1.2 | Gerçekler

2.1K 195 48
                                    

Draco üç ayın sonunda tamamiyle huzurlu hissediyordu. Harry'nin yatak odasında, Harry ile beraber yatakta sarılarak uzanmak, Draco'ya bütün dertlerini, sorularını ve endişelerini unutturmuştu. Onun kokusunu doya doya içine çekmek, Harry'nin kolları tarafından çevrelenmek ve artık Harry'nin tamamen saraya geri döndüğünü bilmek Draco'yu tarifsiz bie mutluluk selinin içine sürüklüyordu.

"Kas mı yaptın sen?" diye sordu Harry, Draco'nun güzel kokulu saçlarını okşarken. "Geceliğini üstüne giyerken gördüm."

Draco gülümseyerek kafasını kaldırdı ve Harry'ye baktı. "Beğendin mi? Vücudumdaki bütün morluklar da gitti."

Harry kıkırdadı. "Beğenmemek gibi bir seçeneğimin olduğunu sanmıyorum."

"Aynen." dedi Draco. "Öyle bir seçeneğin yok." Sonra da uzanıp Harry'nin dudaklarına bir öpücük kondurdu ve geri çekildi. "Sana bir şey soracağım Harry."

"Sor bebeğim."

Draco olduğu yerde doğruldu ve oturur pozisyona geçti. Harry hala yatar pozisyondaydı. "Savaştan dönünce bu savaşı neden yaptığını bana anlatacaktın." dedi Draco, Harry'ye tepeden bakarken. "Anlat, bekliyorum."

Harry şaşkınlıkla Draco'ya baktı. "Şimdi mi?"

"Evet," dedi Draco kararlı bir sesle. "Şimdi."

"Bebeğim, gecenin bir vakti bunları duymak istediğinden emin misin?"

Draco gözlerini bir kaç kez kırpıştırıp Hsrry'ye baktı. "Neden emin olmayayım?"

"Çünkü," dedi Harry ve olduğu yerde doğruldu. Sonra da boğazını temizleyip devam etti; "Bu anlatacaklarım seninle ilgili tamamen."

"Biliyorum." dedi Draco. "Sen gitmeden önce çalışma odanda Kraliçe ile olan konuşmalarınızı duymuştum."

Harry şaşkınlıkla kalakaldı. "Bizi mi dinledin?"

"Dinlemek sayılmaz." dedi Draco. "Senin yanına geliyordum ve sen avazın çıktığı kadar bağırıyordun Kraliçe'ye. Kulak misafiri oldum ister istemez."

Harry ağzından nefes verip elleriyle yüzünü kapattı. "İyi ki başka bir şey duymamışsın."

"Açıklayacak mısın artık?" diye sordu Draco sabırsızca. "Bütün bunların benimle ne ilgisi var?"

Harry ellerini indirdi ve yataktan kalktı. Giyinme odasına girip gözden kaybolduğunda Draco merakla onu beklemeye başladı. Harry bir kaç dakika sonra elindeki kitaplarla geri döndü odaya. Yatağı es geçip balkona yöneldiğinde, Draco da onu takip etti. Harry balkondaki koltuğuna oturup elindeki kitapları sehpaya bırakırken, Draco da Harry'nin yanına oturdu.

"Sana bu kitapları okutmadan önce başka bir şey anlatmak istiyorum, Draco." dedi Harry. "Babamla ilgili."

Draco ilgiyle Harry'ye baktı. "Dinliyorum."

"İki sene önceydi." diye söze başladı Harry. "İki sene öncesine kadar Malfoy Krallığı ile Potter Krallığı kardeş ülkeler sayılıyordu. Aralarında bir çok ticari alışveriş, yardımlaşma ve sayamayacağım bir çok şey olmuştu. İki ülke de birbirine karşı hiçbir zaman savaş açmamıştı. Taaki iki sene önce Kral Lucius babamı zehirleyene kadar."

Draco şaşkınlıkla eliyle ağzını kapattı. "Zehirlemek mi?"

Harry kafasıyla Draco'yu onayladı. "Babamı zehirlemişti. Ancak tabiiki de biz bunu hemen öğrenemedik. Zehir, kendini yıllar sonra belli eden bir özelliğe sahipti. Babamda da bir sene önce belirtilerini göstermeye başladı. Ancak hekimler, zehrin ne olduğunu bulana kadar zehir çoktan babamın vücudunu ele geçirmişti. Her geçen gün ölüme biraz daha yaklaşıyordu ve hekimler her ne kadar zehrin panzehirini bulsa da hiçbiri etki etmedi."

Forgotten Prince | Drarry Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin