At olayının üzerinden tam üç gün geçmişti. Draco da derslerine başlamıştı. İlk başta matematikte biraz kötü olduğu için morali bozulsa da, diğer derslerdeki başarısından dolayı öğretmenlerinden iyi şeyler duymayı başarabilmişti. Ayrıca Draco Harry ile at derslerine de devam etmişti. Onda daa süper olmasa da, gün geçtikçe daha iyi olmaya başlıyordu. Kısacası Draco'nun saraydaki hayatı, mükemmelin de ötesindeydi.
Tek sıkıntı; Prens Harry'ydi.
Draco, Prens'in neden kendisine karşı bu şekilde davrandığını anlayamıyordu. Bir insanla evlenip, eş olacaksan onu tanımaya çalışıp, önyargılarını yıkmak istersin normalde, değil mi? Ancak Prens Harry tam aksini yapıyordu. Her fırsatta Draco'yu yermekten, dalga geçmekten ve küçümsemekten geri durmuyordu. Sirius ve Remus onu ikaz etmelerine rağmen inatçılığını sürdürüyordu.
Ancak Draco'nun çok da umrunda değildi. Önünde yiyebileceği bir yemek, geceleri uyuyabildiği bir yatak ve onu seven insanlar (Remus ve Sirius) olduğu sürece Prens'in bu davranışlarını pek de kafaya takmıyordu. Nasıl olsa, gün geçtikçe at derslerinde olan gelişmesi, matematik dışındaki diğer derslerdeki başarıları Draco'nun cahil bir köle olmadığının kanıtıydı.
Gün bitimine doğru Draco günün son dersinden de çıktığında, yorgunlukla odasına çıkan merdivenleri tırmanmaya başladı. Dersleri genelde kütüphanede yapıyordu hocalarıyla. Kütüphane ise üçüncü kattaydı. Haliyle yoruluyordu ancak tatlı bir yorgunluktu. Kütüphaneyi sevmişti. Hatta bir kaç kitabı okumak için almıştı bile. Geceleri yatmadan önce kitap okumak alışkanlığı haline gelmişti.
Odasına geldiğinde, direkt kendisini yatağına attı. Akşam yemeğine kadar biraz uzanacaktı. Ancak tabiiki de istediği gibi olmadı.
Harry bir anda içeri girip, "Derslerin yeni mi bitti?" diye sordu. "Hadi, kalk. Bugün at binme dersini yapmadık."
"Sana da merhaba." dedi, Draco, gözlerini devirerek. "Bugünkü dersi iptal etsek olur mu? Çok yoruldum."
Harry kaşlarını çattı. "Olmaz."
"Lütfen, Harry." dedi ve yatağına iyice yerleşti Draco. "Bugün çok yoğun geçti. Sadece bir güncük bana karşı şerefsizlik yapma da biraz dinlenmeme izin ver."
"Bu saraya bir köle olarak geldin." dedi, Harry sertçe. "İstesen de istemesen de eğitim alıp Prens'in nişanlısı olarak kendini geliştirmelisin."
"Biliyorum. Ancak sadece bir güncük at dersini yapmamam bir şeyi değiştirmez, değil mi? Diğer derslerimi ciddiye alıyorum."
"Matematik?"
"Onda biraz kötü olduğumu kabul ediyorum." dedi, Draco, dudak büzerek. "Ama bugün öğretmenim gittikçe daha iyi olduğumu söyledi."
Harry gözlerini kısıp onu süzdü. "Tamam o zaman." Sonra da ekledi. "Bugünlük tolerans göstereceğim sana. Ancak bir daha izin vermem, ona göre."
Draco Harry'ye gülümsedi. "Teşekkür ederim."
Harry bir kaç saniye afallamış görünse de, hemen arkasını dönüp odadan çıktı. Draco da onun neden bire afalladığını merak etmişti ama bunu sorgulayamayacak kadar yorgundu. Gözlerini kapattı ve bir kaç dakika sonra uykuya daldı.
Gözlerini tekrardan açtığında hava kararmak üzereydi. Olduğu yerde doğrulup gerindi ve ardından da eliyle ağzını kapatarak esnedi. Sonra da yataktan kalkıp saate baktı. Daha akşam yemeğine bir saat vardı. Bu da demek oluyordu ki, banyo yapabilirdi.
Banyoya girip ilk önce küvetin tıpasını taktı ve musluğu sıcağa ayarlayıp açtı. Küvet dolarken de üzerindekileri çıkarıp kirliliğe attı. Küvet tamamen dolduktan sonra da musluğu kapatıp suyun içine losyonları döktü ve küvetin içine girdi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Forgotten Prince | Drarry
FanfictionKral James Potter, ölümcül bir hastalığın pençesine düşer. Ölüm döşeğinde olan Kral, tahta geçecek oğlunu, Prens Harry Potter'ı evlendirmeye karar verir. Kraliçe Lily Potter, oğlu bir soyluyla evlenmek istese de, halkın gözünde iyi bir izlenim uyan...