first

1.4K 90 508
                                    

"I get very high when you cry and moan under me."

***

Jaehyun saatlerdir sessizce gözyaşı dökmekten bitap hâldeydi. Canı acıyordu, canı öyle çok acıyordu ki bu acının geçmesi için her şeyi yapardı. Akla gelebilecek her şeyi...

En azından öyle sanıyordu.

İntahar etmek istedi. Klasik ve az acılı olduğunu düşündüğü bir yöntem seçti: zayıf bedenini oldukça yüksek bir binadan aşağı bırakmak. Bunu yapacaktı, zaten kendisini umursayan kimsesi de yoktu.

Üç diyince atlamaya karar verdi gözlerini kapatarak, bir, iki, ü—

"Sırf erkek arkadaşın seni daha tatlı bir çocukla aldattı diye intahar etmek mi? Bu aptalca."

Tam boşluğa atlayacağı sırada duyduğu sesle dengesini toparlayıp arkasını döndü. Ama keşke dönmeseydi arkasına, keşke kendisini binadan aşağı bıraksaydı. Sonradan çok pişman olacaktı bunu yapmadığı için.

Çünkü göz göze geldiği adam, şeytanın ta kendisiydi ve ölümden çok daha korkunçtu.

Jaehyun, kendisine bir sırıtmayla bakan ve kendisiyle aynı yaşta duran genç adamı inceledi yaşlarla dolu olan ela renkli gözlerini ovuşturarak.

Uzundu, gerçekten uzundu. Bu soğuk havaya göre giydiği siyah kaban, beyaz gömlek ve dar pantolonu saklayamıyordu kaslı vücudunu. Belliydi uzun zamandır vücut çalıştığı. Bakışları kısık, şekilli duraklarındaki tebessümü alaycı, kahve gözleri kopkoyuydu; dağınık ve alnına dökülen uzun saçları kendisini ayrı bir tehlikeli gösteriyordu.

Jaehyun işine karışan yabancının dış görünüşünden ürktüğü için ses çıkarmadı. Yabancı daha da sırıttı onun bu hâline, ama yüz ifadesini bozmadı. Büyük, kemikli ellerinden birini uzattı küçük bedene.

"Bana gel," diye neredeyse nazik bir tonla konuştuğunda diğeri sanki bir etki altında kalmışçasına o büyük eli tutmuştu.

İşte Jaehyun o günden sonra her gün o binadan aşağı atlamanın hayallerini kurar oldu. Çünkü kendisine ölüm bile çok görülüyordu.

~~

"Yine nereye daldın?"

Duyduğu tanıdık, derin sesle korkudan içten içe titredi Jaehyun. Hemen arkasını dönüp cevap vermek istese de beline aniden dolanan kaslı kollar buna engel olmuştu.

"Yine beş yıl öncesine mi gitti aklın?"

Jaehyun cevap veremedi, korkuyordu, yine. Vücuduna aldığı yara sayısı her gün daha da artıyordu ve gücü tükeniyordu. Bu yüzden cevap vermekte gecikmişti, bu karşı tarafı sinirlendirmiş olacak ki ince belindeki eller canını yakmaya başlamıştı.

"Sorularıma geç cevap vermemeni kaç kez söyleyeceğim? Sağır mısın, ne diye duruyorsun?"

"B-ben üzgünüm, dalmıştım... Bir daha olmayacak, söz veriyorum."

Johnny tatmin olmuş olacak ki küçüğün belini sıkmayı bıraktı.

"Güzel," derken bile sesindeki tehlike hissediliyordu, "Çok güzel. Beni bir kez daha kandırdın, harika."

acı ipleri // johnjae ✔️Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin