Jimin sırıtarak telefonu masaya bırakmış ve tezgahın arkasında kendini yelleyen çocuğu izlemeye başlamıştı.
Tanrı şahit bu feminen çocuk jimin'in kurumaya yüz tutmuş kalbini çarptırıyordu.
Öyle ki taehyungla bu kafenin temasının feminen garson çalıştırmak olduğunu duyduklarında eğlencesine gelmeye karar vermişlerdi.
Fakat onu gördüğü ilk andan beri içinde tarif edilmez duygular oluşmaya başlamıştı.
İlk zamanlar bunun bir cinsel çekim olduğunu düşünse de sonradan fark etmişti, bu sadece cinsel bir çekim değildi. Daha önce hissetmediği bir şeydi.
Hayatı boyunca hep kalbini çarptıracak birini bekleyen aptallardan değildi elbette, ama bir kez kapısı çalınmıştı. Geri çevirmek aptallık olurdu.
Jimin de buyur etmeyi seçmişti, şimdi sırada kendisi vardı.
Utanarak sipariş almaya gelen çocuğa ilk gün olduğu gibi gülümsemişti,
''Sen cidden utanmaz bir adamsın değil mi?''
Duyduğu cümleyle Jimin'in gülüşü daha da büyümüştü,
''Yani biraz öyleyim sanırım, siparişimi almayacak mısın?''
''Bu yüzden buradayım''
Jeongguk gözlerini hazır fırsatı varken çocuğun üzerinde gezdirmişti.
Siyah transparan gömleğinden göğsünün altındaki dövmesi el sallıyordu, deri pantolonundan belli olan güçlü baldırları ise az kalsın kucağına oturmasını sağlayacaktı.
Böyle harika biri benimle nasıl flörtleşebiliyor diye düşünmeyi de ihmal etmiyordu.
Dudaklarını ısırdığını fark ettiğinde kafasını iki yana sallayıp bakışlarını karşısındakinin yüzüne çıkarmış ve Jimin'in kararmış ifadesini görünce sırtından bir titreme geçtiğini hissetmişti.
''Manzarayı beğendin sanırım ha?''
Yanakları pembenin en koyu halini alırken göz devirmişti.
Jimin'in arkasında bir yerlere baktığını fark edince kendi de dönmüş ve diğer garsonlara baktığını görmüştü, herkes arsızca ağzının suyunu akıtarak jimine bakıyordu.
Bu durum jeongguku rahatsız edince onlara öldürücü bakışlarını yollamış ve çocuğa biraz yaklaşıp çenesinden kaldırarak yüzüne bakmasını sağlamıştı.
Jimin şaşkınlıkla çocuğun hamlesiyle kalakalırken Jeongguk sırıtmıştı,
''Buraya beni görmeye geldiğini sanıyordum? Ne o beklediğin kadar güzel karşılamadım mı seni?''
Jimin tekrar şaşkınlıkla çocuğa baktığında bir şeyler söylemek için dudaklarını aralamıştı fakat Jeongguk beklemeden çenesini bırakmış ve göz devirerek geldiği yere yürümeye başlamıştı.
Elbette arkasındaki bedeni delirtmek için kıvırtmayı unutmamıştı.
