*Asel*
"Beyin tümörü mü?" Karşımdaki Ayaz ile doktor bana döndüler ve bana ölmüşüm gibi bakıyorlardı. İyi rol yapıyorlar çünkü bunun şakadan başka açıklaması olamaz.
"Hadi ama hiç komik değil. Bırak oyunu ve odadan çık Ayaz." Nasıl güleceğimi bilemiyorum. Kahkaha mı atsam yoksa içimden mi gülsem. Kahkaha atmam pek hoş olmaz en iyisi içinden güleyim.
"Ayaz odadan çıkar mısın? Doktor bey bende artık çıkış istiyorum. Hem gayet iyiyim." Ayaz bana doğru bir adım atıp.
"Asel..." dedi.
"Ayaz bey gelin biz çıkalım. Asel hanım size de birkaç test yapılacak durumunuz sizin dediğiniz gibi iyi ise çıkış izni verilecek." diyerek Ayazı durdurdu. Ayaz kafasını salladı ve dışarı çıktılar. Acaba Ayaz ne diyecekti? Of ya niye çıktın şimdi yani niye çıktınız demek istedim. Yani doktor ve Ayaz niye çıktı demek istedim. Her neyse...
Acaba Ayaz ne diyecekti? Beyin tümörü konusu şakaydı demi? Ayaz acaba gerçekten yüzünü bile görmek istemediğimi mi düşünüyor? Acaba bana kızdı mı? Bu sorularla kafamda mücadele ederken bir anda odaya biri daldı. Yani bildiğiniz kapıyı falan çalmadı direk içeri daldı. Ayaz olmasını umarak kafamı kapıya çevirdiğim de karşımda pislik bakışlarıyla ve kızgın surat ifadeleriyle Adnan'ın adamları duruyordu. O an ne yaptığımın bilinçsizliğiyle çığlık atmaya başladım. Ta ki birinin elini ağzımda hissedene kadar. Kaçmaya çalıştım ama biri, sanki elleriyle ellerimi ezmek istercesine sıkıca tutuyordu. Ağzımı kapatan bana yine aynı pislik bakışlarıyla bakıp,konuşmaya başladı"Eğer susup bizimle gelmezsen Adnan Bey buna çok sevinmez" deyip sırıtmaya başladı. O pisliğin yanına gitmek yerine ölsem daha iyi ama eğer şimdi onlarla gitmezsem de benim hayatım boyunca acı çekmem için elinden geleni yapıp en sonunda sırıtarak ölümümü izler. Bu yüzden dediklerini yapmak zorundayım. Zaten şuan ellerimi hissetmiyorum.
"Şimdi ellerimizi çekeceğiz ama eğer ses çıkartırsan ya da kaçmaya çalışırsan işte o zaman Adnan Bey sinirlenir." Kafamla dediklerini onayladım ve ellerini çektiler.
"Tamı tamına hazırlanman için 1 dakikan var. Kapının önünde bekliyoruz." Deyip odadan çıktılar. Çıktıkları anda telefonumu elime aldım. Tam Ayazı arıyordum ki vazgeçtim. Onun şimdi başka işleri vardır benimle mi uğraşacak? "Artık hayal dünyamın sonuna geldim gerçek hayat kaldığı yerden devam ediyor." Ne kadar o pisliğe gitmek istemesem de mecburen gideceğim. Montumu giyip çantamı aldım ve odadan çıktım. Adnan'ın 2 adamı kapıda bekliyordu. Birisi de çıkış işlemleri yapıyordu. Kapıda bekleyenlerin biri sağıma diğeride soluma geçti ve dışarıda ki arabaya doğru yürümeye başladık. Arkamızdan da işlemleri yapan adam geliyordu. Birisi sürücü koltuğuna ikiside arka koltuğun cam kenarlarına geçti. Tabi bende aralarında kaldım. Kendimi ölüme gidiyor gibi hissediyorum. Zaten gideceğim yerde ölümden daha beter. Yaklaşık 10 dk boyunca Ayaz'ın nerde,kiminle,ne yaptığını düşünüp durdum.Zaten telefonumu da almışlardı.Hem banane acaba? Niye düşünüyorum onu? Arabanın durmasıyla düşüncelerimden sıyrılıp kafamı cama çevirince şaşkınlık,stres,korku duygularını iliklerimde hissettim. Çünkü şuan Adnan'ın evi değil Harabe, yıkık dökük bir binanın önündeydim. Burada ne yapacaktık ki? Kendimi şuan gerçekten kötü hissediyorum. Nefes almakta zorlanıyorum. Gözlerim bulanıklaşıyor. Olmaz Asel olmaz, şuan dayanmalısın. Kapımı açıp beni çıkardılar ve binaya soktular. Etrafı çok bulanık gördüğüm için içerinin nasıl olduğunu bilmiyorum. Beni yere fırlattıklarında sağ gözümden bir yaş aktı. Aralarından biri konuşmaya başladı
"Bugün burada kalacaksınız. Adnan bey yarına hazır olmanızı söyledi. Bu arada boşa bağırıp kaçmayın çünkü burda sizi kimse bulamaz." dedi ve güldü. Sonrada çıkıp kapıyı kitledi. Onlar çıkınca hıçkırıklara boğuldum. "Ayaz ne olur bul beni. Ayaz kurtar beni. Ne olur." yine alışıldık göz kapanış ve karanlıkla baş başa kalış...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ODUN ODUNU
Teen FictionBu hikaye sizi bazı iğrenç espirileriyle hem güldürecek hem bazı sahnelerde dugusallaştıracak ( odun odunu olanları bile ;) ) hem (hikayedeki) bazı kişilerden nefret ettirecek hem aşk ile ilgili olumsuz düşüncelerinizin biraz olsun değişmesini sağl...