5

6 1 0
                                    

Hayatım tam anlamıyla bir dramaya dönüşmüştü.

Jungkook' un kolumu tutuşu benim havuza düşüşüm dedikodu kazanlarında kaynadıkça kaynıyordu.

Dilden dile dolaştıkça yapılan eklemelerle birlikte Jungkook ile birbirimize aşık olduğumuzu onun beni aldattığına kadar gitmişti iş.

Beni tanıyan herkes aramızda böyle birşey olmayacağını biliyor ve bana inanıyorlardı.

Fakat kulislerde ismim dillere pelesenk olmuştu. Açıklama yapılacak bir durum da yoktu aslında.

Gerçek şu ki ben havuza düştükten sonra hiçkimseden destek almadan havuzdan çıktım.

Ama yetmiyordu. Kendimi açıklamama yetmiyordu. Bu durum umrumda değildi ve beni etkileyeceği yoktu. Bir süre konuşulup unutulurdu benim canımı sıkan durum ise Sehundu.

O karşımda oldukça öldürmeye çalıştığım duygularım kalbimden taşıp tüm bedenime bir zehir gibi yayılıyordu.

Üstene üstlük bir de Jimin vardı. Onunla yakınlaşabilmek için olan tek fırsatımı kaçırmıştım. Üstelik bir müddet yanına da gidemezdim bu dedikodulardan dolayı.

Babamın bana verdiği sürede yarın bitiyordu.

Kısacası bir kez daha darmadağın olmuştum.

Salondan yükselen sesle oraya yöneldim. Telefonum çalıyordu.

"Efendim"

Karşı taraf derin bir nefes verip konuştu.

"Aramam bile hata biliyorum ama beni dinlemeni istiyorum"

Sesin sahibi O'ydu.

"Seninle ilk ve son kez konuşu.."

Sözümü kesip konuştu.

"Özür dilerim sadece acı çekmene değmeyecek biriydi bunu söylemek istemiştim"

Konuşmasına izin vermeden devam ettim.

"İstemiyorum tamam mı ?
Bir daha yanyana gelmeyelim. Karşılaşırsak da iki yabancı olalım bir daha beni arama"

Telefonu kapattım. Ellerimi çakallarına götürüp bir süre ovdum.

Kapıdan gelen clik sesiyle oraya döndüm.

"Sen mi geldin Sohee"

"Ben geldim patron nasılsın?"

Elindeki dosyaları masaya bıraktı. Masadaki sürahiden bardağa su doldurdu. Bir yudum aldığı gibi masaya geçti.

Bitkin görünüyordu.

"Babanızla ilgili yeni gelişmeler var"

Suyundan bir yudum daha alıp devam etti.

"Babanız dün Yang Hyung Suk ile görüştü. Neden görüştü bu görüşmeden kimin haberi var araştırmaya devam ediyoruz"

Onun omuzuna patpatlayıp yanına oturdum.

"Benim bir planım var Sohee. Babamla Jimin'i bu akşam aynı yere getirmeliyiz"

"Jimin'in bu akşam bir programı yok"

Kapı çalıyordu.

Kapıyı açtığımda yerdeki koca gül buketi gördüm.

"Patron bunlar çok güzel"

Arkamda aniden beliren Sohee ile irkildim.

"Sohee tanrım"

Çiçekleri aldım içeri geçtim. Onca kırmızı çiçeğin arasındaki beyaz kartı aldım.

FlameHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin