Koşulsuz(Dramione Fanfiction)

Zifnefendet

Pansy giderek endişeleniyordu,değer verdiği tek kişi belkide okuldan atılacaktı.Nedeni ise Granger'dı.Ahmak pis bulanık Granger.Hayır böyle düşünmemeliydi.öfkesi tıpkı Draco gibi onu da ele geçirmeye başlamıştı.Sakin olmalıydı,fakat Snape geldikten sonra Draco'nun yaptıkları...affedilecek şeyler değildi.Snape'in olanları unutması için ona Imperio laneti yapmaya kalkışmıştı.Hermione'ye ne kadar çok değer verdiğinin bir göstergesiydi bu.Birden sanki biri beynine birisi ışık tutmuş gibi doğruldu.Kuralların yazılı olduğu bir şey bulmalıydı.Bunu Slytherin yatakhanesinde bulmayı beklemiyordu zaten,onlardan kimse kuralları sallamazdı ki.

Saatler sonra sonunda işe yarar bir şey buldu.Draco en kötü "sihirsiz" yaşayacaktı.Babası yetkisini kullanırsa tabi.Harika! Draco ölmekten beter bir sonla karşılaşacaktı.

Draco
Yeni yeni kendisine gelmeye başlıyordu Draco.Öfkesi kendini yok edecekti neredeyse Snape'e kedavrayı çakacaktı.Yaptıklarının bir açıklaması yoktu aslında.Uzun süre ani sinir patlamaları yaşamayınca böyle olurdu.Bu en ağırıydı ama.Sonunda karşısında oturan Snape konuşmaya başladı.

-Bay Malfoy,yaptıklarınızı nasıl açıklamayı planlıyorsunuz acaba?

+Yaptıklarımın bir açıklaması yok efendim

-Yada yaptıklarınızın nedenini söylemeye cesaretiniz yok.

Draco susmuştu.

-Zaten bunu yapmanızın sebebini açıklayacağınızı düşünmüyorum.Bana başka bir Seçenek bırakmadınız...Zihnefendet!

Draco anılarında yabancı gözler olduğunu hissetti.En çok da Granger ile ilgili anılarında.Snape ona şaşkın bir ifadeyle baktı.Aslında daha çok üzülmüş gibiydi.

-Gidebilirsiniz Bay Malfoy.

Draco sorgulamadı.Sessizce odadan çıktı ve Profesörün bunu ailesine söylememesini umdu.Yoksa bu hem onun hemde Hermione'nin sonu olacaktı.

Snape koşarak kendini Dumbledore'un odasına attı."Efendim Bay Malfoy...o...o da bir muggle doğumluyu seviyor.Bayan Granger'ı."

Dumbledore kaşlarını çatmıştı "Bu bir felaket Severus,Bay Malfoy'un ailesi bunu öğrenirse bu bir felaket olur.Ölüm yiyenler deliye döner."

"Biliyorum efendim biliyorum.Ama onun Bayan Granger'a karşı olan sevgisi...durdurulamaz,önüne geçilemez bir sevgi.Ona "Zihnefendet" uyguladım.Herşe-"

"Fakat Severus bunun mutlaka bir açıklaması olmalı.Bay Malfoy'a Zihnefendet uygulamanın bir sebebi olmalı"

Profesör her şeyi anlattı.Dumbledore'un yüz ifadesi değişmemişti,en azından Snape Draco'nun Hermione hakkındaki duygularını ve anılarını anlatana kadar.Çok fazla anıları vardı,ikisininde paylaşmadığı yada Obliviate ile Draco'nun ona unutturduğu.Onlardan en çok etkileyen 1.sınıftak Cadılar Bayramıydı ama.Yani babası bulanıklar hakkında ürkütücü şeyler demeden önce.

"Tabiki de sen O Potter bozuntusundan daha iyisin Malfoy" dedi Goyle endişeli bir biçimde."Biliyorum seni sersem" Draco o sırada Pansy'i gördü kız çok çaresiz görünüyordu.Birinci sınıftayken çok masum ve neşeliydi zaten.Draco diğerlerini gönderdi.

"Neler oldu Pansy kötü gözüküyorsun" Pansy kızlar tuvaletini gösterdi ona"Gryfindor'da ki Hermione'yi biliyorsun."Evet,elbette biliyordu kıza onu ilk gördüğü günden beri açıktı çünkü.Ama bunu kimseye söylemedi en yakını olan Pansy'e bile.

"Nedenini bilmiyorum ama çok ağlıyor bana nedenini söylemedi...ama onun için endişeleniyorum.İnsanlar onun gibilerinde arkadaş olmamızı onaylamazlar belki... fakat en azından ona iyi davaranabiliriz."diye devam etti Pansy.

Draco tuvaletin kapısına biraz yaklaştı.Sahiden çok kötü ağlıyordu.Bunu yapanı bir eline geçirsin!oracıkta boğazlayabiliridi .Gözü dolmaya başladı biraz,Pansy'nin fark etmemesi için onu gönderdi ve Hermione'nin yanına gitti.Kızlar tuvaletine.

-Hermione?

+Anlatmak istemiyorum Pansy son söyleyişim lütfen gider misin?

-Ben Draco,Hermione

+O zaman DEFOL BURDAN MALFOY!

-Sadece seninle konuşmak istiyorum,kimin seni bu kadar üzdüğünü de.

+Ciddi misin?

-Evet

Hermione birkaç saniye sonra kabinden çıktı.Draco daha çok üzülmeye başlamıştı.Kızın gözleri ağlamaktan şişmişti.

-Söyle bakalım,neden ağlıyorsun?

+B...ben dersten çıktım ve yürüyordum,daha sonra Ron ve...

Hıçkırarak devam etti.

+Ron benim hakkımda "Çok gıcık bir kız,neden arkadaşı olmadığını anlıyorum" dedi.

"Weasley! Onun o turuncu saçlarını yolup ona yediricem" diye mırıldandı Draco.

-O aptalın dediklerini mi umursuyorsun?Sen hayatımda gördüğüm en zeki cadısın

+Teşekkür ederim

Hermione gülümsemişti.Bu Draco'nun suratında aptal bir gülümseme olmasını sağladı.

+Galiba tekrar moralim bozulduğunda soluğu senin yanında alıcam.

Birlikte gülmeye başladılar.

Hermione "Teşekkür ederim,tekrar" dedi ve Draco'ya sarıldı.Draco o an kalbinin duracağını zannetti. Bunun bir ilk olmayacağını düşündü Draco.Ayrıldıktan sonra Draco Büyük Salona gitmeleri gerektiğini söyledi,"Sen git ben birazdan gelirim" diye karşılık verdi Hermione.

Draco o günün hayatındaki en güzel gün olduğuna yemin edebilirdi. Sarılmışlardı... Hermione ile.

Hermione çantasını almak için kabine döndü.Tekrar çıktığında ise...karşısında büyük bir ifrit vardı.

"Bu bir felaket Severus.Bay Malfoy kör kütük aşık olmuş.Bunun kesinlikle Lucius Malfoy öğrenmemeli eğer öğre-" Dumbledore lafını tamamlayamadan içeriye Umbridge girmişti.Snape oracıkta kusmak istedi.Bu kadından nefret ediyordu.Nefret.

*

"Snape her şeyi öğrendi Pansy,her şeyi." diye bağırarak ortak salondan içeri girdi Draco."Ne demek her şeyi?biraz açık konuş Draco" diye karşılık verdi.Draco Pansy'nin kulağına eğilerek "Bana zihnefendet yaptı,Hermione'yi biliyor" dedi. "Peki şimdi ne halt edicez Draco!" diye bağırdı Pansy. "İnan bana bilmiyorum Pansy ama eğer birisine söyler-" Draco lafını tamamlayamadan Blaise onlara "Draco profesör Snape seni ve Pansy'i çağırıyor!" Diye seslendi.Ve daha sonra ikisi birbirine yıllardan sonra ustalaşmış bakışlarını attılar:

Sıçtık?Sıçtık!

Biliyorum yeni bölüm için çok beklettim): özür olarak gün bitmeden yeni bir bölüm yayınlıycam(: