second

976 85 381
                                    

"No need to escape from me, baby boy. You know I'm your owner."

**

On sekiz yaşına yeni girmişti o gün. Yanında her şeyden çok sevdiği erkek arkadaşı, can yoldaşı diyebileceği iki yakın arkadaşı vardı. Beraber sahile inmişlerdi ve ufak bir pasta, dört kutu bira ile -çünkü dört kişilerdi- doğum gününü kutluyorlardı.

"İyi ki doğdun, Jaehyun hyung," diye cıvıldadı Donghyuck. Bu dört kişilik arkadaş grubunun en küçüğüydü, on altı yaşındaydı daha.

"Hadi, Jaehyun'un reşit oluşunu kutlayalım," derken sırıtıyordu Taeyong, o da on dokuzundaydı.

Evet, Jaehyun'un her şeyden çok sevdiği erkek arkadaşı Lee Taeyong'dan başkası değildi.

"İyi de Kore'de reşit olma yaşı yirmi," diye itiraz eden ise en büyükleri Taeil'di, o da yirmi yaşındaydı.

"Olsun hyungie, ben de reşit değilim ama sabah akşam seni düşünerek-"

Donghyuck'un arsız gülümsemesini dudaklarına kapanan Jaehyun'un eli bozdu.

"Kapa çeneni Hyuck!"

"Ne ya? Sabah akşam Taeil'i düşünerek mutlu oluyorum diyecektim!"

"Hıhııı, aynen. Azgın ergen seni."

"Peh, sanki seni bilmiyoruz Taeyong hyung."

Donghyuck dudaklarını büzerek birasını yudumlarken Taeyong yalnızca sırıtıp omuzlarını silkmişti. Jaehyun ve Taeil'in ise yanakları pembeleşmişti utançtan. Yine de herkes hâlinden memnundu.

Taeil'le sürekli uğraşan ve onu öpmeye çalışan hafif sarhoş Donghyuck'a aldırmayan Taeyong, sevgilisinin bedenine yaklaştıktan sonra gülümsedi.

"Jaehyun, doğum günlerine çok önem verir misin?"

Jaehyun gülümsedi sevimlice, başını iki yana salladı. "Yalnızca kutlaması eğlenceli olduğu için severim. Diğer türlü gereksiz bence."

"Güzel," derken dudaklarını ıslatmıştı Taeyong. Ardından ayağa kalkıp arkasını silkeledi. Kendisine dönen üç çift göze aldırmadan birasını kafasına dikledi.

"Jaehyun, seninle güzel bir ilişkimiz oldu. Haksız mıyım?"

"Ha-haklısın," diye mırıldanırken meraklı gözlerle inceliyordu büyüğünü Jaehyun. O ne demeye çalışıyordu?

"Ayrılmak istiyorum. Uzun zamandır hoşlandığım tatlı bir çocuk var, Doyoung adında."

Bu, ikilinin ettiği son sohbet oldu.

~~

Jaehyun yaşlı gözlerini kırpıştırdı. Aklına anıları doldukça berbat hissediyordu, ağlamaktan ela gözleri kıpkırmızı olmuş ve güzel yüzü şişmişti. İşin kötü tarafı, Johnny onun ağlamasını hiç istemezdi.

Tekrar ceza almaktan korkan genç beden hızla gözlerini sildi, birkaç gün önce sağ koluna saplanan cam parçalarının bıraktığı yara yüzünden acıyla yüzünü buruşturmuştu istemsizce. Ve maalesef ki bunu Johnny fark etmişti.

acı ipleri // johnjae ✔️Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin