1. Bölüm

6 2 0
                                    

Önümdeki haplara bakıyordum. Her şeyim hazırdı buradan gitmem için. Çok da kolaydı. Ama ben kararımı vermiştim, ölmek istiyordum. Yarın doğum günümdü ve ben bugün mü ölecektim? En azından sevdiklerime sevgimi, sevmediklerime kinimi kusmaya hazırdım. Bunları yapmadan gidemezdim. Sadece içimden şunları söylüyordum kendime; 'Böyle olmamalıydı Gece. Böyle olmamalıydı...'
Ama oldu, ve eğer böyle devam ederse sonum çok da hayra alamet değil. Ya akıl hastanesinde ya da yine toprakta... Mucizelere veya tesadüflere inanmam. Sonuçta dizi çekmiyoruz, hiç bir şey oyun değil. Biz hayatı yaşanılır kılmaya çalışıyoruz. Tabii pek mümkün değil, olduğu kadar. Ama yine bir umut. Belki bir şeyler olur ya. Belki biri gelir...
Bencillik edip kendimi kurtaracaktım. Başka yolu yoktu...
Bazen kaçmak gerekirdi, gitmek gerekirdi.
Ben bunları düşünürken odaya Melis daldı. İlk ve biyolojik olarak öz kardeşim. Elimdeki hapları arkama sakladım ve "Neden geldin?" Diye sordum. Yatağa doğru yürürken cevap verdi, "O geldi de... ondan geldim." Dedi. "İyi yaptın" diye karşılık verip telefonuma uzandım. Şarkı açıp, yatağa uzandım. Bir süre sonra Melis uyuya kaldı. Odaya bir şey girdiğini gördüm. Aslında görmedim, daha çok hissettim çünkü görünmüyordu. Bir varlık olduğu muhtemeldi ama ne olduğunu anlamıyordum. Gelip yatağımın baş ucuna oturdu. Korkmuyordum nedense, hatta ona karşı bi nefretim vardı. Bir anda çok şiddetli bir şekilde ağlamaya başladım. Öylece bana bakıyordu. Bense ona bağırmaya başladım "Neden beni ağlatıyorsun?(!) Ben sana ne yaptım?(!) Beni rahat bırak, bıktım artık senden!"
~~~
Bir ürpermeyle uyandım. Başım çok fena ağrıyordu. Kendime gelip dün gece yaşananları hatırladım. Dehşet içindeydim.
Dün gece neler olmuştu?(!) Nasıl o kadar sakin kalabilmiştim? Bilmiyordum. Bildiğim tek şey delirmemiş olduğumdu. Hayır henüz delirmemiştim ama bunu kimseye söylememeliydim. Toparlanıp içeri gittim. Annem ve Emir vardı. Melis daha uyuyordu. Saate baktığımda on olduğunu gördüm. Kapıdan sesler duyduğumda odama geri döndüm. Yine gelmişti, salonda adam akıllı oturamıyordum ki onun yüzünden. Bir kaç saat odamda durup gitmesini bekledim. Ama gideceği yoktu. Annemden izin almak zorundaydım. Babamlara gitmeliydim. Doğum günüme de izim verirdi herhalde. O sırada kapı sesini duydum ve odadan çıkmak için ayağa kalktıgımda gözüm aynaya takıldı. Omuzlarıma kadar uzanan saçlarım yıpranmıştı. Gözlerimin altı kıpkırmızı olmuştu, fondöteni elime alıp göz altlarımı kapatıp çıktım. Annem Emirle ilgileniyordu, koltuğa oturup "Anne" dedim. "Efendim" dedi.
Derin bir nefes alıp "Doğum günümde babamlara gidebilir miyiz?" Diye sordum. Kaşları çatıldı. "Sebep?" Dedi soru sorar gibi. "Canım istedi. Babam değil mi? Gitmek istedim sadece." Diye cevap verdim. "Hayır, ne gerek var?" Dedi.
Sinirlenmeye başlamıştım. "Ben. Özledim. Ve gitmek istiyorum." Dedim sinirimi içimde tutmaya çalışarak. "Ne var orada ya? Ne varda gidiyorsunuz, siz burada rahat değil misiniz?" Dedi. Rahat olduğumuzdan emin gibi konuşuyordu ve bu beni güldürecekti. "Rahatız anne. Sadece babannemi özledim." Diye cevap verdim ve devam ettim, "zaten dönünce burada da kurlarım."
"Offf ne yapıyorsanız yapın. Zaten ne dersem dinlemeyeceksiniz, ne bok yerseniz yiyin." Dedi sinirle. Bense "tamam." Dedim ve dedemi aradım. 3. Çalışta açmıştı, "Nasılsın dede?"
"İyiyiz kızım siz?" Hemen sadede gelmek istiyordum.
"İyiyiz dede. Hani benim doğum günüm ya eğer müsaitseniz orada kutlamak istiyoruz." Diye bir anda sıraladım her şeyi.
"Tabii kızım, tabii müsaitiz. Çok mutlu oluruz. Amcan alsın mı sizi?" Diye sordu hoşnutlukla.
"Hayır gerek yok, biz kendimiz geliriz." Diye cevap verdim ve sonrasında konuşma bitti. Annem sinirve nefretle bakıyordu bana karşı. Benim ise umrumda değildi ve odama girip çantamızı hazırlamaya başladım. Kendime pek bir kıyafet almadım, sonuçta iki gün daha kalacaktım burada. Ne gerek vardı ki fazladan yüke? Annem odaya dalıp, "Bu kadar hevesli olduğunuzu bilmiyordum." Dedi yine bitmeyen öfkesiyle. "Heves değil, sadece özlem dedik." Dedim, ve şimdilik konuşmayı bitirdim. Yaklaşık iki dakikaya hazırdık ve Melis'le kapıya geldik. Emir dolu gözleriyle bize doğru koşturdu. Bakma bana öyle, lütfen. Dayanamıyorum işte. Eğilip Emir'e sarıldım ve kulağına "Geleceğim." Dedim. Tebessüm etti ve biz de kalıp ağlatmamak için evden çıktık.

~~~
Halamlarda oturmuş anlamsız kalabalığı izliyordum. Benim için bir şeyler yapmaya çabalıyorlardı. " Hala fazla yorulmayın, alt tarafı bir doğum günü." Dedim bezmişçesine. O sırada babannem yanıma geldi,"Betin benzin atmış aşkım noldu?" Diye sordu. "Öyle mi? Bir şey olmadı ya sana öyle gelmiş herhalde." dedim ve zorla gülmeye çalıştım. Pek inanmışa benzemiyordu ama "Peki tamam o zaman." Dedi fazla üstüme gelmemek için ama biliyordum ki boş bulduğu bir ortamda tekrar soracaktı.

~~~~
Akşam olmuştu ve ev yavaş yavaş doluyordu, kimseyle konuşmaya cesaret edemiyordum. Sebebini bilmiyorum. Öylece duruyordum mutfakta. Olan biten benim içindi ama sanki ben orada yoktum. Sahi ben neredeydim? Ben ne yapıyordum? Ben ne için vardım? Bilmiyordum işte. İçimden küfür savurup duruyordum. Başka ne gelirdi ki elimden. Zavallı bir çocuktum. Herkes benim sayemde bir araya gelmiş mutluyken, ben onların yanında olup mutlu olamıyordum. Mutfakta oturmuş, ağlıyordum... sonra elime telefonumu aldım. Her şeyin değiştiği andı bu an. Arkadaş dediğim insanlar grupta bir sürü konuşmuşlardı. Paylaştığı şeylere baktım. Başkalarının kızlı erkekli fotoğraflarını koyup, üstlerine de gerçek arkadaşlarının isimlerini yazmışlardı. Ama dikkatimi çeken şey bütün kızların aynı çocuğu paylaşmış olmasıydı. Yazıları okudum,
"Bebeğim iyi ki hayatıma girdin, seni çok seviyorum." Bunları hiç üşenmeden okudum, canım sıkılıyordu çünkü. Zaman geçmek bilmiyordu.
...
Kendi fotoğrafı yoktu sayfasında, herkesle çok yakındı ama hiç birisiyle sevgili değildi... bir sürü şey düşündüm ama aklım almadı. Ne yani grup sevgililik miydi? Yok artık Gece saçmalama. Yazmaktan başka çare bulamadım çünkü gerçekten meraktan patlayacaktım. O an sanki her yer tos pembeydi. Hiç bir derdim yoktu. Ev bomboştu. Sadece ben vardım. Tanıyan herkesin sevdiği ve herkesi mutlu eden bir kişi vardı. Beni de edebilir miydi? En azından uyuşturabilir miydi yalandan? Kimdi bu adam?

MUCİZE...Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin