ninety five

2.5K 130 28
                                    

Karakterler: Loki x Reader

Uyarılar: Fluff mu feels mı artık ortaya karışık

***

Önceden, bütün gün yatakta yatmak gibi bir lüksü hiçbir zaman olmadı. Her zaman yapacağı, keşfedeceği yeni şeyler vardı. Asgard, büyük hizmetkâr ekiplerinin gündelik can sıkıcı işlerle ilgilenmek için orada bulunduğu sarayda bile tembelliği gerçekten teşvik eden bir yer değildi. Çoğu zaman, hemen yataktan fırlar, günün saatlerini doldurmak için herhangi bir etkinlik vs. yoksa bile kütüphaneye giderdi. Çocukken Thor'la etrafta koşturup birbirleriyle dövüşürlerdi. Büyüdükçe ve Thor tahta ya da başka alemlerdeki gerçek savaşlara gitmeye başladığında, bir şekilde birbirlerinden ayrıldılar, ama Loki'nin hala yapacak çok şeyi vardı. Okumak. Pratik yapmak. Bu kadar olasılıklarla dolu bir dünyada, o her zaman yatakta çok uzun süre kalmayı sorumsuzluk olarak görmüştür.

Sana kadar.

Şimdi yatağınızda, örtülerinizin altında yanında uyuyordu. Burada olmak, kollarını etrafına sarmak eşsiz bir şeydi. Orada uzanırken tüm gününü harcayabilirdi. Çarşaflarınızdaki çamaşır sabunu: yine de biraz yapay ama güzel. Saçındaki kalıcı şampuan ve parfüm, temiz, hafif ve ferah. Senin teninin kokusu, hoş ve sıcak rahatlığın, her zaman dudaklarını, senin pamuktan yapılmış gibi hassas ve yumuşak tenine bastırmak istemesine neden oldu. Kendi kokusunun seninkine karıştığını en doğal şeymiş gibi fark etmeye başladı. Sanki burada olması onun için sorun değildi. Sanki bu da onun yatağıydı.

Vücudunu sanki ona doyamayacakmışsın gibi yasladın. Onu burada istedin ve ona güvendin. Onun huzurunda o kadar sağlıklı bir şekilde uyumasına izin verdin ki, kim ne derse desin, onun için ne anlama geldiğini sana söyleyecek doğru kelimeleri asla bulamayacaktı.

Çoğu sabah senden önce uyanırdı ama yataktan kalkmazdı. Bunun yerine seni izlerdi. Zihninde ona, seni uyurken izlemenin biraz ürkütücü olduğunu söyleyerek dırdır eden bir ses vardı, ama kendi kendine isteyerek ve mutlu bir şekilde kendini bu işe koyacağını hatırlattığında onu susturmak yeterince kolaydı. Bunu anlaması hala biraz zordu ama sen onu buna inandırdın.

Ve hep seni uyurken izledi. Çoğu zaman, aynı pozisyonda uyandı: Yanında kıvrılmıştın. Başın her zaman omzuna yaslanmış, elin karnının etrafında kıvrılmış. Bu pozisyonun samimiyetini sevdi. Yalnız kaldığında, genellikle böyle sırtüstü uyumazdı, ama sen oradayken, kendini sadece böyle rahat hissediyordu. Bu pozisyon seni kendine yakın tutmasını sağladı. Başını hafifçe çevirip başının üstünden öpebilir ve sırtına ufak bir baskı uygulayarak seni daha da yaklaştırabilirdi. Sakin bir sabah, bazen uykunda onun göğsünü öptüğünü, dudaklarını teninde gül yaprakları değdirdiğini gibi fark etti. O sabah kalbi göğsünde öyle çılgınca attı ki seni uyandıracağından korktu.

Ama onunla her zaman çok güzel uyurdun.

Biraz horlardın. Derin uykudayken ve uyanıklıktan uzaktayken, bazen nefesinde küçük bir tıkanma duyabiliyordu. Bu gerçeği kendine sakladı. Çünkü horladığını bilseydin, onun için ne kadar değerli olduğunu bilsen de, utanacağını biliyordu. Ama bunu sadece derin uyuduğunda yapıyordun. Onunla kendini güvende hissettiğini biliyordu. Ondan korkmadığını. Bunu her fark ettiğinde, ilk seferinde olduğu gibi çığır açan ve yabancı bir his gibi geldi.

Nadiren uyurken ondan uzaklaşırdın. Önceleri bu biraz canını sıkmıştı. O zamanlar, her hareketinle uyanacak kadar hafif uyuyordu ve kendi yastığına sarılmak için sırtını ona döndüğünü hissetti. İlk yaptığında, gecenin geri kalanında puslu gözlerle arkana bakıp neyi yanlış yaptığını anlamaya çalışarak uyanıyordu.

Ertesi sabah, bir şeylerin ters gittiğini hemen fark ettin. O gün, onun nesi olduğunu anlamayı kendi vazifen yaptın ve onu yatma vaktinde öğrenmeyi başardın. Sonunda yumuşayıp sana gece ne yaptığını anlattığında, tatlı bir şekilde güldün ve kucağına tırmandın, böylece yüzünü ellerinde tutup öpücüklerle tatmin edebilirdin. Ona taptığını, ona doyamadığını, onun sevimli, mükemmel ve tatlı olduğunu, ama sadece uykunda çok hareket etme eğiliminde olduğunu söyledin.

Bu kesinlikle doğruydu. Bazı geceler, özellikle iş için bir şeyler yolunda gitmediğinde, aslında uyumaktan çok, rahat olmaya çalışmak için daha fazla zaman harcıyor gibiydin. Birkaç kez, bacaklarınin örtülerin altından fırlamasıyla ya da sen sallandığın sırada elinin kazayla ona çarpmasıyla uyanmıştı. Göğsünü sırtına bastırmak için dönüp seni yaklaştırırsa, hareketsiz yatmana yardım edebileceğini keşfetti. Kolunu karnının etrafına doladığında ve kulağınıza karşı yumuşak sevgi dolu sözler mırıldandığında, rahatlamana yardımcı olmuş gibi görünüyordu. O da böyle uyumayı severdi. Dizlerini seninkilere yaslayıp burnunu saçına gömerek ikiniz de rahatça uyuyordunuz.

Bu sabah, önceki olduğu gibi, seni kendine yakın tutarak uyandı. Uzun süre hareketsiz kaldı ve nefes alışını dinledi. Senden önce hiç bu kadar bir şeye değer vermeyi düşünmemişti. Ama şimdi sadece nefesinin bile onun mutluluğu için çok önemli olduğu gerçeğini inkar etmek mümkün değildi. Daha fazla bekleyemeyince yavaşça kendini biraz doğrulttu, böylece yüzüne daha iyi bakabilecekti. Bu hareketiyle pencereden sızan güneş ışığını engellemişti. Sana baktığında göğsünde sevgi kabarıyordu. Yüzün yumuşaktı. Dudakların dolgun ve hafifçe aralanmıştı ve seni rahatsız etmeyeceğini bilse bile, seni öpmek için yaklaşmak istedi. Saçını yüzünden uzaklaştırmaya karar verdi. Temasta kaşların hafifçe çatladı, sanki gıdıklamış gibi.

Bu sabah ruhu hafifledi. Seninle her zaman olduğu gibi konuştu, ama bugün esas olarak ne kadar sevimli olduğunuza odaklandı. Senin uyanmanı ve ona güzel gözlerinle bakmanı bekleyemeyeceğini söyledi. Nasıl da seni öpmek ve seninle kahve içmek için sabırsızlanıyordu.

Yavaşça, sırtını döndün ve seni öptüğünde bile boynuna sarmak için kollarını kaldırdın. Normalde onu sabahın erken saatlerinde böyle öpmezdin ve bunun yerine sabah ciyaklayarak dişlerini fırçalamak için banyoya koşardın ama bu sabah değil. Seni tembel tembel öptü. Bugün olmanız gereken hiçbir görev yoktu. Bu yüzden bütün sabah burada onunla kalabilir ve bu şekilde keyif almasına izin verebilirdin.

Bir anlığına geri çekildi ve gözlerinde çok net parlayan hayranlık ve sevgiye sana baktı. Alnını seninkine yasladı.

O çok, çok şanslıydı.

*
Bu sefer gerçekten sınavlardan sonra görüşürüz, ölmezsem kitaba devam :/

𝐋𝐨𝐤𝐢 𝐋𝐚𝐮𝐟𝐞𝐲𝐬𝐨𝐧 | 𝐈𝐦𝐚𝐠𝐢𝐧𝐞Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin