2

15 1 0
                                    


Aptal Jun-myeon ?!

"Kook seni biricik Eun ile tanıştırayım. Kendisi benim kardeşim sayılır"

Giydiği beyaz salaş tişörtten bile ben burdayım diyen kaslarıyla uzun boyuyla kusursuz yüzüyle oldukça etkileyiciydi.

Gözlerim kollarındaki kaslarıyla küçük dudakları arasında mekik dokuyordu.

Fazlasıyla yanmış hissediyordum. Hatta susamış.

Kesinlikle nefes kesiciydi.

Bakışlarımı dudaklarından çekip bana uzattığı eline yöneltmiştim.

Şaşkınlığımı üzerimden attım ve uzattığı elini tuttum.

"Merhaba ben Eun, tanıştığımıza memnun oldum"

Utangaç bir şekilde gülümsedi.

"Bende memnum oldum Eun-sshi"

Etkilenmiştim.

Sıcak eliyle sardığı elimi çektim.

"Eun, biz Jungkook ile yemek yemeğe gidecektik sen de bize katılsana ?"

Bakışlarımı Jun-myeon' un olduğu tarafa çevirdim. Bana gülümseyerek bakıyordu.

Kararsızdım. Gitmeli miydim?

"Hadi Eun, beni kırma hem yemekten sonra oyun oynamaya gideceğiz" dedi sevimli ifadesiyle.

Jungkook kıkırdayıp bana döndü.

Ve Tanrı erkeği yarattı.

O an ki merakıma kapılıp onlarla Hongdae' de yemekleriyle meşhur idollerin gittiği restoranda gittim.

Ondan hoşlamıyordum ama garip bir şekilde ilgimi çekmişti daha çok merak uyandırmıştı.

"Hadi anlat ne olduğu"

Sudan bir yudum alıp Suhoya döndüm.

"Hiç birşey olmadı Hyung"

Jungkook'un şaşkın bakışları benimle Suho arasında gidip gelirken gülümseyerek ona baktım.

"Eun, SM Entertainment'a gelmenin bir sebebi var . koreografi konusunda Lee So Man ile tartıştınız değil mi?"

Junmyeon dönüp yemeğimden bir lokma daha aldım.

"Konu aslında babamla ilgili ve ben konuşmak istemiyorum"

Karşımda oturan Junmyeon önce kaşlarını çattı sonra kollarını masaya dayayarak bana yaklaştı.

"Sen nasıl istersen öyle olsun ama yardıma ihtiyacın olduğunda Hyungun olarak ben buradayım"

Ona boşuna SUHO demiyorlardı. Sevdiklerini koruyup kollayan biriydi.

"Teşekkür ederim Hyung, hayat hep üzücü şeylerle dolu biraz da eğlenceli şeylerden bahsedelim"

FlameHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin