;
Jung: Amber.!! Yavaşla çabuk! İmdatt!
Sulli: İaayee bende istiyorum..!
Llama: tsh hepinizi sırtımda taşıyamam..
Sulli bana köpek yavrusu gibi bir bakış attı, belinden kavradığım gibi kaçırır bir şekilde omuzuma aldım ve bacaklarını sallamaya başladı ;
Sulli: wooohoow harikaa.?!
Llama: Küçük canavar omuzumdan inmeyi düşünmüyor musun?
Sulli: Hyung birazcık daha
Sulliyi omuzumdan indirip çimenlere uzandım bulutlar kafamın üstünde kayıyordu Krystal ve Sulli de uzandı yanıma ikisi gülüşüyordu hyh kıkır kıkır sinirim bonzuldu tam "susun sizi papağan kılıklılar" diyecekken Luna arkatan gelim suratlarına su fışkırttı ikiside kalkıp kovaladı;

Jung: Amber o koca poponu kaldır acıktık gurubun erkeği sensin yemek bul bize..!(şımarık bir gülüşle)

Hızlıca kalkıp krystalı kovalamaya başladım kollarından tutup çimene yatırdım ve gıdıkladım,işte o an yine gözgöze geldik...

DEVAM EDECEK--

Prenses BüyüsüHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin