¹³

597 80 49
                                    

"Acele et Lisa." indiğim taksiden Mina'ya öldürücü bakışlarımı atmış ve eşyalarımı koyduğum çantamı omzuma asmıştım. "Aceleye gerek yok fazla heyecanlanıyorsun alt tarafı çocuklarla havuza gireceğiz." dediğimde Mina arkamdan popoma tekme atmıştı.

"Dün yolun ortasına köpekten kaçarken Jungkook'un parazitlerine dokunmadan ölemem diyen bendim sanki!" arkamdan bağırarak söyledikleri ile yerimde zıplayarak ona dönmüş, elimle ağzını kapatmıştım. "Sussana evlerinin önündeyiz."

"Tamam çek ağzımdan elini yoksa yalarım." diye homurdandığında yüzümü buruşturarak hemen elimi ondan çekmiştim. Tamam ben biraz fazla heyecanlıydım ama bugün dışarı yansıtamazdım, dün olduğunca yansıtmıştım çünkü.

"Mina ne yapacağız biz?" kol kola girmiş karşıdaki iki katlı bahçeli eve ilerlerken aramızda konuşmayı da ihmal etmiyorduk. "Bilmiyorum ama bugün Bambiğim'in ne söyleyecekse söylemesi gerekiyor." derin bir nefes vermiş ve mahmurlaşmış yüzü ile bana bakmıştı.

"Sonuç olarak siz öpüştünüz pardon emcükleştiniz." kendimi düzelttiğimde seslice gülmüştüm.

"Yah!" Mina tuttuğu koluma tokat attığında ise zorla kahkahamı kesmiştim. "Tamam tamam herneyse yani siz öpüştünüz. Bence sevgilisiniz sadece itiraf edemediniz."

"Ben itiraf ederdim de bence onun yapması daha iyi olur. Bir ağırlığımız olmalı sonuçta."

"Tabi kızım, bu kız kolay lokma diyip hafife almasın."

"Bambam öyle biri değil ki." dediğinde bana dudak büzerek bakmış ve gözlerini üzerimde gezdirmişti. "Olabilir. Değilse değil bu beni ilgilendirmez. Ben Mina'mı sokakta bulmadım."

"Yerim ben seni." diyerek boynuma sarıldığında başımı göğsüne yaslamış, ardından geldiğimiz kapının zilini çalmıştım. "Seni böyle bütün gün mıncırabilirim. Şu yanaklara bak." yanaklarımı sıkmaya başlamış, sonrasında da birkaç kere öpmüştü.

"Tipe bak küçücük bebek. Bir de sevdiriyor kendini." başımdan tutup bu sefer kendisi beni göğsüne bastırmış ve saçlarımı karıştırarak öpmüştü. Tamam yalan söyleyemeyeceğim böyle sevilmek hoşuma gidiyordu ama ben boğulmak üzereydim. Mina beni severken bazen abartıyordu.

"Öhm!" hemen önümüzden gelen ses ile Mina ve benim bakışlarım kapıda şaşkınca dikilen Bambam ve Jungkook'a kaymıştı. Ne zamandan beri oradaydılar onlar?

"Bölüyoruz ama geldiniz." diyerek Bambam kapıyı araladığında, Jungkook hâlâ sarılan Mina ve bana bakıyordu. Mina ile birbirimize döndüğümüzde aramızda kısa bir bakışma geçmiş, sonrasında kollarımızı hemen çekerek ayrılmış ve üzerimizi düzeltmiştik.

"Hoşgeldiniz." Jungkook bize gülerek baktığında ona gülümsemiş ve elimi sallamıştım. "Hoşbulduk."

"Seninle tanışmamıştık Mina." Jungkook elini Mina'ya uzattığında, o beklemeden elini uzatıp sıkmıştı. "Memnun oldum da burada mı tanışacağız?" al işte boş boğaz!

"Geçin hadi!" Bambam içeri geçmemiz için bize yol verdiğinde ilk ben girmiş ve Bambam'a bakmıştım. Bir süre boyunca göz göze kaldığımızda iki parmağımı ilk kendini gözlerime sonra onun gözlerine tutmuştum. Gözlerim üzerindeydi.

Mina arkadan beni ittirerek Bambam'ın önünde durduğunda, ona sarılmıştı. Evet bayağı sarılmıştı. Onları boşvererek Jungkook'a dönmüş ve gülümseyerek boynuna sarılmıştım. "Nasılsın?"

"İyiyim, sen?" belimden tutarak sarılmasının ardından kendimi toparlayarak geri çekilmiştim. Böyle şeylerde niye bu kadar heyecanlanıyordum ben?

Fast Youth | liskookHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin